O dönemde Başbakan Celal Bayar'dı

Kendisinin 1937-38’deki askeri harekât sırasında öldürülenlerin yakınlarına bir ödeme yapılmasını içeren bir yasa teklifi verdiğini anımsatan Genç, şunları söyledi: “Böyle kaçak güreşeceğine, halkı kandıracağına Tayyip Erdoğan yiğitlik yapsın da bunun gereğini yerine getirsin. Bunların hiçbirini yapmayacaksın, şunun bunun hoşuna gider diye insanları kandıracaksın. Peki sen o makamda soğanbaşı mısın? Bir defa 20 bin, 30 bin, 40 bin kişi öldürüldü diyor. Kaç kişi öldürüldü? Bunu söyle. Devletin kayıtları var. Soğanbaşı değilsen kayıtları açıkla. Benim kanun teklifim var. Buyursun, tartışalım bunu Meclis’te.”

DEDESİ DE HAREKATA KATILMIŞ OLABİLİR

Genç, eğer Dersim’in kim döneminde bombalandığını ortaya çıkarmak istiyorsa imkânların Erdoğan’ın elinde olduğunu söyledi. Erdoğan’ın olaylarla ilgili CHP’yi suçlamasını eleştiren Genç, “O dönemde Tayyip Erdoğan’ın dedesi de CHP’liydi. Belki Dersim olayına katılanlar Erdoğan’ın dedesi ve sülalesiydi. Karadenizli kendileri. 38’lerde tek parti vardı. Erdoğan niye kaçıyor? Belki kendi sülalesinin yaptığı katliamı başkalarına atıyor” diye konuştu.

Erdoğan’ın meydanlardan söz konusu iddiaları gündeme getirmesi karşısında ise Genç, “Tıkanmış, her gün sağa sola saldırıyor. İftira atıyor. Artık ciddi bir muayeneden geçmesi lazım” görüşünü kaydetti.

İSMET PAŞA CUMHURBAŞKANI DEĞİLDİ

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, ''Dersim olaylarında İsmet Paşa'nın cumhurbaşkanı olduğu yalandır. Bombalama emrini verdiği de yalandır. Atatürk cumhurbaşkanıdır, sen çık Atatürk'e söyle, Celal Bayar'a söyle'' dedi.

Anadol, CHP İzmir İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dersim konusundaki sözleriyle ''Dürüst politikacıya yakışmayacak şekilde'' gündem değiştirmeye çalıştığını öne sürdü.

Dersim olaylarının 21 Mart 1937'de başladığını belirten Anadol, şunları kaydetti:

''Olaylar devam ederken hükümet oraya asker gönderdi. 20 Eylül 1937'de Başbakan İnönü, Atatürk'ün izniyle 1.5 ay izne ayrıldı. Başbakan vekili olarak İktisat Vekili Celal Bayar atandı. Atatürk, daha sonra Demokrat Parti Genel Başkanı, 3. Cumhurbaşkanı olan Bayar'ı atamış başbakan vekili olarak. İdari, siyasi sorumluluk Celal Bayar'da, sayın İnönü yok. 22 Ekim 1937'de ayaklanma denetim altına alınmış. Bombalama varsa bu arada olmuş. 25 Ekim 1937'de de hareketin bitmesini bekliyor Başbakan İnönü, başbakanlıktan istifa ediyor. İzinli ayrılmıştı, istifa ediyor ve aynı gün Celal Bayar kabinesi açıklanıyor ve Celal Bayar'ın başbakan vekilliği bitiyor. 15 Kasımda Celal Bayar, başbakan olmuş fiilen.''

Anadol, Seyit Rıza ve 6 arkadaşının idam edildiği sırada da Bayar'ın başbakan olduğunu belirterek şöyle devam etti:

''10 Kasım 1938'de Atatürk aramızdan ayrılıyor. İlkokul tarih kitaplarında bile var 11 Kasım 1938'de, bu olaylardan 1 sene sonra sayın İnönü Cumhurbaşkanı oluyor. Başbakan gerçekten bu bilgilerden habersizse, cehaletten söylüyorsa büyük felaketle karşı karşıyayız. Bunları bildiği halde tarihi çarpıtıyorsa felaketin ötesinde rezaletle karşı karşıyayız.''

-''CHP'NİN GEÇMİŞİNİN ARKASINDA ONURLA DURUYORUZ''-

CHP olarak, tek parti dönemi dahil, partinin bütün geçmişinin arkasında onurla durduklarını ifade eden Anadol, CHP'nin hataları olduğunu, onlara da sahip çıktıklarını ifade etti.

Anadol, CHP'nin tarihle, geçmişle yüzleşmeye hazır olduğunu, Başbakan Erdoğan'ın da geçmişiyle yüzleşmesi gerektiğini savunarak şöyle konuştu:

''Türkiye kendi tarihiyle, geçmişiyle hesaplaşmadan evvel Recep Tayyip Erdoğan kendi geçmişiyle hesaplaşacak. Sen 'Susurluk fasa fisodur' diyen başbakanın partisinden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değil miydin?

'Aydınlık İçin 1 Dakika Karanlık'ta, ışıklar kapatıldığında 'Gulu Gulu dansı yapıyorlar' diyen başbakanın partisinden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değil miydin? İtirazın mı oldu, hayır. Alkışladın katıldın o konuya.''

Anadol, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Cumhuriyete, Atatürk'e söyleyemediklerini İsmet İnönü'ye söylüyorlar. Bu anayasa değişikliği, 'demokrasi' adı altında Türkiye'yi sivil diktaya dönüştürmek için yapılıyor, 'evet' çıkarsa sonuç sivil diktadır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bilerek veya bilmeyerek söylesin, Dersim olaylarında İsmet Paşa'nın cumhurbaşkanı olduğu yalandır. Bombalama emrini verdiği de yalandır. Atatürk cumhurbaşkanıdır. Sen çık Atatürk'e söyle, Celal Bayar'a söyle. Bütün bunları Alevilere hoş görünmek, oylarını 'evet'e çevirmek için yapıyor. Aleviler bu oyuna gelmez.''