Müftü Eroğlu: Boşanmalarda Anne ve Babaların Yıkıcı Değil Yapıcı Olması Gerekir
Yozgat Sarıkaya İlçe Müftüsü Süleyman Eroğlu, çiftler arasında yaşanan boşanma vakalarında, anne ve babaların yıkıcı değil yapıcı olmaları gerektiğini söyledi.
İlçe Müftüsü Eroğlu, yaptığı açıklamada, Türk toplumunun gelenek ve göreneklerine bağlı çok güçlü bir yapıya sahip olduğunu belirterek, "Ülkemizde ve ilimizde maalesef son yıllarda bir hayli boşanmaların yaşanması, buna bağlı olarak istenmeyen ve cinayete varan olayların yaşanması Türk aile yapımıza zarar veriyor. Geçmişe baktığımızda toplumda boşanmalar ayıplanır, hoş karşılanmazdı fakat, günümüzde evlilik nasıl normal olan şey ise boşanma da öyle oldu ve sıradanlaştı. Oysa ki dünyada Türk milletinin sahip olduğu en büyük zenginliğimiz aile yapımızdır. Ama maalesef bu zenginliğimiz son yıllarda büyük zarara uğruyor. Bunda, anne ve babalara büyük ölçüde görevler düşmektedir. Çünkü gerek erkek, gerekse kız evladı anne ve babanın nasihatini dinler ona göre hareket eder. Anne ve baba, böyle bir durumda yıkıcı değil daima yapıcı olmalıdır." dedi.
Ailenin, İslam’da kutsal bir müessese olduğunu, bir araya nikah bağı ile gelmenin ve bir yuva kurmanın amacının hayırlı evlatlar yetiştirmek olduğunu ifade eden Eroğlu, “İlçemizde boşanma rakamları çok ciddi bir rakama ulaşmış durumdadır. Bunun üzerinde ciddi olarak kafa yormak lazım. Acaba niye böyle çözülmeler oldu. Ne oldu da aileler bu anlamda çözülüyor ve hemen üç ay, beş ay sonra boşanmalar kendisini gösteriyor. Muhakkak ki boşanma da helaldir ama Allah Resulü (sav) boşanmayı en sevimsiz helal olarak görülmüştür. Burada biz büyüklere düşen, anne ve babalara düşen, bu yeni kurulan yuvaların dağılmaması için gayret göstermektir. Sıkıntılar olabilir bunu en son noktasına kadar aileyi korumaya çalışmak, ancak son aşamasında yapılacak bir şey kalmadıysa o zaman ayrılmalar olabilir. Burada yeni yuva kuranlara burada eğitim ve öğretimle büyüklerin tavsiye ve destekleri ile ailenin ne denli önemli olduğunu ve hemen en ufak bir sorunda ayrılanın doğru olmadığını söylemek lazım." diye konuştu.
Evlilikle kurulan hısım akraba bağlarının ayrılıklarla yerini düşmanlığa ve hasımlığa sevk ettiğini kaydeden Eroğlu, şunları söyledi: "Aileler arasında evliliklerle oluşan hısım akrabalık ve kaynaşma, ayrılıklarla sıkıntıya dönüşüyor. Onun için bu konuda herkese ve her kesime büyük çaba ve gayret düşmektedir. Boşanma olaylarını manevi yönden değerlendirecek olursak, evliliğin ne denli kutsal bir müessese olduğuna genç çiftlerimizin idrakine varması gerekir. Günümüzde din eğitimini gençlerimizin çok iyi alması gerekir. Fakat gençlerimizin maalesef din eğitiminin zayıflığı aşikardır. Yani aile nedir? İslam aile hukuku nedir? Kadın hakları nelerdir? Erkek hakları nelerdir? Bunları iyi öğrenmek ve anlamak gerekir. Bir erkeğin, karısı üzerindeki hakkı ve hukuku iyi bilmesi gerektiği gibi, kadının da erkeğine karşı sorumluluğunu ve görevlerini iyi bilmesi gerekir. Bunları karşılıklı saygı ve sevgi içerisinde yürüttükleri takdirde asla boşanmaların söz konusu olmayacağı inancındayım."
"BAZI DİZİ VE FİLMLER TÜRK AİLE YAPISINA ZARAR VERİYOR"
Türkiye’de bazı diziler ve filmlerin, Türk aile yapısına büyük zarar verdiğinin altını çizen Eroğlu, “Ülkemizde maalesef bazı diziler ve filmler, Türk toplumunun aile yapısına çok büyük zarar veriyor. Dizilerde yer alan aldatma olayları, anne ve babaya karşı çocukların tutum ve davranışları, eğlence merkezlerinde yaşanan içkili ve tozpembe hayatlar özendirilerek toplumumuza izletilmektedir. Bunlara özenen insanlar da maalesef huzursuzluk ve aile içerisinde tartışmaların yaşanmasına neden oluyor. Bu dizlerden ve bu gibi davranışlardan mutlaka kaçınmalıyız." şeklinde konuştu.