Mülki İdare Amirleri Buluşması

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan: (1) 'Millet, iradesine sahip çıktığı için 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçakların işgal girişimini de göğsünü kurşunlara siper ederek durdurmuştur. O gece, 81 milyonun her bir rengi sokağa çıkmış, siyasi görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakarak istiklaline canı pahasına sahip çıkmıştır' 'Ülkemizde sayısı az ama sesi çok çıkan bir kesim, devlet ile vatandaşları arasındaki uçurumun kapanmasından rahatsız oluyor. Bu kesim cumhur ile Cumhuriyetin barışmasını, kucaklaşmasını kendi varlıklarına, kendi ikballerine, kendi çıkarlarına yönelik büyük bir tehdit olarak algılıyor'

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Millet, iradesine sahip çıktığı için 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçakların işgal girişimini de göğsünü kurşunlara siper ederek durdurmuştur. O gece, 81 milyonun her bir rengi sokağa çıkmış, siyasi görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakarak istiklaline canı pahasına sahip çıkmıştır." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Mülki İdare Amirleri Buluşması'nda, kaymakam ve aynı unvana sahip vali yardımcılarıyla yapılan buluşmaların 5'incisini gerçekleştirdiklerini söyledi.

Hayatını kaybeden, şehit olan tüm kaymakamlara Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, devlete, millete ve şehirlere hizmet eden tüm mülki idare amirlerine de şükranlarını sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kaymakamlık makamı, tarihimizde köklü bir geçmişe sahiptir. Arapçada 'Yerine' anlamına gelen 'Kaim' ile rütbe anlamına gelen 'Makam' kelimelerinin birleşmesinden oluşuyor. Anayasamızda Kaymakam, ilçelerde cumhurbaşkanı adına görev yapan en yüksek devlet görevlisini ifade ediyor. Bugün illerimizin ve ilçelerimizin çoğunun sınırları Osmanlı döneminden kalmadır. Yönetim sistemimizdeki pek çok kurum da Osmanlı'dan mirastır. Hatta Kara Kuvvetleri Komutanlığı gibi binlerce yıllık geçmişe sahip kurumlarımız da vardır. Sizler böylesine kadim bir devletin günümüzdeki yöneticileri olarak çok büyük bir şerefi ve aynı derecede büyük bir sorumluluğu üstlenmiş bulunuyorsunuz." ifadelerini kullandı.

İlçesinden sorumlu her bir kaymakamın, yönetim sisteminin en uçtaki yetkilisi olduğunu anımsatan Erdoğan, "Bu işi yaparken ne kadar iyi yaparsan milletimizin de devletine bağlılığı o derecede artacaktır." diye konuştu.

Bugün ilçelere gidildiğinde kıraathanelerde, köy odalarında ya da düğünlerde yapılan sohbetlere kulak kabartıldığında hangi tarihte olursa olsun orada güzel hizmet yapmış idarecilerin sitayiş ve hasretle yad edildiğini vurgulayan Erdoğan, "Buna karşılık şehrin ve insanların yıllarını adeta heba etmiş hatta harap etmiş isimler de serzenişle, teessürle, hatta nefretle zikredilir. Her ikisi de sizlerin elindedir. Rabbim sizleri hep hayırla, şükranla yad edilen yöneticilerden eylesin." dedi.

Kaymakamların diğer kamu görevlileriyle arasında oluşan özlük hakları ayrışmasının da farkında olduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böyle bir durumu kabullenmek mümkün değildir. Bu konuda İçişleri Bakanlığımız tarafından yürütülen bir çalışma var. Bu çalışmanın süratle neticelendirilerek önümüze getirilmesini bekliyoruz. Zaten bu sorunu en geç 2019'da çözme sözü vermiştik. İnşallah gayretlerini ve fedakarlıklarını yakından bildiğimiz kaymakamlarımızın bu sıkıntısını da çok yakında neticeye kavuşturmuş olacağız." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin son 16 yılda sadece ekonomide, yatırımlarda, ulaşım, ticaret ve diplomaside değil Cumhuriyet ile cumhurun kaynaşmasında çok büyük mesafeler katettiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ülkemizde devlet-millet ilişkisi, tek parti döneminin baskıcı ortamında gerçekten çok zararlar görmüştür. 1960 darbesi başta olmak üzere milli iradeye yönelik antidemokratik müdahaleler bu ilişki adeta kopma noktasına gelmiştir. Kendi dönemimizde devlet ve milleti aynı hedefler, aynı idealler, aynı mücadeleler etrafında hamdolsun birleştirdik. Gezi olaylarıyla başlayan 17-25 Aralık girişimiyle devam eden ve 15 Temmuz ihanetiyle zirveye çıkan onca saldırının başarısız olmasının en önemli nedeni de işte bu güçlü birlikteliktir. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet çağrımız halkımız tarafından çok büyük hüsnükabul görmüştür. Millet, iradesine sahip çıktığı için 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçakların işgal girişimini de göğsünü kurşunlara siper ederek durdurmuştur. O gece, 81 milyonun her bir rengi sokağa çıkmış, siyasi görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakarak istiklaline canı pahasına sahip çıkmıştır. 15 Temmuz bu anlamda sadece milli iradenin şahlanışının değil aynı zamanda milletin devletine sahip çıkmasının da sembolüdür."

- "Kaymakamlarımız bu süreçten yüzlerinin akıyla çıkmışlardır"

Kaymakamların 15 Temmuz gecesi devlet, millet ve demokrasiye olan sadakat ve bağlılıklarını gösterdiğine işaret eden Erdoğan, "Birkaç küçük istisna dışında tüm kaymakamlarımız bu süreçten yüzlerinin akıyla çıkmışlardır. Bu gurur tablosu elbette ülkemiz, demokrasimiz ve geleceğimi açısından çok büyük kazanımdır." dedi.

"Cumhuriyetin, elitlerin Cumhuriyeti olmaktan çıkıp cumhurun Cumhuriyeti olması istikbalimiz adına tarihi bir başarıdır." değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım" diyen herkesin de böyle bir başarıdan, böyle bir kucaklaşmadan memnun olması, bahtiyarlık duyması gerektiğini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ancak ülkemizde sayısı az ama sesi çok çıkan bir kesim, devlet ile vatandaşları arasındaki uçurumun kapanmasından rahatsız oluyor. Bu kesim cumhur ile Cumhuriyetin barışmasını, kucaklaşmasını kendi varlıklarına, kendi ikballerine, kendi çıkarlarına yönelik büyük bir tehdit olarak algılıyor. En sert tepkiyi de normalleşme yolunda atılan adımlarda gösteriyorlar. Ülkemizde sosyal gerilimleri düşürecek, milletimizin tüm renkleriyle tüm farklılıklarıyla kenetlenmesini sağlayacak çabalar niyeyse bunları çok öfkelendiriyor. Öyle ki bu kesimler kendi ipoteklerinde olduğunu düşündükleri sanat, müzik, resim ve edebiyat gibi alanlarda bir başkasının bırakın varlık göstermesini, söz söylemesini bile kabul edemiyorlar. Çünkü bunların nazarında sanatçı ancak kendilerine hizmet ettiği, kendi çizdikleri sınırlar içinde hareket ettiği süre içinde sanatçıdır. Bunlara göre sanat, sadece kendilerinin onay verdiği kalıplarda olduğu zaman sanattır. Bunlara göre müzik sadece belli türlerde olduğu zaman değerlidir. Aynı nobran tavır resim, mimari, roman ve şiir için de geçerlidir. Kalıplarına sığmayan, ideolojik ön kabullerine uymayan her şeye de düşmanlık etmeyi de bunlar muhaliflik zanneder. Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milletimizin safında yer alarak milli iradenin üstünlüğüne olan inancımızdan taviz vermeyerek yolumuza devam edeceğiz."

(Sürecek)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile