Müezzinoğlu, AA Editör Masası'na Konuk Oldu
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu: (1) '(Başkanlık sistemi) Türkiye'de bir eyalet sistemi düşünülmüyor. AK Parti olarak biz düşünmüyoruz. Üniter yapının korunduğu, vatandaşın 10 Ağustos 2014'teki gibi başkanını seçtiği, büyükşehirlerde büyükşehir belediye başkanı nasıl seçiliyorsa, o şekilde başkanını seçtiği bir sistem' '(AK Parti'nin yeni anayasa çalışması) Mayıs sonuna kadar çalışma grubu çalışmalarını tamamlayacak. Kanaatim mayıs ortalarından sonra, mayıs sonu gibi MKYK'ya, MYK'ya gelir. Mayıs sonu itibarıyla da TBMM'ye sunulacak noktaya gelir' '(Paralel Devlet Yapılanması ile mücadele) Bir devletin yönetiminde farklı kanallara hizmet eden bir anlayışın olmasını devlet asla kabul etmez. Bu ülkeye, bu millete hizmet etmek için kurulan kurumsal yapıların, meşru kanallar dışında bir başka yere göbek bağından, akıl bağından, vicdan bağıyla bağlı olması asla kabul edilemez. Bunun için bu süreç, öyle veya böyle, kararlı bir şekilde, son noktaya gidinceye kadar devam eder ve etmelidir de. Bunu Türkiye 17 Aralık ve 25 Aralık'tan bu yana tüm kurumlarıyla çok kararlı bir şekilde yapıyor'
Müezzinoğlu, Anadolu Ajansı Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, soruları yanıtladı.
'AK Parti'nin yeni anayasa çalışması ne aşamada? Anayasa taslak metninin 1 Temmuz'dan önce TBMM'ye gelmesi söz konusu olabilir mi?' sorusuna Müezzinoğlu, 'İnşallah 1 Temmuz'dan önce olacaktır. Mayıs sonuna kadar çalışma grubu çalışmalarını tamamlayacak. Kanaatim mayıs ortalarından sonra, mayıs sonu gibi MKYK'ya, MYK'ya gelir. Mayıs sonu itibarıyla da TBMM'ye sunulacak noktaya gelir.' yanıtını verdi.
'Yeni anayasada daha çok hükümet modelinin nasıl olacağı şeklinde tartışmalar yaşanıyor. AK Parti'nin kendi taslak metninde, Amerikan tipi başkanlık sistemini model olarak alacağı ama bu modeli de Türk tipine uyarlayacağı söyleniyordu. Bu Türk tipi model nasıl olacak?' sorusu üzerine Bakan Müezzinoğlu, 'Türkiye'de bir eyalet sistemi düşünülmüyor. AK Parti olarak biz düşünmüyoruz. Üniter yapının korunduğu, vatandaşın 10 Ağustos 2014'teki gibi başkanını seçtiği, büyükşehirlerde büyükşehir belediye başkanı nasıl seçiliyorsa, o şekilde başkanını seçtiği bir sistem. Bunun yanında parlamentonun da seçildiği.' diye konuştu.
ABD'de senatör seçimlerinin sistematiğinin ayrı olduğunu anımsatan Müezzinoğlu, 'Bizde ya daraltılmış bölge... Ona Seçim Kanunu'nda değinen... Milletvekilleri parlamentoya gelecek. Başkanını da millet yüzde 50'nin üzerinde oyla seçmiş olacak. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı nasıl seçiliyorsa, Türkiye'nin başkanı da öyle seçilmiş olacak.' ifadesini kullandı.
- Paralel Devlet Yapılanması ile mücadele
Bakan Müezzinoğlu, 'Paralel Devlet Yapılanması'na ve yapılan operasyonlara dair bir soru üzerine, şöyle konuştu:
'Bir devletin yönetiminde farklı kanallara hizmet eden bir anlayışın olmasını devlet asla kabul etmez. Bu ülkeye, bu millete hizmet etmek için kurulan kurumsal yapıların, meşru kanallar dışında bir başka yere göbek bağından, akıl bağından, vicdan bağıyla bağlı olması asla kabul edilemez. Bunun için bu süreç, öyle veya böyle, kararlı bir şekilde, son noktaya gidinceye kadar devam eder ve etmelidir de. Bunu Türkiye 17 Aralık ve 25 Aralık'tan bu yana tüm kurumlarıyla çok kararlı bir şekilde yapıyor. Yer yer aksayan alanlar olabilir ama duyarlılığı ve takibi asla azalmaz. Her geçen gün de buradaki yapının ne kadar hain bir yapı olduğunu dün fark etmeyenler, bugün fark ediyor. Bu fark etmeler nedeniyle de bu süreç devam edecektir, etmelidir de.'
- Dokunulmazlıkların konusu
'Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını öngören anayasa değişikliği ile ilgili yapılacak oylamada referandumsuz bir sonuç çıkmasını bekliyor musunuz? HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın dokunulmazlık konusuna ilişkin açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusu yöneltilen Bakan Mehmet Müezzinoğlu, milletvekillerinin millet adına korunması ve millet adına gayret ederek, onları temsil etmelerinin birinci öncelikleri olması gerektiğine işaret etti.
'Seçilmişi koruyan ve 4 yıl sonra milletin huzuruna gittiğinde de hesabı verebildiği bir sistemi merkeze almamız lazım' diyen Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
'Ama milletvekili de milletvekili olduğu gün, Meclis kürsüsünden ettiği yemini ülke adına, millet adına sadık kalan bir çalışma içinde olması gerekir. Dolayısıyla bugün özellikle HDP milletvekillerinin olduğu konuma baktığımızda sorun, kürsüde ettikleri yeminle çelişen bir eylem içinde olmalarıdır. Ülkenin bölünmez bütünlüğü ile ilgili sorunları var. Milletin beklentileriyle değil, belirli terör örgütünden aldıkları mesajların temsilciliğini yapar gibi hatta ifadelerle ‘biz işte sırtımızı dağa yasladık’ gibi cümlelerle duruşları var. Bunun tabi ki milletvekilliği koruma zırhına bürünerek yapılması ve bu zırhı da onu koruyor noktada tutmak doğru değil. Dolayısıyla bu anlamda dokunulmazlıkların kaldırılmasının, yemine aykırı eylemlere karşı dokunulmazlıkların kaldırılması doğru olur. Bu hafta da karma komisyonda görüşülecek, sonra anayasa değişikliği oylamasına herhalde bu hafta veya gelecek hafta geçilecektir.'
Bakan Müezzinoğlu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarına ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:
'Açıklamalarının hangi boyutuna bırakın, ben bir siyasetçi olarak ona oy vermiş seçmenin bile yüzde 50’si, Selahattin Demirtaş’ın son 7 Haziran’dan bu yana duruşuna destek vermediğini görüyoruz. Diyarbakır'a, Cizre'ye gittim, o bölgede epey vatandaşla olan ilişkimizde şu an da o bölge insanının Selahattin Demirtaş başta olmak üzere, HDP’ye büyük bir sitemleri var, infialleri var. 'Bize en ağır bedeli ödetiyorlar ve bizim geleceğimizle oynuyorlar' diyorlar. Yani sokaklara çukur kazılmasına, sokaklara mayın döşenmesine, insanların evlerine girip 'kapıları açık tutacaksınız' diyerek evlerini girip duvarları delerek evden eve tüneller kazmalarının müsebbibi olarak görüyor, Selahattin Demirtaş’a oy veren seçmenin büyük çoğunluğu. Dolayısıyla Selahattin Demirtaş’a söylenecek söz, seçim olursa kendi seçmeni tarafından da en ağır şekilde söylenecektir. Ne diyeyim yani? HDP’lilere söylenecek laf artık bulamıyorum yani. Milli duruşları yok, bayrak duruşları yok, bütünlük duruşları yok, kendi iradeleri yok. Kendi iradeleri olsa yine tartışacağım veya cevap vereceğim ama onların bir başkalarının iradelerini temsil eden noktada olmaları üzüntü verici.'
(Sürecek)