Obezite Cerrahisinde Türkiye'de Bir İlk

Obezite Cerrahisinde Türkiye'de Bir İlk

Samsun’un Ladik ilçesinde yaşayan 50 yaşında ve 158 kilo ağırlığındaki Hüseyin Bayar, fazla kilolarından kurtulmak için ’mini gastrik bypass ameliyatı’ oldu.

Ameliyattan sonra dren-sonda ya da katater takılmayan, bir gün sonra taburcu olan Bayar, herhangi bir ağrı, bulantı yaşamadığını hatta ikinci gün işlerinin başına tekrar geçtiğini, üçüncü gün ise arkadaşları ile beraber balık tutmaya gittiğini söyledi.



Aşırı kilolarının sosyal hayatını önemli derecede etkilediği için ameliyat olma kararı aldığını söyleyen Hüseyin Bayar, “Çocukluğumdan itibaren kilo problemi yaşıyordum, kilolarım sosyal hayatımı önemli derecede etkiliyordu, uçağa, otobüse binmek istemiyordum. Toplu taşıma araçlarındaki koltuklar bana küçük geliyordu, bir yere seyahat edeceğim zaman arabam ile gitmek zorunda kalıyordum. İlerleyen yaşlarımda kilolarımdan dolayı sağlığımın bozulacağını bildiğim için henüz obeziteye bağlı kronik hastalıklar çıkmadan ameliyat olma kararı aldım” dedi.

Ameliyattan bir gün sonra taburcu olduğunu söyleyen Bayar, “Ameliyattan sonra vücudumda dren-sonda ya da katater gibi herhangi bir boru takılı değildi. Çıktıktan hemen sonra kendime geldim, hiçbir ağrım, bulantım, kusmam olmadı, 3. saatte ayağa kalkıp, 4. saatte su içmeye başladım. İkinci gün iş yerime giderek işlerimin başına geçtim. Hatta, üçüncü günümde arkadaşlarımla balık tutmaya gidecek kadar da dinçtim. Yaşam kalitem de hiçbir düşüş yaşamadım. Ameliyat olalı üç ay oldu 158 kilodan 130 kiloya düştüm. Üç ayda 28 kilo verdim amacım 90 kilo olmak. Doktorum Opr. Dr. Recep Aktimur, obezite cerrahisi ameliyatlarına çok farklı bir açıdan bakıyor. Üşenmeden beni uzun uzun bilgilendirdi ve ameliyat sonrası dönemde diyet vermeyerek hiç kısıtlamadı. Ameliyattan sonra her istediğimi uygun miktarlarda yiyerek kilo veriyorum. Arkadaşlarım ameliyat olduğuma inanmıyorlar, hatta ben bile kilo veriyor olmasam neredeyse inanmayacağım. Bir obezite cerrahisi ameliyatının bu kadar kolay olabileceğini ve sonrasındaki sürecin de bu kadar konforlu yürütülebileceğini hiç düşünmezdim. Çevremde safra kesesi ameliyatından sonra bile dren takılmış, günlerce yatakta kalan, kendine gelemeyen insanlar olduğunu hatırlayıp yaşadıklarıma şaşırıyorum. Her aradığımda doktoruma ulaşabiliyor ve yeterli cevapları alabiliyorum. Doktoruma farklı olduğu ve ilk görüşmemizden itibaren bana ameliyat olma cesaretini sağlayan güveni verdiği için teşekkür ederim, yoksa bu avantaja sahip olamazdım” diye konuştu.

Medical Park Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği’nden Opr. Dr. Recep Aktimur, uyguladığı obezite ve metabolik cerrahi prosedürleri hakkında bilgi vererek, “Bu ameliyatlar artık Türkiye için lüks değil, her ilde sıkça yapılabiliyor. Bu noktada, başarı kriterlerimizi doğru konumlandırmamız gerektiğine inanıyorum. Hastalarımın sağlıklı ve mutlu olmasını sağlamak benim temel amacım, bu yüzden onların organik sorunları ile ilgilenirken ruhsal konforlarını da düşünmeye çalışıyorum. Kağıt üzerinde en iyi sonuçları elde etmek insanları mutlu etmeyebilir, yaşanan süreç ameliyatın kalitesi kadar önemli. Bu yüzden hasta merkezli bir protokol yürütüyoruz” şeklinde konuştu.

Obezite ve metabolik cerrahi ameliyatlarından sonra hızlandırılmış iyileşme protokollerini Türkiye’de ilk defa kendi kliniklerinde uyguladıklarını belirten Dr. Recep Aktimur şunları söyledi: “Bu detaylı protokolü kısaca özetlemek gerekirse; hastalarımızı kliniğe girdikleri andan itibaren uzunca bilgilendiriyor, tüm süreci saat ve dakikasına varana kadar bilmesini sağlıyoruz, böylece bilinmezleri giderip endişeyi azaltıyoruz. Çok sayıda ileri laparoskopik cerrahi (kapalı yöntemle kanser ve reflü ameliyatı) ve sorunsuz sonuçlandırılmış obezite-metabolik cerrahi ameliyatının verdiği deneyim ve birikim ile çok kısa süren (30-40 dakika) ameliyatlarımız hastalarımızın hızlı toparlanmasına imkan veriyor. Ameliyatlarımızda hastalarımıza dren-sonda ya da katater gibi herhangi bir boru takmıyoruz, böylece ağrı azalıyor konfor artıyor. Ameliyattan çok kısa süre sonra sıvı alımına başlatıp vücudun ameliyata tepkisini azaltarak hastalarımızın dinç olmasını sağlıyoruz. Protokolümüzdeki tüm detaylar hastalarımızın ameliyattan sonraki 1. gün dinç şekilde taburcu olmasına izin veriyor ve 2. gün işe ya da normal hayatlarına dönebiliyorlar. İletişime çok önem veriyoruz, hastalarımızın istedikleri zaman bize ulaşabilmeleri artık bizim için olağan bir durum.”

Opr. Dr. Recep Aktimur açıklamasını şöyle tamamladı: “Hastalarımıza ameliyattan sonra kısıtlayıcı bir diyet vermiyoruz. Onların yeme zevkini kaybetmesini ve dolayısıyla mutsuz olmalarını, hatta kısıtlayıcı bazı ameliyat ve protokollerdeki gibi yetersiz gıda alımından ötürü sağlıksız olmalarını istemiyoruz. İlk görüşmemizden itibaren sağlıklı bir hayat tarzı geliştirmeleri için destekte bulunuyoruz. Geri dönüp yüzlerce mutlu hastamıza baktığımızda amacımıza ulaştığımızı görmek çok keyifli.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile