'Mülteci Film Okumaları' Etkinliği

Suriyeli sığınmacıları konu alan 1996 yapımı 'Söz' filminden hareketle, sığınmacıların sorunları ve yaşadıkları problemler gazeteci Doğan tarafından değerlendirildi.

Üsküdar Belediyesince düzenlenen 'Mülteci Film Okumaları' etkinliğinde, Suriyeli sığınmacıları konu alan 1996 yapımı 'Söz' filminden hareketle sığınmacıların sorunları ele alındı.

Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde Mustafa Toprak'ın moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte konuşan gazeteci Samet Doğan, Suriyeli sığınmacıların durumunun, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan en büyük trajedi olduğunu belirterek, 'Biz sadece yakınımızdakilerin sorunlarını görüyoruz. Gündemde olmayan Libya, Mısır'da da mülteciler deniz yoluyla Avrupa'ya geçmeye çalışıyorlar. Bu ülkelerde yaşananlara dair yapılan her çalışma, film olsun, konser olsun, belgesel olsun, hepsi toplumsal farkındalık yaratacaktır.' dedi.

Doğan, lise döneminde Suriye'de okuduğunu, savaş sırasında da savaş muhabiri olarak bölgeye gidip geldiğini ve Türkiye'de bulunan sığınmacıların Suriye'de yaşadıkları baskıları yakından bildiğini kaydetti.

Irak'ta yaşanan savaş sonrası Iraklı mültecilerin, Suriye'ye göç ettiğini hatırlatan Doğan, şöyle konuştu:

'Ben o sırada öğrenci olarak Suriye'de bulunuyordum. Iraklı göçmenlerin Suriye'nin sosyolojisinde meydana getirdiği etkiye şahit oldum. Suriyeliler tabiat olarak bize çok yakın insanlar ve çok ağır bir diktatör rejimi altında ezilmeleri nedeniyle de bir suç işlemekten çok çekinirlerdi. Çünkü Suriye'de 'Hapse girme de ne yaparsan yap' ortamı vardı. Hapse girmek, ölmekten beter gibi bir durumdu Suriyeliler için. O yüzden suç oranı neredeyse yok gibiydi.'

- 'Sinemacılar bu halkın hikayelerini çeksin'

Doğan, Arap ülkeleri arasında Suriyelilerin tabiat olarak 'en narin insanlar' olduğunu savunarak, ülkede bulunduğu süreçte misafirperverliklerinden etkilendiğini aktardı.

Türkiyeli sinemacılarının sığınmacıları yeterince ele almadıklarına dikkati çeken Doğan, 'Bu bizim için aslına utanç verici. Suriye halkının maruz kaldığı zulüm, dünyanın onlara sağır kesilişi 50 yıl sonra tarih kitaplarında yerini alacak bir mesele. Dünya şu anda bu krizi tartışıyor sürekli fakat bir şey yapmıyorlar ve bu şekilde devam ederse Avrupa Birliği'ni bile çökertebilecek bir boyutta.' değerlendirmesinde bulundu.

Doğan, Suriyeli sığınmacılara kucak açan Türkiye'nin diğer ülkeler için örnek teşkil ettiğini ifade ederek, şunları vurguladı:

'Türkiye dünyaya örnek olacak bir şekilde, sığınmacıların yaşam statüsünü yükseltti. Avrupalılar uygulamaları görünce şaşırıyor. Kamplarımız övünç kaynağı olacak bir halde. Devlete bu anlamda halktan da büyük destek var. Sivil toplum kuruluşları da halkın sayesinde sığınmacılar için birçok imkan oluşturuyor. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar örgütlenme göremeyiz. Büyükşehirlerde yaşayan, sosyal medyada, gazete köşelerinde yazan birileri 'Suriyeli mültecileri istemiyoruz' derken akın akın bu halk yardım ediyordu onlar için kuruluşlara. Bu bizim ülkemizin güzelliğidir. Kendisini yüksekte görenler güya halkın çıkarı adına bir şeyler söylediğini sanarken, bizim insanımız varını yoğunu sığınmacılarla paylaşmayı tercih etti. Sinemacılarımız, kimsenin gerçekten gülmediği saçma sapan komedi filmleri çekmek yerine, esas bu halkın sığınmacılara nasıl kucak açtığının hikayesini çeksinler. Dünyaya umutsuz gözlerle bakan herkesin yüzü gerçekten gülecektir.'

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile