Muhsin Yazıcıoğlu'nun Ölümüne İlişkin Özmen'in Yargılandığı Dava

BBP'nin kurucu Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopterin düşmesine ilişkin, hakkında 'görevi kötüye kullanma' suçundan dava açılan, eski emniyet amiri Dursun Özmen'in yargılanmasına devam edildi BBP Genel Başkanı Mustafa Destici: 'Biz devletimiz ve bakanlığımızla birlikte, hakimlerimiz ve savcılarımızla birlikte inşallah bu olayı tüm şüpheleriyle birlikte çözeceğiz. Sonuna kadar uğraşacağız. Bedeli neyse ödemekten de korkmayız' Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu: 'Adalet istiyoruz'

Büyük Birlik Partisi (BBP) kurucu Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopterin düşmesine ilişkin, hakkında "görevi kötüye kullanma" suçundan dava açılan, o dönem İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli eski emniyet amiri Dursun Özmen'in yargılanmasına devam edildi.

Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer ve oğlu Furkan Yazıcıoğlu ile ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, merhum gazeteci İsmail Güneş'in eşi Yasemin Güneş, parti yöneticileri ve avukatları katıldı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, Sincan 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu olan sanık Özmen, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBIS) sisteminden katıldı.

Avukatlar ile duruşmaya katılan aileler, bu duruşma dosyasının ana dosyayla birleştirilmesini ve sanığın tutuklanmasını talep etti.

Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz, sanık Özmen'e, "Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının kurtarıldı" bilgi notunu neden ve nasıl hazırladığını sorusunu yöneltti.

Sanık Özmen ise olayın olduğu gün 4 ayrı bilgi notu hazırladığını, sorulan bilgi notunu da açık ve kapalı istihbarat ardından hazırladığını belirtti.

Daha sonra Yavuz'un, bilgilerin ne zaman yanlış olduğunu öğrendiği sorusu üzerine Özmen, dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yaptığı açıklamada "Helikopterin yerine ulaşılamadığı" yönündeki açıklamanın ardından öğrendiğini ve bilgi notunun ardından bilgi formu hazırladığını söyledi.

Özmen, o zaman çok fazla bilgi akışı olduğunu bununla birlikte gelen bilgiler arasında olduğunu, Osmaniye'de görevli ve izinde olan özel harekat polisinin Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını güvenli bir mağaraya götürdüğü yönünde bilgi geldiğini, bunun üzerine Osmaniye Özel Harekat Şubesi Müdürü ile görüşerek bu konunun gerçekliğini de araştırdığını, sonra da doğru olmadığını öğrendiğini dile getirdi.

Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, "Arama çalışmalarının sürdüğü 2'nci gününde gece saat 24.00 sonrası kaldığı misafirhaneye gelen biri diğerine 'komutanım' dediği iki kişinin 'Muhsin Başkan mağarada saklanıyor, isterseniz sizi görüştürebiliriz" dediğini belirterek kendisinin ise "Bunu neden devlet yetkililerine söylemediniz?" diye kızdığını ve onlara inanmadığını anlattı.

Muhsin Yazıcıoğlu'nun ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu da yanına gelen iki kişinin "Genel Başkan bir mağarada gel götürelim" sizi dediklerini onlarla bir süre yürüdükten sonra güvenmeyerek söz konusu yere gitmediğini belirtti.

Yazıcıoğlu, bu kişilerin kendilerine söyledikleri durumu kimseye söylememelerini istediğini aktardı.

Öte yandan davaya katılan avukatlardan birisinin "Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle sonuçlanan olay kaza mı, yoksa suikast mi?" şeklindeki sorusu üzerine Özmen, "Bu olayın kaza olduğunu düşünüyorum." ifadesini kullandı.

Dava, eksik evrakların giderilmesi için 18 Nisan'a ertelendi.

- "Çizgimizden bugüne kadar taviz vermedik"

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, adliye çıkışında yaptığı açıklamada, ana soruşturma dosyasındaki takipsizlik kararının kaldırılması ve soruşturmaların yeniden başlayıp en kısa zamanda dava açılacak olmasının bazı çevreleri rahatsız ettiğini söyledi.

Olayı tüm şüpheleriyle birlikte çözeceklerini dile getiren Destici, şunları kaydetti:

"Biz devletimiz ve bakanlığımızla birlikte, hakimlerimiz ve savcılarımızla birlikte inşallah bu olayı tüm şüpheleriyle birlikte çözeceğiz. Sonuna kadar uğraşacağız. Bedeli neyse ödemekten de korkmayız. Bizim kırmızı çizgimiz Muhsin Yazıcıoğlu ve onunla birlikte şehadet şerbetini içen Erhan Üstündağ, Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya ve İsmail Güneş'in şehadet davasıdır. Bu çizgimizden bugüne kadar taviz vermedik. Bundan sonra da vermeyeceğiz."

- "Bize göre suikast olan olayın bir an önce aydınlatılmasını istiyoruz"

Gülefer Yazıcıoğlu ise bir polis memuru üzerinden süren davaya katıldıklarını belirtti.

Ana dosyanın henüz açılmadığını ve bu kapsamda çalışmaların devam ettiğini dile getiren Yazıcıoğlu, "Bizim siyasi bir beklentimiz yoktur. Sadece ve sadece Muhsin Başkan olayına kaza veya suikast dedikleri ama bize göre suikast olan olayın bir an önce aydınlatılmasını istiyoruz. Adalet istiyoruz." dedi.

Bir gazetecinin salonda gerginlik olduğuna ilişkin sorusu üzerine Yazıcıoğlu, salonda gerginlik olduğunu ama büyütülecek bir mesele olmadığını belirtti.

Gerginliğin mahkeme salonuna alınmayla ilgili olduğunu dile getiren Yazıcıoğlu, şunları kaydetti:

"Evet, gerginlik oldu. Biz kapıda saatlerdir bekliyorduk. İçeri alınmak istiyorduk. Fakat oradan bir memur arkadaş, Sayın Destici girmeden bizim alınamayacağımızı söyledi. Biz aileler olarak kesinlikle birinci dereceden içeriye girmesi gereken insanlarız. Bizi almadan onları aldıkları için oradaki arkadaşlar tepki göstermişlerdir. Gerginlik bundan ibarettir. Başka büyütülecek bir mesele yoktur."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile