Kanaltürk'te canlı yayınlanan ''Merkez Siyaset'' adlı programda soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin 11 asıl, 4 yedek olmak üzere 15 üyesi bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Bu 4 yedek asıl olacak. 2 yeni üye. Bunlar için de çıldırdılar. 'Ekonomist olamaz, şu olamaz, bu olamaz, sadece hukukçu olacak' dediler. Peki onu da düzenledik. Cumhurbaşkanı bunların atamasını yapacak. Burada yeni sistem içerisinde şu geliyor; bir tanesi Barolar Birliğinin illerden seçerek gönderdiği bir kişi olacak. Ama 3 isim gönderecek. Bu 3 isimden birini parlamento seçecek. Parlamentonun bulaştığı yer burası. Bir diğeri, 2 tane Sayıştay üyesi olacak Anayasa Mahkemesinde. Bunların da süreleri dolduğu zaman bunların yerine gelecek her isme 3 isim gönderecekler. 65 yaşına kadar görev yapma süresi kalkıyor, 12 yılla o da donduruluyor.''
-''BİRİNCİ SINIF DEMOKRASİ DENMEZ''-
Başbakan Erdoğan, Avrupa'daki bazı ülkelerde Anayasa Mahkemesi üyelerinin tamamını veya bir kısmını parlamentoların seçtiğini belirterek, şunları kaydetti:
''HSYK Başkanı diyor ki; 'Onlarda öyle ama bizde henüz böyle bir kültür oluşmuş değil'. Her sıkıştığınızda bu ülkenin insanını enayi yerine koyuyorsunuz. Onlar hep gelişmiş oluyor, bu ülkenin insanları gelişmiş olmuyor. Bu saygısızlıktır. Bu ülkenin parlamentosuna da bu ülkeyi yönetenlere de saygısızlıktır. Yani bu ülkenin en akıllısı onlar. Onlardan başka akıllı yok. Onlar seçerse doğru, onlar seçmezse yanlış. Böyle bir yaklaşım olur mu? Buna ileri demokrasi, birinci sınıf demokrasi denmez. Ben buna ikinci sınıf demokrasi bile diyemiyorum. Bu yaklaşım tarzlarını duyduğum zaman kendimden de utanıyorum.''
HSYK'nın durumunun da aynı olduğunu, tek tutunulan şeyin Adalet Bakanı ve Müsteşarının yer alması olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Adalet Bakanı ve Müsteşar ilk defa mı buraya geldi? Yıllar yılı var. Bizim dönemimizde gelmedi ki? Adalet Bakanı ve Müsteşar diğer ülkelerin bir kısmında var. Yok diye bir şey yok. Şimdi bunların hazmedemedikleri şey, bu onların arka bahçesiydi. Bir kast sistemi vardı. Şimdi bu kast sistemi çöküyor. Şimdi bu halkın ön bahçesi olacak'' dedi.
Bu çevrelerin, ilk derece mahkemelerinden gelenlere bile güvenleri olmadığını, ancak 11-12 bin civarındaki hakim ve savcıyı kendilerinin atamadığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Dert başka, çünkü kendilerine güvenleri, inançları yok ve Türkiye geneline yayılmış yargı camiasına saygıları yok. Çünkü bunların eliti var. Bu elit kesim, egemen kesim, 'Biz ne dersek o olacak' anlayışıyla yaklaşıyor ve bunun için de bu arka bahçe olarak görevi sürdürmek için... Şimdi o telefon görüşmeleri, teknik takibe takılma var ya, işte bunlar hepsi bunun neticesi. Tabii ister istemez bakanlığımız da araştırmaları, çalışmaları yapıyorlar, yapacaklar. Gerçekten böyle bir şey var mıdır, yok mudur? Bu iddiaların araştırılması lazım. Varsa bunlar ülkemiz için hayra alamet değil.''
-''BU KUNDAKLAMALARIN YAPILMASI BOŞUNA DEĞİL''-
''Hayır çıkması için terör örgütü elebaşından medet umulması, gerçekten doğruysa çok ciddi bir skandal'' denilmesi üzerine Başbakan Erdoğan, ''Ben şunu da söyleyeyim. Burada bu tür şeyler ilk defa yaşadığımız şeyler değil. Her şeyden önce sağduyulu bölge halkım, benim Kürt kökenli vatandaşlarım, bugüne kadar o bölgede bize çok oy verdi. Ama bu insanlar hep ölümle tehdit edildiler. Bakın şu anda bugün ya da dün ilköğretim okullarına kundaklamalar yapıldı. Bu kundaklamaların yapılması boşuna değil. Hepsi bunların sinyalleri'' diye konuştu.
Erdoğan, ''Boykot çağrısının bir devamı mı diyorsunuz?'' sorusu üzerine de ''Devamı mahiyetinde. Korku yaratmak, korku havasının neticesinde vatandaşın sandığa gitmesini engellemek. Şehir merkezinde buna benzer adımlar atıyorlar. Tabii biz de her türlü tedbiri aldık, alıyoruz, almaya devam edeceğiz. Bölgedeki vatandaşlarımız bence kararlı olmalılar. Biz hükümet ve devlet olarak bütün imkanlarımızı seferber edeceğiz, yanlarında yer alacağız'' dedi.
''Ses kaydına ilişkin soruya, 'Başka şeyler de var' dediniz? Yani hayır propagandasına dönük farklı bir kampanya veya perde arkasında başka şeyleri mi kastettiniz?'' sorusuna da Erdoğan, şu yanıtı verdi:
''Evet olabilir, şimdi daha neler çıkacak ortaya. Bu kampanyada özellikle 'evet'in çıkması halinde nelerin biteceğini onlar biliyorlar. Çünkü çetelerle mücadelede çok önemli bir kırılma noktası, bunu çok iyi biliyorlar. Ben YARSAV dedim, orada kestim. YARSAV'dan sonra bir de çeteler var. Bunlar müşterek bir çete oluşturdular. Müşterek çete çalışıyor. 'Evet'in çıkması halinde çetelerin biteceğini biliyorlar. Cumhurbaşkanlığı seçiminde kimler neler yaptı, hatırlayın. Şimdi benzer şeyler yine yapılabilir. Ama milletimin sağduyusu bunların hepsini aşmaya yetecektir.''
-''KARARLARIYLA KONUŞUR''-
Yargı mensuplarının, kendileriyle ilgili en ufak bir şey söylendiği zaman ''Siyasiler bize şöyle sataşıyor, böyle sataşıyor'' dediğini söyleyen Erdoğan, ''Yargı mensupları kalkıp da kürsülerden konuşarak bu işleri yapmaz. Yargı mensupları kararlarıyla konuşur, ama şu anda yargı mensupları bizden fazla konuşur hale geldiler. Bizim işimiz konuşmak, konuşarak anlatmak. Niye? Çünkü halka gidip hesabı verecek olan biziz. Yargı mensuplarının halka verecekleri bir hesap yok'' diye konuştu.
Kendilerini akıllı sanıyorlar
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, halk oylamasında ''evet'' sonucunun çıkması halinde çetelerin biteceğini belirterek, ''Çünkü çetelerle mücadelede çok önemli bir kırılma noktası, bunu çok iyi biliyorlar. Ben YARSAV dedim, orada kestim. YARSAV'dan sonra bir de çeteler var. Bunlar müşterek bir çete oluşturdular. Müşterek çete çalışıyor'' dedi.