Eskisehir Türk Ocagi tarafindan 35 senedir yürütülen geleneksel ’Persembe Sohbeti’ne katilan ’Ögretmen yetistirebiliyor muyuz?’ baslikli bir konusma yapan Prof. Dr. Dinç, ülkede ilk ögretmen okulunun kuruldugu 1848 yilindan beri ögretmen yetistirildigini belirtti.
Bu süreçte ögretmen yetistirme görevinin çesitli ögretim kademelerinde hizmet veren farkli egitim kurumlarina verildigini anlatan Dinç, "Ögretmen yetistirme isi, 1982 yilindan bu yana basta egitim fakülteleri olmak üzere çesitli yüksekögretim kurumlarina verilmis olup bu yüksekögretim kurumlarinin sayilari, kapasiteleri ve kontenjanlari geçen kirk yillik süreçte oldukça hacimli bir hale gelmistir. Türk Egitim Sistemi’nin ihtiyaç duydugu ögretmen sayisinin sinirliligi karsisinda, üniversitelerin Egitim Fakülteleri ile Fen-Edebiyat, Fen, Edebiyat ve Insan ve Toplum Bilimleri fakültelerinde hâlihazirda ögrenim gören ögrenci sayisinin oldukça fazla olmasi, bunun yani sira burada zikredilen fakültelere ilave olarak diger bazi fakülte ve yüksekokullardan mezun olmus, fakat henüz atamasi yapilmamis çok sayida ögretmenin/ögretmen adayinin bulunmasi ögretmen yetistirme sistemimizi de yeniden gözden geçirilmesi kaçinilmaz hale getirmistir" dedi.
"Istihdam imkânlarinin çok kisitli olmasi endiseye ve alternatif arayislarina yönlendirdi"
Prof. Dr. Erkan Dinç, Fen-Edebiyat ve dengi fakültelerinin birçok bölümünde ögrenim görmüs ve görmekte olan bireylerin önündeki istihdam imkânlarinin çok kisitli olmasi, buralarda ögrenim görenler ile aileleri kadar, akademisyenleri de endiseye ve alternatif arayislarina yönlendirdigini ifade etti.
Dinç, söz konusu alternatifler içinde ilk akla gelenlerden birinin, yakin zamanda oldugu gibi bu alanlarda ögrenim gören ya da ögrenimini tamamlayanlara kisa süreli Pedagojik Formasyon Egitimi kurslari araciligiyla ögretmenlik yeterliligi ve sansi kazandirmak olugunu belirterek söyle konustu;
"Egitim özellikle ekonomik bir sektör olarak görülmemeli"
"Ancak, Egitim Fakültelerinde Fen-Edebiyat ve dengi fakültelerin birçok alanina esdeger ögretmen egitimi programlarinin olmasi, bu programlara devam eden ögrencilerin yalnizca ögretmenlik hakki kazanmasina karsin, Fen-Edebiyat ögrencilerinin hem alan diplomasi hem de ögretmenlik hakki elde etmesi, firsat esitligi ilkesi ve hakkaniyet ölçülerine uygun görülmemektedir. Ayrica kisa süreli Pedagojik Formasyon Egitimi kurslarinda yürütülen egitimin verimlilik ve kalitesi de tartisilan bir baska husustur. Ögretmenlik mesleginin toplumsal ve ekonomik statüsü, son 50 yilda sayi ve muhteva olarak egitim sistemini yönlendirici bir mahiyet kazanan merkezi sinavlar ve bu sinavlar vesilesiyle egitim-ögretim süreçlerinin merkezine ögrenme ve gelisme kavramlarinin yerine yarisma ve basarinin geçmesi gibi sorunlar ögretmen yetistiren kurumlar ile ilgili ortam ve süreçleri de etkilemistir. Ögretmen yetistiren kurumlarin akademik kadrolari, egitim-ögretime yönelik teknik altyapilari, imkânlari ve ögretim programlari zaman içerisinde önemli gelismeler kaydetmisken mezun edilen ögretmenlerin ihtiyaç duyulan ögretmenlik yetkinliklerini ne derece tasidiklari önemli bir tartisma konusu haline gelmistir. Egitim özellikle ekonomik bir sektör olarak görülmemeli ve kesinlikle kazanma degil, ögrenme odakli olmali.”
Dinç’in ilgi çekici ve çok sayida soruya muhatap olan konusmasi Ocak Baskani Prof. Dr. Nedim Ünal’in degerlendirme konusmasi ve sükran berati takdimiyle son buldu.
Ögretmen Yetistirme Sisteminin Yeniden Gözden Geçirilmesinin Kaçinilmaz Hale Geldi
Anadolu Üniversitesi Egitim Fakültesi Dekani Prof. Dr. Erkan Dinç, ögretmen yetistirme sisteminin yeniden gözden geçirilmesinin kaçinilmaz hale geldigini belirterek, "Egitim özellikle ekonomik bir sektör olarak görülmemeli ve kesinlikle kazanma degil, ögrenme odakli olmali” dedi.



















