Öğrenci Ve Akademisyenler De Ablukanın Kurbanı Oldu

Suudi Arabistan’ın başını çektiği bazı Arap ülkelerinin Katar’a uyguladığı siyasi ve ekonomik abluka yüzlerce öğrenci ve akademisyenin hayatını alt üst etti Katar Üniversitesi’ndeki Suudi Arabistanlı akademisyen: “Kızgınım, öfkeliyim ve üzgünüm. Bu siyasi meseleye insanları böylece kurban ettikleri için hayal kırıklığı içerisindeyim. Sivilleri bu şekilde başka bir ülkeye karşı baskı unsuru olarak kullanmak ahlaki değil. Hükümetimin çağrısına uymayacağım ve Katar Üniversitesi'nde çalışmaya devam edeceğim' Katar Üniversitesi’ndeki Mısırlı akademisyen: 'Bahreynli bir öğrencim kriz başladığı gün yanıma geldi. Ülkesi 14 gün içerisinde Katar’ı terk etmesini istemiş. Kızın babası Bahreynli annesi ise Katarlı. Hayatında Bahreyn’e sadece 4 kez gitmiş. Bana ne yapması gerektiğini soruyor'

TURGUT ALP BOYRAZ - Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn'in Katar'da yaşayan vatandaşlarının 14 gün içerisinde ülkeyi terk etmelerini istemeleri yüzlerce öğrenci ve akademisyeni mağdur ederek insani kriz yaşanmasına neden oluyor.

Bu üç ülkeden sadece Katar Üniversitesi'nde okumak için gelen öğrenci sayısı 700'ün üzerinde. Yine aynı ülkelerden onlarca kişi de yıllardır burada çeşitli branşlarda akademisyenlik yapıyor. Üstelik bu öğrenci ve akademisyenlerin birçoğu Katar vatandaşlarıyla evli ve burada kurulu bir düzenleri var.

Suudi Arabistan’ın başını çektiği bazı Arap ülkelerinin Katar’a uyguladığı siyasi ve ekonomik abluka yüzlerce öğrenci ve akademisyenin hayatını alt üst etmiş durumda.

Öğrencilerin kimisi okullarının bitmesine yarım dönem kala eğitimlerini bırakarak apar topar ülkelerine dönmek zorunda kalırken, bazıları ise ülkelerinin çağrısına uyarak Katar'ı terk edip etmeme konusunda henüz bir karar verebilmiş değil.

Anadolu Ajansı ekibi Katar Üniversitesi’ne girerek krizden etkilenen öğrenci ve akademisyenlerle görüştü.

- 'Kızgınım, öfkeliyim ve üzgünüm'

Ülkesindeki baskıdan çekindiği için isminin ve branşının açıklanmasını istemeyen Suudi Arabistan vatandaşı bir akademisyen bu krizden en çok etkilenen kişiler arasında.

Katar Üniversitesi'nde üç yıldır görev yapan akademisyen, ülkesinin çağrısını reddederek Katar'da kalmayı tercih etmiş ancak bunun kendisi ve ailesi için doğurabileceği sonuçlardan endişeli.

AA muhabirine konuşan Suudi Arabistanlı Akademisyen, 'Kızgınım, öfkeliyim ve üzgünüm. Bu siyasi meseleye insanları böylece kurban ettikleri için hayal kırıklığı içerisindeyim. Sivilleri bu şekilde başka bir ülkeye karşı baskı unsuru olarak kullanmak ahlaki değil. Bu kararları alan ülkelerde insanlar siyasi süreçlerin ve karar alma mekanizmalarının bir parçası değil. Onun için de yönetim tarafından sesleri duyulmuyor.' dedi.

Katar Üniversitesi'nde görev yapan 5 Suudi Arabistanlı hocanın olduğunu aktaran akademisyen, bunlardan bazılarının işlerini bırakarak ülkelerine dönmeyi düşündüklerini, kendisinin ise Katar'da kalarak işine devam etmeyi seçtiğini söyledi.

Çalışanların ve aile ilişkilerinin bu gibi siyasi tansiyonlardan etkilenmemesinin gerektiğini dile getiren akademisyen, ilkokula giden üç çocuğunun krizden etkilendiğini ve psikolojilerinin bozulduğunu belirtti.

Ülkesi ile Katar'daki hayatı arasında sıkışan Suudi Arabistanlı akademisyen şunları kaydetti:

'Ailemle birlikte 3 yıldır Katar’da yaşıyorum ve Katar üniversitesinde çalışıyorum. Burada 3 çocuğum ilk okulda okuyor. Onların bu krizi duymasını ve psikolojik yönden etkilenmelerini istemiyorum ama maalesef bir şekilde duyuyorlar. Çocuklarımdan biri bana 'baba gitmek zorunda mıyız' diye sordu. Buradaki okullarına ve arkadaşlarına alıştılar. Ben hükümetimin çağrısına uymayacağım, Katar’da çalışmaya ve yaşamaya devam edeceğim.'

- Ramazan ve imtihan zamanı öğrenciler şokta

Kendisiyle aynı kaderi paylaşan çok sayıda öğrencisinin de olduğunu belirten Suudi Arabistanlı akademisyen, bunlardan üçünün durumunu şöyle anlattı:

'Biraz önce Katarlı biriyle evli Suudi Arabistanlı bir öğrencim buradaydı. Katar'ı terk etmek istemediğini söyledi. Ama pasaportunun süresi bitiyormuş. Dönmezse Suudi Arabistan konsolosluğu bunu uzatmayacak, pasaportu uzatılmadığı için de hiç bir ülkeye gidemeyecek. Bir diğer öğrencimin annesi BAE, babası Suudi Arabistan vatandaşı, eşi ise Katarlı. Şimdi Katar’ı bırakıp gitse ne zaman geri gelebileceği belli değil. Eşi ve okulu bir yanda, ailesi bir yanda. Karar vermek çok zor. Başka bir öğrencimin de babası Suudi Arabistanlı, annesi Katarlı. Ancak boşanmış ve ayrı yaşıyorlar. Suudi Arabistan'da yaşayan babası gelmesi için ısrar ediyor ama kendisi gitmek istemiyor. Çünkü gitse geri gelemeyecek. Evi, arabası burada ve çocukları burada okula gidiyor. Gitse ekonomik olarak da zorlanacak. Yeniden bir hayat kurmaları gerekecek. Suudi Arabistan’in ekonomisi Katar kadar iyi de değil. Gitmeyip burada kalsa ne olacağını bilmiyor.'

Bütün bu yaşananlardan Katarlı öğrencilerin de etkilendiğini belirten Suudi Arabistanlı akademisyen, buradaki öğrencilerinin sınavlara konsantre olmakta zorlandıklarını ifade etti. Suudi Arabistanlı akademisyen, 'Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn ise ülkelerdeki Katarlı öğrencileri, imtihanlarının bitmesini bile beklemeden ülkelerine gönderdi. Buda başka bir zulüm.' dedi.

Katar’da yaşayan bazı Suudi Arabistanlıların ülkelerine dönerek bayramda yakınlarını görüp sonra üçüncü bir ülke üzerinden Katar’a dönmeyi planladıklarını ancak bunun da riskli olduğunu belirten Suudi Arabistanlı akademisyen, 'Katar’da çalıştığımızı hükümet biliyor. Dönersek bir daha yurt dışına çıkmamıza izin verip vermeyecekleri belli değil.' ifadesini kullandı.

Körfez ülkeleri vatandaşlarının tüm bunların yaşanacağını tahmin bile edemediğini ancak bugün bunun başlarına geldiğini ifade den Suudi Arabistanlı akademisyen, 'İslam dünyasına düşman olanların dışında bu işin kazananı yok. Bir gecede komşularını düşman ilan ettiler. Suudi Arabistan halkının çoğunluğu bu durumdan memnun değil. Bizler Filistin'i yıllarca destekledik. Şimdi bir gecede terörist mi ilan ediyoruz? Aynısı Katarlı yardım kuruluşları için de geçerli.' değerlendirmesinde bulundu.

- Öğrenciler krizden etkilendi

Katar Üniversitesinde görevli Mısırlı bir akademisyen de ülkesinden baskı ve zulüm görebileceği endişesiyle ismini vermeden görüşlerini açıkladı.

Mısırlı akademisyen bu krizden etkilenen iki öğrencisinin durumunu şöyle anlattı:

'Bahreynli bir öğrencim kriz başladığı gün yanıma geldi. Ülkesi 14 gün içerisinde Katar’ı terk etmesini istemiş. Kızın babası Bahreynli annesi ise Katarlı. Hayatında Bahreyn’e sadece 4 kez gitmiş. Bana ne yapması gerektiğini sordu. Bir de bütün bunlar ramazan ayında ve final sınavları zamanında oluyor. Bir başka öğrencim de Suudi Arabistanlı bir kız ama kocası Katarlı. O da ne yapacağını şaşırmış durumda. Bana bu stresle imtihanlara girmesinin çok zor olduğunu söyledi.'

- 'Mısırlı bir hoca olarak kendimi rahat hissedemiyorum'

Kendisinin de yaşanan krizden olumsuz etkilendiğini ifade eden Mısırlı akademisyen, 'Mısır hükümeti Katar'a yönelik bu ablukayı destekledi. Şimdi Mısır'dan gelen hocalar burada öğrencilerin yüzüne nasıl bakacak. İnsanlar bize 'bunu yapan Mısır hükümeti halk sorumlu değil' diyor ama yinede kendimi rahat hissedemiyorum. Kendi hükümetimin düşmanlık yaptığı bir halkın yüzüne bakarken kendimi rahat hissedemiyorum.' dedi.

- Katar Üniversitesi mağduriyeti gidermenin yollarını arıyor

Katar Üniversitesi İşletme ve İktisat Fakültesi Dekanı Halid el-Abdulkadir de, Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn'den gelen öğrencilerin bu mağduriyetlerini gidermek için ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını söyledi.

Abdulkadir , 'Suudi Arabistanlı bir öğrencim var. Okulu bitirmek için bu dersleri kendi ülkesindeki üniversitelerinden kurs olarak almasını ve sonucunu bana e-mail olarak atmasını istedim. Bu şekilde aldığı dersleri kabul ederek okulu bitirmesine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Umarım bu kriz yakında biter ama ne olacağını kestirmek zor.' ifadesini kullandı.

Öğrencilere Katar'ı terk etmeleri için tanınan süre final sınavlarını vermeleri için bile yeterli olmadığını belirten Katar Üniversitesi akademisyenlerinden siyasi analist Derviş el-Emadi de, bu öğrencilerin mağdur olmaması için çözüm arayışına girdiklerini ve çeşitli alternatifler sunduklarını aktararak, 'Bu alternatiflerden bazıları sınavlara diğer öğrencilerden biraz daha erken girme, eğitimlerini dondurma ve kriz çözüldüğünde sınavlara girme hakkı tanınması.' olduğunu dile getirdi.

Emadi, 'Bu kriz öğrencilerin hayatlarını son derece olumsuz etkiliyor, burada kurulu bir düzenleri ve başladıkları eğitimleri var. Bazıları son sınıfta. Yeni başlayanların geleceğe yönelik hayalleri var. Bitirmelerine yarım dönem kalan öğrencileri düşünün, büyük psikolojik baskı ve stres altındalar. Kolay değil ama biz en azından elimizden geldiğince onlara yardım etmeye çalışıyoruz. Ancak şuan yapacaklarımız sınırlı.' diye konuştu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile