Mizah Ustasından Gençlere Tavsiyeler

Mizah Ustasından Gençlere Tavsiyeler

Mizah yazarı, senarist ve komedyen Vedat Özdemiroğlu, Yaşar Üniversitesinde düzenlenen söyleşide beyin göçüyle Türkiye’den yurt dışına gitmek isteyen gençlere seslendi. Özellikle edebiyat ve mizah alanında bütün dünyayla baş edecek değerlere sahip olduğumuzu belirten ünlü yazar, "En değerli, en işlevli beyinleri kaptırmayalım. Gençler mümkünse burada, ülkenizde kalın. Beyin göçü olacaksa İzmir’e, Ankara’ya, İstanbul’a olsun” dedi.

Yaşar Üniversitesi tarafından ‘Güncel Bilim Sanat Söyleşileri’ kapsamında Yazar Gülşah Elikbank’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen ‘Mizah ve Edebiyat’ başlıklı oturuma katılan Mizah yazarı, senarist ve komedyen Vedat Özdemiroğlu, yıllar itibariyle Türkiye’nin mizah anlayışındaki değişimi yorumladı. Beyin göçü konusunda da gençlere seslenen Özdemiroğlu, “Beyin göçü olacaksa buraya olsun. İzmir’e, Ankara’ya, İstanbul’a olsun. En değerli, en işlevli beyinleri kaptırmayalım. Gençler, mümkünse burada kalın. Günün birinde öyle bir öykü yazarsınız ki bu Kanada’da da Türkiye’de de ilgi görür. Bu sizin işlevli arzunuza bağlıdır. Özellikle edebiyat ve mizah alanında dünya ile baş edecek değerlere sahibiz. O çok bilinen isimlerinden biri olmanın yolu illa yurt dışında olmaktan geçmiyor” diye konuştu.



"Gençlere eleştiri Sümer tabletlerinde bile yazıyor"

Oğuz Aral’ın kurduğu Gırgır, Fırt, Dıgıl ve Avni dergilerinde yazarlığa adım atan, kuruluşundan bu yana da Uykusuz dergisindeki köşesinde okuyucusu ile buluşan usta yazar, “Mizahtaki değişimi toplumdaki bir değişimin parçası olarak mı görmek lazım, aslında bu konuyu tam olarak kimse bilmiyor. İnsanların güldüğü şeyler olduğu sürece değişimden korkmamak lazım. Çünkü her nesil kendi gerçeği ile geliyor. Hiçbir zaman eskiye takılıp kalmanın bir manası yok. Bizde çok yaygın olarak şimdiki gençlere karşı bir eleştiri var ama bu Sümer tabletlerinde bile yazıyor ‘şimdiki nesil çok vurdum duymaz’ diye. Aslında biz büyüdüğümüz için hayatın elimizden kaydığını düşünüyoruz ve suçu gençlere atıyoruz. Oysa her zaman her kuşağın duyarlıları ve vurdum duymazları var. Hiçbir zaman, hiçbir kuşakta tam bir bütünlük olmadı” diye konuştu.



"Pratik zekası ve mizah anlayışı yüksek bir toplumuz"

Pratik zekası ve mizah anlayışı yüksek bir toplum olduğumuzu belirten Özdemiroğlu, “Sosyal medyada gençlerin, neredeyse profesyonel mizahçı gibi espri yapabildiklerini görüyorum. Bu beni çok sevindiriyor. Biz, pratik zekası ve mizah anlayışı çok yüksek bir toplumuz. Türkiye’nin mizah konusunda Nasreddin Hoca’dan bu yana çok yüksek bir ortalaması var. Halk kendi esprisini anında yapıyor, sokak her zaman mürekkep yalamış insanlardan bir adım önde. Bu da herhangi donuk bir toplumda olmayan bir özellik. Öte yandan Recep İvedik serilerinin mizah dozajını çok yüksek bulmuyorum ama nihayetinde bir film işi ve insanları sinemaya çağıran bir durum. Sinemaya bu sebeple giden bir çocuk sinemayla tanışmış olacak ve kendi içinde aydınlanmasını yaşayacaktır diye düşünüyorum. Her işte bir hayır var. Belki Recep İvedik’le sinemaya ulaşmış genç bir kardeşimiz sonrasında Peter Sellers’ı keşfedecek. Bu umudu taşımak durumundayız” ifadelerini kullandı.

Futbolla edebiyat sahne gösterisinde

"Beşiktaş’ın şairi” olarak da bilinen Vedat Özdemiroğlu, futbolla edebiyatı birleştiren yeni projesinden de bahsetti. Özdemiroğlu, “Beşiktaş benim değişmezlerim arasında. Beşiktaş, ilk duyduğum kelimelerden biri, rahmetli dedem ilk Beşiktaşlılardan biri. Beşiktaşlı olmak bende bir aidiyet duygusu sağladı. Beşiktaş efsanesi Baba Hakkı’nın hasta olduğunda süveterle maça çıkmasından, Fenerbahçe ve Galatasaray ile ezeli rekabetin tarihindeki ilginç olaylara kadar Beşiktaş efsanelerini, hikayelerini içeren bir dizi kaleme aldım. Bir maçı kazanmaktan daha da güzel olabilecek olayları içeriyor. Tiyatro ve sinema oyuncusu Altan Gördüm’le bir araya gelerek bir sahne gösterisi yapmayı planlıyorum" dedi.



"Yaşam koçlarına para ödemeyin, yazarları deneyin"

Son kitabı ‘Vedat Bey’in Görkemli Hayatı’ hakkında da bilgiler veren Vedat Özdemiroğlu, kitap okumanın kişiye verdiği zevki hiçbir sinema filminin veremeyeceğini kaydetti.

Özdemiroğlu, “Günümüzde sadece seyirci olmaya itiliyoruz. Oysa ki eskiden kitaplardan bahsedilirdi. Okumadığınız bir romanın filmini izlemek size asla aynı zevki vermeyecektir. Okumak direkt bizim hayal gücümüze, beynimizdeki yönetmene hitap eder ve bütün yaratım gücümüzü en üst noktasında açığa çıkarır. Sait Faik Abasıyanık’ın, Orhan Veli’nin okunmadığı bir Türkiye bana uzak geliyor. Ayrıca yaşam koçlarına para ödememenizi öneririm. Kitaplarda yazarların çok daha rafine sözler söylediklerini göreceksiniz” dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile