Musa Anter Cinayeti Davası

Yazar Anter'in 1992'de öldürülmesi ve AK Parti Mardin Milletvekili Miroğlu'nun yaralanmasına ilişkin bazı eylemlerden sorumlu tutulan 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da arasında olduğu 18 sanığın yargılanmasına devam edildi Tanık olarak dinlenen emekli Tuğgeneral Küçük: 'JİTEM denilen oluşumla en ufak ilgim yok. Öyle bir örgütlenmenin içinde de değilim, bilgim de yok' Sanıklardan Abdulkerim Kırca ve Recep Erkal'ın öldüğü belirtilirken, sanık Abdulkadir Aygan'ın ifadesinin yaşadığı İsveç'te mahkeme heyeti ve savcı huzurunda alınması için Adalet Bakanlığına yazı yazılması kararlaştırıldı

Yazar Musa Anter'in 1992'de öldürülmesi ve AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu'nun yaralanmasına ilişkin bazı eylemlerden sorumlu tutulan 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da arasında olduğu 18 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanık Savaş Gevrekçi, müdahil Musa Anter'in oğlu Dicle Anter ve tarafların avukatları katıldı. Sanık Hamit Yıldırım ile tutuklu bulunduğu cezaevinden sesli ve görüntülü sistemle bağlantı kuruldu.

Mahkeme Başkanı Şükrü Onat Tekinalp'in sanıklardan Abdulkerim Kırca ile Recep Erkal'ın öldüğünü tutanağa geçirmesinden sonra İstanbul'dan sesli ve görüntülü sistemle bağlanan Veli Küçük'ün 'tanık' sıfatıyla ifadesine başvuruldu.

Anter'in öldüğü, Miroğlu'nun ağır şekilde yaralandığı olay konusunda, basından duyduğu dışında hiçbir bilgisi olmadığını belirten Küçük, 'Benim, JİTEM denilen oluşumla en ufak ilgim yok. Öyle bir örgütlenmenin içinde de değilim, bilgim de yok.' dedi.

Müşteki avukatlarının soruları üzerine Küçük, 1991'de kendisine jandarmanın içinde istihbarat teşkilatı kurulması konusunda emir verildiğini, buna ilişkin yasa çıkarıldığını ve Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığını Türkiye genelinde kurduğunu, ancak teşkilatın, kısa süre içinde lağvedildiğini anlattı.

Bazı itirafçıların, asker kimliğiyle jandarmaya ait yerlere alındığına ilişkin iddialar sorulan Küçük, 'Daha önce Ergenekon duruşmalarında bu konularda Jandarma Genel Komutanlığına sorular soruldu, açıklamalar dosyaya girdi. Bu dönemdeki bütün personel rütbeliydi ve sivil görev görüyorlardı. 'Gayri yasal, kanunsuz eylem varsa, önüme koyun, hesabını vereceğim' demiştim. JİTEM ile ilgili bilgim yok. Ben de teşkilatımda yasa dışı konumda birini çalıştırmış değilim.' ifadelerini kullandı.

Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığında 'itirafçı' hiç kimsenin çalışmasına izin vermediğini anlatan Küçük, bu komutanlığın terörle mücadele görevi bulunmadığını belirtti.

Duruşmada daha önce tanıklığına başvuran eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün, kendisine, 'Yanlış şeyler yapıyorsunuz' dediği yönündeki iddiası hatırlatılarak, 'Yaptığınız yanlışlar nelerdir?' diye sorulan Küçük, 'Onu Eymür'e tekrar sorun. 'Yanlış' dediği nedir, bilemiyorum. Ben 1981'de Nusaybin'de tabur komutanıyken, o da Mardin'de MİT Bölge Başkanıydı ama her konuştuğumuzu hatırlamıyorum.' diye konuştu.

Küçük, bir soru üzerine, JİTEM'in kurduğu iddia edilen emekli Albay Arif Doğan ile tanıştığını, ancak beraber çalışmadığını kaydetti.

- 'Mahmut Yıldırım'ı hiç görmedim'

'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ı tanıyıp tanımadığı sorulan Küçük, 'Olay şöyledir, 'Sakallı' diye biri gelmiş, bizim Jandarma İstihbaratta çalışmak istemiş. Ben kesinlikle karşı çıktım. İtirafçıları, örgütten gelenleri çalıştırmadım. Mahmut Yıldırım'ı da hiç görmedim.' dedi.

Müşteki avukatlarının, Ergenekon davasındaki belgeleri naklederek sorular sorması üzerine Küçük, 'Ergenekon davasının ne kadar saçma sapan ve düzmece olduğuna mahkeme karar verdi. Oradaki belgeler veya ifadelerle burada beni sorguya alamazsınız. O soruşturmayı yapanlar, o hakimler, kimi içeride, kimi yurt dışında. Sorgulamayı kabul etmiyorum. Ben tanık olarak geldim.' diye konuştu.

Müşteki avukatlarından Sertaç Kamil Ekinci'nin, 'Sedat Peker'i tanıyor musunuz?' sorusu üzerine, 'Sedat Peker ile beraber yargılandık. Babası eski dostumdur. Çocukluğundan beri tanırım' yanıtını verdi. Soru üzerine Tarık Ümit'i tanımadığı yanıtı veren Küçük'e, Ekinci, 'Sedat Peker, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifadede Tarık Ümit'i tanıdığınızı, Yeşil'in eylemlerinden haberdar olduğunuzu ifade etmiş.' dedi.

Küçük ise bunu, 'Tamamen gerçek dışı.' diye yanıtladı.

Orhan Miroğlu'nun avukatı Serhat Menzilcioğlu'nun, 'O dönemde Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığının görevi Türkiye'de kaos çıkaran örgütlerin faillerini ortaya çıkarmaktı. O dönemde basında JİTEM çıkıyor, bunun birçok yasa dışı faaliyete karıştığı iddia ediliyor. Grup komutanlığınız bunu araştırma gereği duymadı mı?' sorusu üzerine Küçük, 'Görevim o değildi. Görevim, özellikle PKK konusunda yapılacak istihbaratı kapsıyordu.' diye konuştu.

Müşteki avukatlarından Selim Okçuoğlu, İsveç'te bulunan sanık Aziz Turan'ın (Abdülkadir Aygan) ifadesinin mahkemece bu ülkede alınmasını talep etti.

Beyanı sorulan tutuklu sanık Yıldırım, 'Veli Küçük'ü tanımıyorum. Mağdurum. İki kardeşimi şehit ettiler. Ben şerefli bir Kürdüm, şerefimle yaşamışım. Faili meçhulü PKK yapıyor. Korucuyu, askeri, polisi, hakim-savcıları niye şehit ediyorlar. Benim Ergenekon'la, JİTEM'le bağlantım yok.' ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Savcısı Alper Türközmen, Yıldırım'ın tutukluluğunun devamını istedi. İsveç'teki sanık Turan'ın savunmasının mahkeme heyeti, savcı ve avukatı huzurunda alınması için Adalet Bakanlığına yazı yazılmasını isteyen Türközmen, bazı isimlerin tanık olarak dinlenmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, Yıldırım'ın tutukluluğunun devamına karar verdi.

Sanık Aziz Turan'ın savunmasının mahkeme heyeti ve savcıyla birlikte, İsveç'in de 'olur'una bağlı olarak bu ülkede alınması için Adalet Bakanlığına yazı yazılmasını kararlaştıran heyet, sanıklar Muhsin Gül, Mehmet Zahir Karadeniz ve Fethi Çetin hakkındaki yakalama emirleri ile 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım hakkındaki 'Kırmızı Bülten'in devamını kararlaştırdı.

Heyet, bazı kişilerin de tanık olarak dinlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

- Davanın geçmişi

Anter'in ölümü ve Miroğlu'nun yaralanmasıyla ilgili dava Diyarbakır'da açılmış, güvenlik gerekçesiyle Ankara'ya nakledilmişti. İddianamede Anter'in ölümü, Miroğlu'nun yaralanmasıyla sonuçlanan eylemi Mahmut Yıldırım'ın planladığı ve yönettiği, Hamit Yıldırım'ın eylemi gerçekleştirdiği, dönemin Jandarma İstihbarat Grup Komutan Vekili Savaş Gevrekçi'nin ise emri altında bulunan Aziz Turan'ı faillere yardım için görevlendirdiği öne sürülüyor.

Sanıkların, 765 sayılı TCK'nın 450/4. maddesindeki 'taammüden adam öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra 'halkı isyana teşvik ve birbiri aleyhine silahlandırarak mukateleye (öldürme, vuruşma) teşvik etmek' ve 'adam yaralamak' suçlarından da cezalandırılmaları talep ediliyor.

Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinde de 16 sanıklı JİTEM davası görülüyordu. Mahmut Yıldırım ve Aziz Turan bu davanın da sanıkları arasındaydı.

Yargıtay, Diyarbakır'daki JİTEM davası ile yazar Anter'in öldürülmesi ve Miroğlu'nun yaralanmasına ilişkin davaların birleştirilmesine, birleşen davanın Ankara'da görülmesine karar vermişti.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile