Türkiye Moskova Büyükelçiliği himayelerinde Rus- Türk İşadamları Birliği ' nin ( RTİB ) düzenlediği Nazım ' ı anma törenine Moskova ' da bulunan 300 ' e yakın Türk katıldı . Barış güvercinlerinin uçurulduğu mezarlıktaki törenin ardından Nazım etkinlikleri Sumru Ağıryürüyen ve arkadaşlarının hazırladığı ' Nazım ' a Doğru ' sanat gecesi ve Edip Akbayram konserleri ile devam ediyor .
Nazım ' ı anma komitesinin başkanlığını yapan Ali Galip Savaşır açılışta yaptığı konuşmada Nazım ' ı daha da artan bir özlemle andıklarını , farklılıklara rağmen tıpkı vatan sevgisi gibi Nazım ortak paydasında buluşulabildiğini söyledi . Rusya ' da yaşayan Türkler olarak Nazım ' ı bağırlarına bastıklarını ifade eden Savaşır , " Her yıl 3 Haziran ' da Nazım ' ın mezarı başında buluşmak onur meselesidir " değerlendirmesinde bulundu .
RTİB Başkanı Ali Tunç Can da yaptığı konuşmada Nazım ' ın Rusya-Türkiye halkları arasında bir kültür köprüsü oluşturduğunu , bu köprünün güçlendirilmesi için çalışacaklarını söyledi . " Nazım Moskova ' da mezarında yatarken , Anadolu ' daki çınarların gölgesini üzerinde hissetmeli " ifadesini kullanan Can , yaşarken hak ettiği ilgiyi görmeyen Nazım ' ı tüm dünyaya anlatmanın insanlık görevi olduğuna dikkat çekti .
NAZIM HİKMET ' E SOVYETLER DE ŞÜPHEYLE YAKLAŞIYORDU
Türkiye Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı da törende yaptığı konuşmada Türkiye ' de uzun süre hapis hayatı yaşayan Nazım ' ın 1951 ' de özlemle geldiği Sovyetler Birliği ' nde de şüpheyle karşılandığını söyledi . Akıncı , Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin ' e Nazım ' la ilgili verilen raporda , ayrı parti kurmaya kalktığı ve bürokratik görev yapamayacağı bilgilerinin yer aldığını belirtti .
Gençlik Festivali ' ne katıldığı 1951 ' de kendisinin takip edildiğini ve Nazım ' la ilgili hazırlanan rapora değinen Akıncı , " Bir görevli Nazım ' ı takip ediyor . Özetle şu ifadelerin yer aldığı bir rapor hazırlıyor . Nazım Türk delegasyonundan beş kişi ile görüştü . Ben yanlarına yaklaşınca sustular . İsrail ve Fransız komünistlerle de görüştü . Onlarla da Fransızca konuştu , anlayamadım . Hareketleri şüpheliydi . . " şeklinde konuştu .
Stalin öldükten sonra 20 . parti kongresinde Nikita Kruşçev ' in iktidara gelmesi ile artık putların yıkıldığını düşünen Nazım ' ın ' İvan İvanoviç var mıydı , yok muydu? ' isimli bir tiyatro eseri yazdığını kaydeden Akıncı , bu eserin de 1957 ' de beş kez sahnelenmesinin ardından yasaklandığını söyledi . Gerekçe de Nazım ' ın eserinde Komünist Parti ve bürokratik yapıyı eleştirmesi .
1930 ' lu yıllarda yazdığı ' yüreklerin kulakları sağır ' dizesini hatırlatan Türkiye Moskova Büyükelçisi , Nazım ' ın her zaman halkların vicdanı olduğunu ve onun yüreğinin kulaklarının hiç bir zaman sağır olmadığını söyledi .
DEĞERLERİMİZİ KAYBEDİNCE FARKINA VARIYORUZ
Nazım etkinliklerine katılmak ve Moskova ' da bir konser vermek üzere gelen sanatçı Edip Akbayram da ünlü şairin ülkeler arasında köprü olduğunu ifade etti . Basın mensuplarına konuşan Akbayram , " Sanatçılar ürettikleri ile yaşar . O ölmedi yaşıyor . Nazım ' ın Anadolu ' da bir çınar ağacının dibinde olması hem ülkem hem de Nazım severler adına onur verici olurdu . " tespitinde bulundu .
Ancak Türkiye ' nin henüz bu seviyede olmadığını , Nazım ' ın mezarına zarar verilmesinden endişe duyduğunu ifade eden Akbayram şu şekilde konuştu : " Türkiye değerlerini kaybedince fark ediyor . Aydınlarımızı geç keşfeden bir ülkeyiz . Bugün Türkiye dediğimizde akla Nazım Hikmet , Yılmaz Güney ve Ruhi Su geliyor . Yeri doldurulamayacak değerler . Sanatçı yaşarken vardır . Onun bir cam fanus içinde korunması gerekir . " Nazım Hikmet ' e Türk vatandaşlığının verilmesi ile ilgili de konuşan Akbayram , onun zaten Türkiyeli olduğunu söyledi .