Bağcılar Belediyesi ve Basın Yayın Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen, "Medyanın Yeni Hali: 5N 2K Babıali'en Bağcılar'a, Küreselden Yerele" konulu sempozyumun açılışına katılan TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, Basın Yayın Birliği Başkanı Hayati Bayrak, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı ve çok sayıda davetli katıldı.
"TİCARİ MENFAATLERİNİ HER ŞEYİN ÜZERİNDE TUTAN MEDYA ANLAYIŞI KABUL EDİLEMEZ"
İstanbul'un medeniyetleri buluşturan ve farklılıkları kaynaştıran bir kent olduğunu belirten Pakdil, Türk medyasına da ev sahipliği de yaptığını ifade etti.
Hedef kitlesini sadece tüketici olarak gören, ticari menfaatlerini her şeyin üzerinde tutan bir medya anlayışının kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirten Pakdil sözlerini şöyle sürdürdü: "Medyanın sadece kar güdüsüyle hareket eden bir kurum olmaktan öte, objektif ve tarafsız bir anlayışa sahip olması, toplumları doğru bilgilendirmesi gerekmektedir. Ülkelerin gelişmesine, demokrasilerin güçlenmesine ve toplumların özgürleşmesine, önemli katkılarda bulunan medya amacına uygun kullanılmaması halinde çok etkili bir propaganda aracına da dönüşebilmektedir.''
Son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler sayesinde basının yerini daha geniş bir kavram olan medyanın aldığını vurgulayan Pakdil, insanların bilgiye ulaşma hızının artık saniyelerle ölçüldüğünü anlattı.
Nerede olursa olsun insanların cep telefonu, bilgisayar yada diğer iletişim araçları sayesinde istediği bilgiye ulaşabileceğini anlatan Meclis Başkanvekili Pakdil, "Basın alanında eğitimi olmayan insanlar bile hazırladıkları materyal ya da bilgileri internet aracılığıyla yayarak, medyanın gündemini etkileyebilmektedir.'' ifadelerini kullandı.
Konuşmasında son günlerde dünya kamuoyunu meşgul eden ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerinin Wikileaks adlı internet sitesinde yayınlanmasına da değinen Pakdil, belgelerin gündemde olmasının sempozyuma ilgiyi artıracağına işaret etti.
"SİYASET VE MEDYA BİRBİRİNE RAKİP DEĞİLDİR"
Medyanın demokrasilerde yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü güç olduğunu anlatan Pakdil, medyanın halk adına denetim ve konrol görevini yerine getirme sorumluluğu olduğunu belirtti. Medyanın sınırlama ve baskılara maruz kaldığı, özgürce görevini yapamadığı ülkelerde demokrasi ve insan haklarından söz edilemeyeceğini belirten Pakdil sözlerini şöyle sürdürdü: "Sağlıklı ve köklü demokrasi için halkın ülkede ve dünyada olup bitenlerden zamanında ve doğru bir şekilde haberdar olabilmesi, her türlü fikrin serbestçe ve açıkta tartışılabilmesi gerekmektedir. Demokrasilerde özgür bir ortamda görevini yapan bağımsız medya toplumun gözü, kulağı, sesi ve yol göstericisidir. Siyaset kurumu ve medya, demokrasilerin olmazsa olmazlarındandır. Bir ülkede sağlıklı işleyen siyaset ve medya, ne kadar güçlüyse, demokrasi de o kadar köklü ve güçlüdür. Siyaset ve medyayı asla birbirinin rakibi gibi değerlendirmemek gerekir. Her iki kurum da halka hizmet etmek, demokrasi ve özgürlükleri zenginleştirmek gibi ortak amaçları paylaşmaktadır. Bu nedenle siyasetle medya arasında karşılıklı saygıya dayalı düzeyli bir iletişimin olması çok önemlidir." diye konuştu.
Gazeteler ve tirajları hakkında bilgi veren Meclis Başkanvekili Pakdil, 6 bin 73 gazetenin yayımlandığı Türkiye'de toplam tirajın 4,5 milyon ve civarında olmasının yeterli olmadığını anlattı. Japonya'da sadece bir gazetenin tirajının 12 milyonu bulduğunu bildiren Pakdil, ülkede toplam tirajın ise 50 milyonun üzerinde olduğunu ifade etti.
Türkiye'de ulusal, bölgesel ve yerel 249, kablo ve uydu yayını yapan 220 olmak üzere toplam 469 televizyon kanalı bulunduğunu aktaran Pakdil, son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmelele medyanını önemli bir ayağı haline gelen internetin de Türkiye'nin her köşesine ulaştığını belirtti.
Türkiye'nin geçmişte gazetecilere yönelik faili meçhul cinayetlerle anılan bir ülke olduğunu belirten Pakdil, yapılan değişiklik ve uygulamalarla basın alanında önemli mesafeler alındığını vurguladı. İfade özgürlüğü ve basına yönelik uygulamalar konusunda atılması gereken adımla olduğunu vurgulayan Pakdil sözlerini şöyle tamamladı: "Her özgürlüğün kullanımında olduğu gibi basın özgürlüğünün de sorumluluk bilinciyle hareket edilmesini gerekli kılmaktadır. Medyanın meslek etiğini her şeyin üzerinde tutması, doğru, ilkeli ve tarafsız habercilik anlayışından ayrılmaması gerekmektedir."