'O Yürek Bu Millette Var'

AK Parti Ankara Milletvekili Prof. Dr. Emrullah İşler, "Bundan sonra artık dünyanın herhangi bir yerinde darbe yapmak isteyenler, Türkiye'deki 15 Temmuz olayında yaşanan bu milletin direnişini elbette ki akıllarının bir kenarında bulundurmak durumunda kalacaklar. Çünkü 15 Temmuz direnişiyle bu millet demokrasisine ve milli iradesine nasıl sahip çıkılacağını bütün dünyaya örnek olarak göstermiştir. Bununla ne kadar iftihar etsek azdır. Çünkü o gün o uçakların, tankların karşısında durmak gerçekten yürek isterdi. O yürek bu millette var." dedi.

Prof. Dr. İşler, İstanbul Üniversitesi (İÜ) ve Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) tarafından üniversitenin rektörlük binasında düzenlenen "Uluslararası 15 Temmuz Demokrasi Direnişi Sempozyumu"nun açılışında yaptığı konuşmada, darbeler döneminin 1950'li yıllarda başladığını söyledi.

Emrullah İşler, 15 Temmuz darbe girişiminin, Türkiye'nin tarihinde yaşanmış çok karanlık bir gece olarak planlandığını ancak milletin kararlı iradesiyle o gecenin sabahının aydınlık olduğunu söyledi.

15 Temmuz gecesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine sokağa çıkma çağrısında bulunmadan önce de vatandaşların sokağa çıktıklarını dile getiren İşler, "Saat 10.00'dan 11.00'den itibaren Ankara'da şehitlerimiz vardı. Bu da şunu gösteriyor; bu millet kazanımlarından artık feragat etmek istemiyor. Bu millet geçmişte yaşadığı darbelerden ders çıkaran bir millet." ifadesini kullandı.

Darbeler tarihine bakıldığında bu olayın sosyolojik boyutunu Hazreti Peygamber'in, 'Kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin. Eğer eliyle bunu değiştiremiyorsa diliyle mücadele etsin. Ona da gücü yetmiyorsa, o zaman kalbiyle buğzetsin. Bu da imanın en zayıf halkasıdır.' Hadis-i Şerifi'yle yorumladığını anlatan İşler, şunları kaydetti:

"Türkiye'de şunu görüyoruz ki bu 3 aşamadan, 3. aşamanın 1960 darbesinde olduğunu görüyoruz. 1960 darbesinde kimse sesini çıkaramadı. 1997'lere geldiğimizde, 28 Şubat süreçlerini yaşadığımızda, o gün diliyle kalemiyle mücadele etti insanlar ama güç olarak elini kullanamadı. 15 Temmuz'a geldiğimiz zaman kötülükle mücadelenin ilk aşaması olan o güç kullanarak engelleme, kötülüğü bertaraf etme aşamasını toplum olarak hep birlikte yaşadık. Bu, sosyolojik olarak baktığımız zaman, bizim toplum olarak aradan geçen 50 küsur senede hangi aşamadan ne aşamaya geldiğimizi göstermesi açısından son derece önemli. Darbelerden acılar çektik. Bu acılardan dersler çıkardık ve bir daha darbe olmasın diye milletimiz o gün güç kullanmak yani o uçaklara, tanklara, helikopterlerden atılan kurşunlara, mermilere karşı göğsünü siper etti. Bu şekilde, darbeyi önledi."

- "Bu şanlı milletin bir ferdi olmakla ben iftihar ediyorum"

Emrullah İşler, 15 Temmuz'un dünya darbeler tarihi açısından nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda ise şunları söyledi:

"Bundan sonra artık dünyanın herhangi bir yerinde darbe yapmak isteyenler, Türkiye'deki 15 Temmuz olayında yaşanan bu milletin direnişini elbette ki akıllarının bir kenarında bulundurmak durumunda kalacaklar. Çünkü 15 Temmuz direnişiyle bu millet demokrasisine ve milli iradesine nasıl sahip çıkılacağını bütün dünyaya örnek olarak göstermiştir. Bununla ne kadar iftihar etsek azdır. Hakikaten bu şanlı milletin bir ferdi olmakla ben iftihar ediyorum, sizlerin de iftihar ettiğinizi biliyorum. İftihar etmemiz gerektiğini de düşünüyorum. Çünkü o gün o uçakların, tankların karşısında durmak gerçekten yürek isterdi. O yürek bu millette var."

- "Bu olayın Türkiye'ye mahsus olmadığını da gördük"

İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ise Türkiye'nin milli mücadelesinin, dünyadaki mazlum milletler tarafından rehber alınan, ilham kaynağı olan ve ülke için de gurur vesilesi olan tablolarla dolu bir zenginlik olduğunu belirtti.

Türk milletinin özünde kendi bağımsızlığına sevdalanmış bir aşk ve heyecan olduğunu söyleyen Ak, Türk milletinin bu topraklara fetih amacıyla gelmediğini, bu toprakları yurt edinmek üzere bağımsız yaşayabilecekleri, hür olabilecekleri bir mekan olarak seçtiklerini kaydetti.

Prof. Dr. Ak, 15 Temmuz darbe girişimine değinerek, şöyle konuştu:

"15 Temmuz aslında bu hissiyatın tezahürüdür. Bunu pek çok örneğiyle de idrak ettik. Hatta öyle ki hiçbir organizasyon olmadan, birbirinden bağımsız, birbirleriyle iletişim halinde olmadan da memleketin her yerinde sadece büyükşehirlerde değil küçük iskan merkezlerinde bile aynı heyecanın, aynı yüksek seviyede gösterildiğini büyük bir gururla yaşadık. Bunu yaşarken de Türkiye'nin maruz kaldığı bu olayın Türkiye'ye mahsus olmadığını da gördük. Tüm İslam ülkelerinin dünyanın geleceğinde, dünyadaki medeniyetin şekillendirilmesinde, imar edilmesinde, söz sahibi olmaya aday olan tüm İslam ülkelerinin benzer şekilde hedef seçildiğini de gördük."

Konuşmaların ardından Prof. Dr. Ak tarafından Prof. Dr. İşler'e ve sempozyuma katılan, darbeci general Semih Terzi'yi vurduktan sonra şehit edilen Astsubay Ömer Halisdemir'in kardeşi Soner Halisdemir'e günün anısına hediye takdim edildi.

Gün boyu sürecek sempozyumda, "Mısır’ın Darbesi", "Yemen: Körfez Müdahale Ederken Çoklu Darbeler", "Sudan’ın Darbesi" ve "Libya Örneği", "Türkiye'de Askeri Darbe Geleneği Açısından 15 Temmuz", "Uluslararası İlişkiler Bağlamında 15 Temmuz", "Dini Açıdan FETÖ" ve "15 Temmuz Üzerine Sosyolojik Bir Analiz" konuları ele alınacak.