'Okullar Hayat Olsun' Projesi

'Okullar Hayat Olsun Projesi'nin Ankara protokolü, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer tarafından imzalandı.

Bakan Dinçer, "Mahalle halkının ortak yaşam alanı olarak okulumuzu ve okul bahçesini, okulun fiziki alanını tasarlıyoruz" dedi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Milli Eğitim Bakanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın işbirliği ile uygulamaya konulacak olan 'Okullar Hayat Olsun Projesi'nin Ankara protokolü, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer tarafından imzalandı. Projeye göre, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak faaliyet gösteren tüm okulların eğitim öğretim saatleri dışında kütüphaneleri, bilgi teknoloji sınıfları, çok amaçlı salonları, konferans salonları ve spor salonlarıyapılan işbirliği ile çevrenin hizmetine açılacak. Ayrıca okul bahçeleri fiziki yapılarına göre yeniden düzenlenecek, ekolojik okul bahçeleri oluşturularak çevrenin yararlanabileceği alanlar oluşturulacak. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, projenin detayları hakkında bilgiler vererek, projenin aslında Milli Eğitim Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Türkiye Belediyeler Birliği tarafından ortaklaşa Türkiye çapında düşünülen ve birlikte yürütülmek üzere kararı verilen bir proje olarak ortaya çıktığını ifade etti.

Bugüne kadar çok sayıda ilde bu projenin uygulamaya konulduğunu söyleyen Dinçer, şu an içinse Ankara'da yapılan çalışmaların tamamlandığını belirtti.

Projenin içinde geçen 'hayat' kelimesininproje isminde kullanılmasının sebebini aktaran Dinçer, "Aslında bu hayat kavramı genel anlamda Anadolu'nun daha özel anlamda Orta Anadolu'nun kullandığı bir kavramdan yola çıkarak geliştirildi. Genellikle eski evlerimizde büyük bir bahçe kapısından girdikten sonra geniş bir avlu olur. Avluların etrafında ise önce ebeveynlerin yaşadığı odalar, sonrada aile genişledikçe diğer çocukların, gelinlerin, damatların olduğu odalar olurdu. Herkes kendi odasından dışarıya çıktığında o avluya giderdi. İşte biz o avluyahayat ismi veririz. Çünkü ortak yaşam alanı olarak ortaya konulur" dedi.

"Geniş bir perspektiften baktığımızda o mahalle halkının ortak yaşam alanı olarak okulumuzu ve okul bahçesini, okulun fiziki alanını tasarlıyoruz" diyen Dinçer, şunları kaydetti:

"Aileler kapılarını açtıklarında ortak yaşam alanı olarak, sorunlarını paylaşacakları, gidip kendilerini geliştirebilecekleri nefes almak istediklerinde uğrayabilecekleri bir alan olarak okulu görsünler istiyoruz. İşte bu projenin bu bakış açısıyla 3 önemli ayağı var. İlk ayağı, okulun içerisinde şimdiye kadar etkin bir şekilde kullanamadığımızı varsaydığımız okul kütüphaneleri ve bilgisayar laboratuarlarıyla alakalı. En üst katlarda, koridorların sonlarına doğru çoğu kez de kapalı olan odalardakütüphanelerimiz var. Burada çocuklarımız okusun diye kitaplarda var ama çoğu kere çocuklarımızın ulaşması, kitap alması, okumak üzere o salonu değerlendirmesi söz konusu olmuyor. Bilgisayar laboratuarlarımız var, derslerin dışındaki zamanlarda genelde kullanılmıyor. Biz şimdi bu projenin 1.ayağında kütüphaneler ve bilgisayarları birleştirip, okulda girişin en kolay yerinde, en çabuk ulaşabileceğimiz yerinde bir araya getirip yeniden açıyoruz. Bilgisayar laboratuarımız ve kütüphanemiz bir aradaolacaklar, sürekli kapısı açık olacak ve orada çocuklarımız hem eğitim zamanında hem eğitimden sonra, velilerimiz ve o mahallenin halkı ise eğitimin dışındaki zaman dilimlerinde akşam 8-9'a kadar cumartesi pazar günleri olmak üzere kütüphane ve bilgisayar laboratuarlarından yararlanabilecek. Başka bir ifadeyle aslında biz her mahalleye bir kütüphane açıyoruz. Çocuklarımızı internet kafeden kurtarma imkanımız olacak."

Projenin ikinci ayağının okul bahçeleri olduğunu kaydeden Dinçer, okul bahçelerinin genellikle asfalt veya betonla kaplandığını ve okul bahçelerini griden yeşile çevirmeyi amaçladıklarını dile getirdi. Dinçer, tören alanının mutlaka bahçelerde olacağını ve tören alanı için sert bir zemine ihtiyaç olduğunu belirterek, "Onun dışındaki alanlarda okul bahçelerinin yeşillendirilmesini arzu etmekteyiz. Pek çok ilçemizde yeşil alan bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Fiziki aktivitelerin daha rahat yapılabileceği veöğretmenlerimizin nefes alabileceği yerler planlıyoruz" şeklinde konuştu.

Bakan Dinçer, projenin 3. ayağı hakkında ise, amaçlarının spor salonlarının, mahalle halkının hizmetine sunulması olduğunu ifade etti.

Spor aktiviteleri yapmak isteyenlerin spor salonlarını kullanabileceğini dile getiren Dinçer, "Mahallenin hanımları zayıflamak, sağlıklı bir yaşam için özel aktiviteler gerçekleştirmek istediklerinde salonlar emrinizde. Okulları devletin malı olmaktan çıkarıyor, bu anlamda gerçek sahibine millete mülkiyet olarak veriyoruz. Kamu kaynaklarının daha da etkinkullanılabileceği bir sonuç da doğurmasını ümit ediyoruz. Hizmet üretilen binaları ne kadar çok kullanırsanız, o kadar çok fayda üretirsiniz" dedi.

Törende konuşan Gökçek, atıl duran spor salonları ve sınıfların bundan sonra çocuklara, gençlere, yaşlılara, hanımlara ve yetişkinlere kurs, eğitim, spor ve eğlence olarak döneceğini belirtti.

Bu sebeple okulların 24 saat çalışır hale geleceğini kaydeden Gökçek,"Bu protokolümüzde çok ciddi anlamda gelişmeler olacağına Türkiye için inanıyorum. Hayat boyu öğrenme yaygınlaşacak" dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile