Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer ve oğlu Furkan Yazıcıoğlu ile Destici, soruşturmaya ilişkin bilgi almak üzere Kahramanmaraş Adliyesine geldi.
Destici, adliye çıkışı gazetecilere yaptığı açıklamada, inceleme ve soruşturmalarda olaya "kaza" denilmediğini savundu.
Soruşturmanın seyrine ilişkin bilgi veren Destici, "TBMM'de kurulan 2 soruşturma komisyonunda bu hadise kaza olarak sonuçlandırılmadı. 'Adli ve idari yönden mutlaka sonuna kadar araştırılması gerekir' diye neticelendi. Devlet Denetleme Kurulu da 'bu bir kazadır' demedi. Tam tersine şüpheleri derinleştirdi. Dosyayı soruşturan Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı da bu hadiseye 'kaza' denilerek nokta konmadı" diye konuştu.
Olaya ilişkin 7 ana şüpheden hiçbirinin net olarak giderilmediğini ileri süren Destici, soruşturmaya ilişkin hazırlanan 130 klasörlük çalışmanın kendi halinde oluşmadığını vurguladı.
- "Protesto hakkımızı en üst düzeyde kullanacağız"
Hukuk içerisinde mücadelelerinin devam edeceğini vurgulayan Destici, şöyle konuştu:
"Tırnaklarımızla kazıdığımız ve 5 yıl içerisinde bu hale getirdiğimiz bir dosyanın 3 ay içerisinde kapatılmasına veya takipsizlikle sonuçlandırılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Herkesin bunu böyle bilmesi gerekir. Birilerinin bu dosya üzerinden kendi kavgasını yapmasına asla izin vermeyeceğiz. Bundan sonra yasal zeminde daha sık her türlü eylem, gösteri ve protesto hakkımızı en üst düzeyde kullanacağımızı ve Türkiye sathına bunu yayacağımızı söylemek istiyorum."
- "İntikamımızı yüce Yaradan alacaktır"
Gülefer Yazıcıoğlu ise ise soruşturma kapsamında 20 kişiye takipsizlik kararı verildiğini ileri sürdü.
Adaletsizlik içerisinde adalet aramaya geldiklerini anlatan Yazıcıoğlu, "Elbet bizim intikamımızı yüce Yaradan alacaktır, bundan emin olunuz. Bugün buraya geldiğimizde bu davaya bakan savcı ve başsavcı beyi karşımızda görmek isterdim. Maalesef ki her ne hikmetse bugün izne ayrılmış ve gitmişler. Onlarla muhatap olamadık, üzgünüm" diye konuştu.
Davaya bakan savcının, "hiç kimse geleceğini ve kariyerini riske atarak bu davaya bakamaz" dediğini öne süren Yazıcıoğlu şunları kaydetti:
"Bu ifade sözün bittiği noktadır. Bunun hiçbir yerinde tutar dal yoktur. Bu sistem içerisinde adaleti arayamayız. Bu adalet er veya geç sizin için de gerekecektir. Onun için lütfen adil olunuz. Eğer adil olmayacaksanız ahirette boynunuzda Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının ateşten halkasıyla gezeceksiniz, bizde sizi seyredeceğiz."
Davanın müdahil avukatlarından Kemal Yavuz ise soruşturmaya ilişkin takipsizlik ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz ettiklerini söyledi.
Soruşturma dosyasında 109 sanığının bulunduğunu aktaran Yavuz, "Bunların arasındaki 20 kişiyle ilgili suç ayrılarak ayrı bir dosya haline dönüştürülmüş. 20 kişinin suçlandığı konu GPS cihazlarının çalınması. GPS cihazları helikopterin düşmesiyle ilgili bize ipuçları veren yegane delilimizdir. Bu delil çalınmak veya yakılmak suretiyle yok edildi. Biz bunun örgütlü bir yapı tarafından gerçekleştirildiği inancındayız. Adi bir hırsızlık gibi takipsizlik kararının verilmesi kabul edeceğimiz bir şey değildir" şeklinde konuştu.
Bu arada basın açıklamasının ardından bir grup partili, adliye binası önündeki yolu trafiğe kapattı. Polisin uyarılarına aldırmayan gruba biber gazıyla müdahale edildi.
Grup, Gülefer ve oğlu Furkan Yazıcıoğlu ile parti yönetiminin ikna etmesi sonucu dağıldı.
Muhsin Yazıcoğlu'nun Ölümüne İlişkin Dava
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin, "Tırnaklarımızla kazıdığımız ve 5 yıl içerisinde bu hale getirdiğimiz bir dosyanın 3 ay içerisinde kapatılmasına veya takipsizlikle sonuçlandırılmasına asla müsaade etmeyeceğiz" dedi.