Şener, 'Meslektaşları, betona gömülmüş meslektaşlarının üzerine beton dökmeye devam ediyorlar dışardan. Bu korkunç bir şey. Kendinizi savunamıyorsunuz ve sürekli infaz edilmeye çalışılıyorsunuz ' dedi.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Yönetim Kurulu Başkanı Alison Bethel Mckenzie ve Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, tahliye olan Nedim Şener'i Bakırköy'de bulunan evinde ayrı ayrı ziyaret etti. İlk ziyareti gerçekleştiren Başkan Erzen, 'Nedim de eşi de gayet iyi durumdalar. Moralleri güzel. Biz de çok mutlu olduk. Bir yanlışlık sonucu içerde bir süre geçirdi. Adalet sonunda yerini bulacak ' dedi. Erzen, 'Cezaevini yapan mimar ve müteahhitleri birkaç gün o cezaevinin içinde tutmak gerekiyor.Birkaç gün içerde dururlarsa daha güzel binalar yaparlar gibime geliyor ' diye konuştu
Başkan Erzen, cezaevi koşullarıyla ilgili olarak Nedim Şener'in kendisine neler anlattığını soran basın mensuplarına, 'İçerisi soğuk. Zaten Silivri soğuk. Kazak üstüne kaza giyiyorsun. Havalandırma alanları çok küçük anladığım kadarıyla, 10-15 metre kare. Bütün vaktini geçireceksiniz. Hele haksız yere içeride olmak daha zor ' dedi.
Nedim Şener'in ikinci ziyaretçisi Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Yönetim Kurulu Başkanı Alison Bethel Mckenzie oldu. Yaklaşık 40 dakika süren ziyaretin ardından Şener ve Mckenzie, basın mensuplarına açıklama yaptı. Tahliyeden dolayı çok mutlu olduğunu anlatan Mckenzie, 'Nedim ve eşi Vecide, Uluslar arası Basın Enstitüsü'nün çok yakın dostlarıdır. Ama daha yapacak çok şey var. Türkiye'de hala hapishanelerde çok gazeteci var ve onlar özgür olmalı. Bu büyük bir zafer olsa da işimiz bitmiş değil.Türkiye'deki meslektaşlarımızla birlikte çalışarak gazetecilerin yaptıkları işlerden dolayı hapiste olmamasını sağlamaya çalışacağız ve Nedim'le çalışmaya devam edeceğiz. 120 ülkeden 2 bine yakın üst düzey gazeteci var bünyemizde ve Türkiye'yi inceliyoruz. Türkiye'deki ifade özgürlüğünün ilerlemesi için çabalıyoruz ' dedi
Cezaevindeki gazetecilerin meslekleri değil, terör suçundan dolayı içerde oldukları şeklindeki savunmaları inandırıcı bulmadıklarını anlayan Mckenzie, 'Teröristseler gerçekten herkesin görebileceği şekilde kanıtların sergilenmesini istiyoruz ' diye konuştu.
'MESLEKTAŞLARI, BETONA GÖMÜLMÜŞ MESLEKTAŞLARININ ÜZERİNE BETON DÖKÜYOR '
Gazeteci Nedim Şener ise meslektaşlarına sitem etti. 'Meslektaşları, betona gömülmüş meslektaşlarının üzerine dışardan beton dökmeye devam ediyorlar ' diyen Şener, şunları söyledi:
'Bu korkunç bir şey. Kendinizi savunamıyorsunuz ve sürekli infaz edilmeye çalışılıyorsunuz. Şu anda süren davalarda yargılanan gazeteciler var ve onlar tek bir kelime etme şansları verilmeden sürekli onlar hakkında yayın yapılıyor. Yargıyı etkilemekse dibine kadar o yapılıyor. Fakat onların tek bir kelime söylemeye hakkı var ve en kötüsü şu; yalan söylediğini açık açık gördüğünüz insanlara tek bir cevap veremiyorsunuz. Siz cevap verene kadar gündem değişmiş oluyor. En ağır koyan bu oldu bana. Oysasilahların eşitliği diye bir kural var. Eğer bir şeyi birinin yüzüne karşı söyleyebiliyorsanız önemi vardır. Ama o kişi yanınızda yoksa onu infaz etmenize veya 'sadece tutuksuz yargılanmalılar' diyerek geçiştiremezsiniz. Zaten CMK tutuksuz yargılanmayı öngörüyor. Bunu sizin söylemeniz hiçbir değer vermiyor. Çünkü gazeteci olarak eğer vicdana hitap edecekseniz okursunuz, 'ever burada suç var veya yok' dersiniz. Yoksa CMK'nın ilgili maddesini hatırlatıp 'tutuksuz yargılansınlar, ben tutuklanmalarına dakarşıyım' diyerek ellerindeki kiri veya beyinlerindeki kiri yıkamaya çalışmaları son derece yakışıksızdır. Hiçbir meslek grubu kendi içinde bir meslektaşını bu kadar imha etmeye çalışmaz diye düşünüyorum ve dünyandın hiçbir yerinde de böyle bir yöntem olduğunu zannetmiyorum. '
Şener, duruşmadaki savunması sırasında dile getirdiği, 'Ben yapmadığım bir şeyi anlatmaya çalışıyorum ' sözlerinin hatırlatılması üzerine de, 'Yargılanan herkes, yazdığı bir şey nedeniyle yargılanıyor. Bir yazı olur, bir kitap olur ve şerefle insanlar bunu savunurlar. Türkiye gazetecileri 'ben şunu yazmadım' demez. Yani yazdığı şeyi savunabilecek yürekte insanlar hepsi. Ama bana yazmadığım kitabı 'sen yazmışsın' diyerek ithamda bulunuyorlar. En kötü tarafı şu; bir insan yapmadığı bir şey nasılispatlayabilir. Ben bir insanın hırsızlık yapmadığını nasıl ispatlayabilirim. Ancak hırsızlık yapmışsa onu ispatlama şansımız vardır. Bir fiil işlenmişse, olay olmuşsa ispatlayabilirsiniz ' dedi.
'ERGENEKONCULUK GİBİ BİR YAFTA YAKIŞTIRILIYOR '
Yapmadıkları bir şeyi ispatlamaya çalıştıklarını anlatan Şener, bunun üzerinden Ergenekonculuk gibi bir yaftanın da yakıştırılabildiğini belirtti. Nedim Şener, 'Bunu savcı yapabilir, polis yapabilir ama tecrübeli gazetecilerin bunu yapmaması ve infaz etmemesi lazımdı. En kırıcı olan taraf bu. Siz bir siyasi kavga verebilirsiniz ama ben hayatım boyunca siyasi bir mücadelenin tarafı olmadım. Ama siyasetin insan hayatını mahvedecek şekilde yapıldığını gördükçe içim kan ağladı. En sıradan, en masum insanlarbile imha edilebilirmiş içeride onu gördüm ' şeklinde konuştu.
Şener, bir basın mensubunun, 'Mahkemeden sizlere kanal kanal dolaşmayın şeklinde telkinde bulunulduğu iddiaları doğru mu? ' sorusu üzerine de, 'Ben kanal kanal dolaşmıyorum. Bütün kanallar burada. Dolayısıyla böyle bir şeyin yeri yok. Benim bildiğim bir şey var, o da Hran Dink cinayetiyle ilgili gerçeklerdir. Ben bunu dünyanın öbür ucunda da anlatıyorum, Türkiye'de de anlatıyorum. Kimsenin bizden böyle bir talebi olmaz. İnsanların böyle bir talebi olsa dahi biz bunu karşılayacak insanlar değiliz. Herkeskimden ne isteyeceğini bilir. Bu ancak iyi niyetli olmayan insanların yapa bileceği şeyler. Demek ki o insanlar böyle bir telkine açık insanlar. Ama bizim hayatımızda ona yer yok. Ahmet'i de televizyonlarda görüyorum konuşuyor, bende. Serbest kalalı 24 saat olmadı. İnsanlar ne yapmamızı bekliyor? Kanal kanal dolaşmaktan kasıt nedir? Bu cümleler yakışık almıyor ' dedi.
Mahkeme heyetinin yaptığı en güzel şeyin serbest kalmalarla ilgili verdiği karar olduğunu dile getiren Nedim Şener, mahkemelerin kararlarıyla konuştuklarını söyledi. Şener, davada kendileri açısından adil bir karar verildiğini ifade ederek, 'Diğer arkadaşlar adına da yine aynı kararın verileceğini bekliyorum ve bunun için mücadele edeceğiz. Bu dedikoduyu kim yaptıysa, ona sormak lazım ' ifadelerini kullandı.
Şener, bir basın mensubunun, 'Tahliye kararında suç vasfının değişmesi gerekçesi var. Bunun için neler söyleyeceksiniz? ' sorusuna da şöyle karşılık verdi; 'Örgüt üyesi olmadan yardım ve yataklı etme gerekçesiyle yargılanıyoruz. Önce üye diye gözaltına alınıp, tutuklamıştık. Suç vasfının değişme ihtimali şu; propaganda maddesi var TCK'da, ona dönüşebilir veya en son noktada beraatla sonuçlanabilir. Ama bunun için yargı sürecinin tamamlanması gerekiyor. O yüzden suç vasfının değişmesini beraate kadar gidebilecek bir yol olarak görebiliriz '.
Nedim Şener'den Meslektaşlarına Sitem
Oda Tv davasında dün tahliye olan gazeteci Nedim Şener, meslektaşlarına sitem etti.