Yaşanan otuz yıllık çatışma ve son dönemde yaşanan çözüm sürecine ilişkin soruları da değerlendiren Mungan, barışa geçmenin, ölümlerin bitmesinin, gerçek hakiki anlamda barışın tesisinin önemli olduğunu söyledi. Mungan, "Bu yası ne yapacağız. Her evden çıkan ölülerin yası, her iki tarafın yası. Bir barışa geçmek önemli. Bütün bu ölümlerin bitmesi, gerçek hakiki anlamda barışın tesisi önemli ama, arkasında bıraktığı hikayeleri nasıl taşıyacağız. Bu çok önemli bir soru ve çok önemli bir konu. Bireysel hikayeler, tek tek insanların on senede yirmi senede unutamayacağı ölüleri var. Bu yasla nasıl yaşayacağız. Burada bellek ve gelecek arasındaki ilişki çok önemli. Affetmenin yolları çok çetin. Çok güç ama başka yolu da yok. Unutmamız gereken şey sözlü tarih çalışmalarında olduğu gibi yaşananları kinsiz hatırlamak. Kalbimizi çeperlerini kinle sıvamadan öfkeyle, hınçla katran kıvamında duygularla sıvamadan ama unutmadan kalbe değil hafızaya yaslanarak bunun başka bir yolu yok." dedi.
İstanbul doğumlu ama Mardinli olduğunu, birçok kişinin yanlış bildiği gibi Kürt asıllı olmadığını belirten Mungan, babaannesinin Kürt, baba tarafının Arap, annesinin ise Saraybosnalı Boşnak olduğunu söyledi. "Herhangi bir halkın, ulusun, ezilen bir sınıfın, zümrenin, mezhebin ne derseniz deyin hakkını savunmak için ille de o mezhepten o halktan o ulustan olmanız gerekmez." diyen Mungan konuşmasında şunları dile getirdi:
"Bundan niye söz ediyorum, çünkü İnsani değerlere sahipseniz, bir vicdanınız varsa entelektüel adalet, entelektüel vicdan, entelektüel ahlak taşıyorsanız tüm ezilenlerin tüm mazlumların tüm mağdurların haklarını savunmak için onların yanında olursunuz zaten. Çünkü kimlik haklarını, aidiyet haklarını sadece ona ait olmakla savunursanız aslında istemeden farkında olmadan her türlü ötekileştirme politikasının da savunucusu durumuna düşersiniz. Yani meşrulaştırmış olursunuz."
Katılımın yüksek olduğu söyleşide, katılımcılardan gelen soruları cevaplayan Mungan, program bitiminde okurları için kitaplarını imzaladı.
