Müsiad Başkanı Vardan: 'Ekonomimiz Tekrar Büyüme İvmesine Girdi'

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan 2009 yılı IV. çeyrek büyüme rakamlarına ilişkin bir açıklama yaptı.
Vardan'ın açıklaması şu şekilde:
"2009 yılı IV. çeyrek verilerinden anlaşıldığı üzere, Türkiye, kriz ortamındaki küçülme hızında olduğu gibi, krizden çıkışta da hızlı bir tepki geliştirebilmiştir. Bu, Türkiye'nin tekrar büyüme ivmesine dönüş yaptığını göstermektedir.
Bilhassa, son çeyrek verilerinin beklentilerden çok daha yüksek gelmesi, kamunun devreye girmesinin ne kadar isabetli ve etkin olduğunu da göstermektedir.
Bir başka ifade ile hükümetin, Hazine'nin, TCMB'nin ekonomi idaresindeki başarılı takım çalışmasından da bahsetmek gerekir. Son çeyrekte, devlet harcamaları %18'e yakın bir oranda artmış, özellikle mal ve hizmet alımları suretiyle piyasalar ayakta tutulmaya çalışılmıştır.
Yine son çeyrek itibariyle, sabit sermaye oluşumu açısından ilk çeyrekte %27'ye ulaşan sert daralmanın, yılın son çeyreğinde %4,7'lik bir küçülme ile yerini toparlanmaya bıraktığı görülmektedir.
Ayrıca, uzun zaman sonra, son çeyrek itibariyle dış ticaret sektörü, büyümeyi tetikleyen bir unsur olarak net bir şekilde devreye girmiştir. Dikkat çeken bir başka husus ta, GSYİH'nın %70'ini oluşturan tüketim harcamalarındaki daralmanın (%-2,3), yılın tamamındaki küçülmenin (%-4,7) altında kalmış olmasıdır.
Ne var ki, son çeyrekte, tüketim harcamalarında kaydedilen artış (%4,7), GSYİH'daki artışın (%6) altında kalmıştır. Buna göre, 2010 yılında büyümeyi tetiklemek üzere lokomotif niteliğindeki, arka ve ön beslemeleri güçlü, istihdam katkısı ve yerli girdi potansiyeli yüksek; tarım, turizm, gıda, makine, madencilik, tekstil ve inşaat gibi sektörlerin daha aktif olarak devreye alınması gerekmektedir.
Bununla birlikte, 2010 yılının ilk üç ayı itibariyle gelen veriler, 2010 ilk çeyrek büyümesinin (baz etkisinin de katkısıyla) çift haneler düzeyinde (%10'lar) olabileceğini göstermektedir. Bu meyanda, ekonomideki kalkış sürecini olumsuz yönde etkileyebilecek, iş dünyasının psikolojisini ve beklentilerini bozacak tutum ve davranışlardan hassasiyetle kaçınılması gerekmektedir.
Zira, ekonomideki toparlanmanın istihdama yansıması ve işsizlik alevini söndürmesi, beklentilerin düzelmesine paralel olarak gelecek yeni kapasite artışlarından kaynaklanacağından, bu beklentileri bozucu seçim ekonomisi uygulamalarından, popülizmden, bürokratik baskı ve engellerden, bankacılık sektörünün yeni çekinceler üretmesinden şiddetle kaçınılmalıdır.