'Müdür Odası' Diyarbakırlı Kadınlara Atölye Oldu

Diyarbakır'da bir ilkokul müdürünün mesleki eğitim için tahsis ettiği odası, kadınların ipek kozasından sanatsal objeler hazırladığı atölyeye dönüştü İpek kozası, 2555 yaş arası 40'ı aşkın kadının hünerli ellerinde sanata dönüşürken, hazırlanan objelerin hem kursiyerlere gelir olması hem de kentin tanıtımına katkı sunması hedefleniyor Okul müdürü Ekin: 'Arkadaşlarla benim odamda bir araya geldik. Ürünleri yaptıkça büyük keyif almaya başladık, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Kalabalık olduğumuzda öğretmenler odasına geçiyoruz' Kursiyerlerden Eşsiz: 'Kızımı kaybettikten sonra burası bana terapi oldu. Artık müdür odası da yeterli olmuyor bize. Daha çok üretebilmek, teşhir edebilmek, tanıtabilmek için yeni yere ihtiyacımız var'

BESTAMİ BODRUK - Diyarbakır'da bir ilkokul müdürünün odası kadınlara mesleki eğitim verilen atölye oldu.

Tarih boyunca değerini koruyan, Doğu kültürünün Batı tarafından tanınmasını sağlayan, kıtalar arası ticaret yoluna adı verilen ipek, sadece kumaş değil Anadolu kadınının zarif dokunuşuyla koza olarak da sanata dönüşüyor.

Molla Gürani İlkokulu Müdürü Oya Ekin, 1,5 yıl önce, kadınların mesleki eğitim görmeleri için okulda kurs düzenleme kararı aldı.

Ekin, hafta sonu okulda öğrencilere yönelik verilen eğitimlerden dolayı sınıfların dolu olması nedeniyle kadınlara odasını tahsis etti.

Düzenlenen kursta ipek kozası ve teraryum sanatı usta öğreticisi Özlem Can'dan eğitim alan 25-55 yaş arası 40'ı aşkın kadın, kozadan çiçekler ve birbirinden farklı objeler hazırlıyor.

Kursa katılımın yoğun olduğu günlerde müdür odasına sığılmadığı için eğitime öğretmenler odasında devam ediliyor.

Hazırlanan objelerin hem kursiyerlere gelir olması hem de kentin tanıtımına katkı sunması bekleniyor.

- "Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi"

Okul müdürü Oya Ekin, çocuklar ve kadınlara yönelik destekleyici kursları çok önemsediğini ifade ederek, bu kapsamda okulda çocuklara kurs düzenlerken kadınlara da mesleki eğitim verilmesini amaçladıklarını anlattı.

İpek kozasından çiçekler ve süs eşyaları yapmayı önce kendisinin öğrendiğini, zamanla okuldaki diğer öğretmenlerin, velilerin ve okuma yazma kurslarına gelen kadınların bu eğitimi aldığını belirten Ekin, "Arkadaşlarla benim odamda bir araya geldik. Ürünleri yaptıkça büyük keyif almaya başladık, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi." dedi.

Zamanla okuldaki öğretmenlerin ve eşlerinin de bu eğitime ilgi göstermeye başladığını dile getiren Ekin, kadınların ipek kozasından rengarenk bahar çiçekleri, süs eşyaları, teraryum ürünleri hazırladığını ifade etti.

Kursiyerlerin zamanla hedef büyüttüğünü vurgulayan Ekin, bundan sonraki süreçte hazırladıkları ürünleri sergileyebilecekleri bir atölye kurmak istediklerini söyledi.

Ekin, "Kadınlarımız, her gün evinde işini bitirdikten sonra gidip çalışmalarını yapabileceği ve aynı anda sergileyebileceği bir yer istiyorlar. Tarihi bir mekan olursa tanıtım açısından da iyi olur. Diyarbakır'ın en büyük değerlerinden biri olan ipek kozasından yapılan ürünleri herkese göstermiş oluruz."

- Kadınlara gelir olacak

Bağlar Halk Eğitim Merkezinin usta öğreticisi Özlem Can, yaptıkları işin Diyarbakırlı kadınlar için önemli bir katma değer olduğunu söyledi.

Can, özenle kesilen ipek kozalarının çeşitli evrelerden geçirilip boyanarak objelere dönüştürüldüğünü anlatarak, ipek kozasının tarihi süreçte Diyarbakır'da da önemli bir yere sahip olduğunu kaydetti.

Diyarbakır'ın ipek kozası üretiminde Türkiye'deki önemine işaret eden Can, aksesuar olarak da ipek kozasında ön sıralarda yer almak istediklerini dile getirdi.

Can, "Diyarbakırlı hanımlarla el ele verip çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her türlü aksesuar çalışıyoruz. Ürünlerin fiyatı 30 liradan başlıyor, bin 500 lira ve üzerine çıkabiliyor. Gelin ve çocuk odası aksesuarları, kurum ve kuruluşlara logo çalışmaları, bakanlıklara çalışmalarımız oluyor. Biz şu anda okulda müdür odasında küçük çaplı çalışıyoruz. Bunun için bize büyük bir atölye gerekiyor. Özellikle tarihi bir mekanda, turistlerin, yabancıların geldiği bir yerimiz olsun istiyoruz. Bu sanat kadınlarımız, genç kızlarımız ve engellilerimize gelir elde edecekleri iş imkanı sağlayacak."

- "Kızımı kaybettikten sonra burası bana terapi oldu"

Kursiyerlerden Feyzan Eşsiz, aynı zamanda okul aile birliği başkanı olduğunu, 1,5 yıl önce 8 yaşındaki kızını kaybettiğini belirtti.

"Kızımı kaybettikten sonra burası bana terapi oldu." diyen Eşsiz, okul müdürü Ekin'in tavsiyesi üzerine kursa katıldığını anlattı.

Eşsiz, "Önceleri, 'Kafamı verebilir miyim' diye çok düşündüm ama sonrasında bana iyi geldi. Güzel dostluklar kurduk, üretebilmenin önemini anladık. Ürettikten sonra kendimi daha iyi hissettim. Güzel şeyler yapıyoruz burada. Artık müdür odası da yeterli olmuyor bize. Daha çok üretebilmek, teşhir edebilmek, tanıtabilmek için yeni yere ihtiyacımız var." diye konuştu.

- "Doğacak kızıma hazırlık yapıyorum"

Şenay Yavuz da "papatya" yaparak başladıklarını ve zambak, lale, gül, portakal çiçeği ve diğer bazı objeler ürettiklerini aktardı.

7,5 aylık hamile olmasına rağmen kursa katıldığını söyleyen Yavuz, "Doğacak kızıma hazırlık yapıyorum." ifadesini kullandı.

Sosyal Bilgiler öğretmeni Tülay Akdemir de arkadaşı aracılığı ile başladığı kursta aldığı eğtimden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Akdemir, okulda öğrencilere ipek böcekçiliğini anlattıklarını ancak bu tür ürünler hazırlayacağını hiç düşünmediğini ifade ederek, "Ev hanımları için gelir kapısı haline dönüştürülebilir. Bu faaliyetin marka haline gelebileceğini düşünüyorum. Biz bunu ilerletirsek hem şehrimizi hem de bölgemizi bu anlamda marka haline getirebiliriz." şeklinde konuştu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile