Siyah kehribar olarak da bilinen Oltu taşı, ilçedeki onlarca ocaktan bir çekiç ve bir murç yardımıyla gün yüzüne çıkarılıyor. Sabah erken saatlerde yanlarına aldıkları yiyecekleriyle dağlardaki ocaklarının yolunu tutan köylüler, önce ocakta biriken suyu tulumba ya da jeneratör marifetiyle boşaltıyor. Daha sonra tahtadan yapılan tekerlekli arabaları iple çeken köylüler, ocağın girişinden metrelerce aşağı inmeye başlıyor.
Yüksekliği en fazla bir, genişliği ise yer yer 3-4 metre olan ocakta dizüstü ilerleyen köylüler, Oltu taşının damarını bulup çekiç ve murçla kazıyor. Çıkarılan taşlar ardından arabalarla yukarıya getiriliyor ve ayıklanıyor.
Daha sonra atölyelere getirilen, kilosu kalitesine ve büyüklüğüne göre 100-200 lira arasında değişen Oltu taşı, kentteki maharetli ellere teslim ediliyor.
Erzurumlu ustaların ellerinde yapılacak olan ürüne göre kırılan ve tornadan geçirilen Oltu taşı, tespih, anahtarlık, yüzük, kolye, küpe ve gerdanlık haline getiriliyor. Oltu taşı, gümüş işlemeli bir tespihe dönüştüğünde, bin liraya kadar alıcı buluyor.
-"Zor şartlarda çalışıyoruz"
Oltu ilçesine bağlı Dutlu köyündeki ocaklarında oğlu Osman Dağdaş ile çalışan Alaattin Dağdaş,ocaklarının dedelerinden kaldığını ve kendilerinin de bu işi yapmaya devam ettiğini söyledi.
Zor şartlar altında çalıştıklarını anlatan Dağdaş, "Kazancımız da buraya günlerce, aylarca gelirsin hiçbir şey alamazsın, bazen de bir aylık yevmiyeyi çıkarabilirsin. Günlerce geldin hiçbir şey alamadın, buna da razı olacaksın. Bugün de aldık, yeter Allah'a şükür" dedi.
Oltu taşına benzerliğiyle dikkat çeken Rus taşını da vatandaşın ucuza aldığını ve orijinal Oltu taşının kıymetini düşürdüklerini savunan Dağdaş, "O olmasaydı bu taş daha da kıymetli olurdu ama ona ucuz olduğu için rağbet fazla" diye konuştu.
Dağdaş, Oltu taşı ocaklarının kömür ocakları gibi tehlikeli olmadığını ifade etti.
-"Stres alma özelliği var"
Oltu taşı atölyesi işleten İhsan Çelik de Oltu taşı tespih ve takı imalatı yaptıklarını anlatarak, "Satışlarımız genelde yaz sezonunda ağırlıklı oluyor. Orijinal Oltu taşının kalitesi tartışılmaz. Tespih fiyatları taşıma ve işçiliğine göre değişiyor" ifadelerini kullandı.
Çelik, Oltu taşının kullandıkça kabuğunu yenilediğini ve yıpranmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Tam tersine eskisi yenisinden daha güzel görünür. Kullandığınızda ip kesmez. Stres alma özelliği var. Vücuttaki elektriği üzerinde topluyor. Bu nedenlerle daha çok tercih ediliyor. Ağırlık yapmaz. Oltu taşı, ağaç fosilidir, hafif olur ve yanıcıdır. Ağaç fosili olduğu için belli bir sıcaklıktan sonra tutuşur.
Oltu taşı ilk başta çok cılız damarlar halinde bulunuyor. Dağdan çıkarılış şekli çok zor şartlar altında. Hiçbir teknolojik alet kullanılamıyor. Damarları çok zayıf olduğu için herhangi bir iş makinesi kullanılamıyor. Tamamen bilek gücüyle kazarak, küçük galeriler halinde çalışılıyor. Çalışan insanların hiçbir hayat garantisi yok. Küçük galeriler olduğu için tamamen ilkel imkanlarla çıkarılıyor. O açıdan çok zor bulunan bir taş. Belki bundan dolayı da değeri yüksek bir taş. Zaten doğada çok az, dünyanın hiçbir yerinde bu kalitede, bu özelliklerde yok. O açıdan zor olduğu için pahalı geliyor. İşlenmesi de çok zor. Boncuk haline gelmesi için en az 10 defa elden geçiyor. İşlemek için de 10 defa elden geçiyor. İşlenmiş bir tespih en az 20 defa elden geçiyor."
Sade tespihi, bir ustanın günde 3 tane yapabildiğini belirten Çelik, koleksiyonluk tespihlerin de olduğunu, işleme yapıldığı zaman bir ustanın bir hafta boyunca bir tespih üzerinde çalıştığını söyledi.
-"5 bin aile Oltu taşından geçimini sağlıyor"
Oltu Belediye Başkanı İbrahim Ziyrek ise Oltu taşının ilçenin adıyla özdeşleştiğini kaydederek, son zamanlarda esnafın ürün çeşitliliğine gittiğini ifade etti.
Ziyrek, Oltu taşının ilçeye ekonomik değer de kattığını vurgulayarak, "Tahminen 5 bin aile Oltu taşının imalatından, çıkarılışından itibaren bu sahada geçimlerini sağlamaktadır. Dolayısıyla Oltu taşı, ilçemizin ekonomisi için son derece önemlidir. Topraktan çıkarılışı zor ve meşakkatli. Bu tabir bile eksik kalabilir. Oltu taşının ardıç ağacının fosilleşmiş şekli olarak biliyoruz. Güneşle temasında sertleşiyor, farklılık kazanıyor. Oltu taşının hak ettiği değeri bulduğu kanaatinde değilim. Tanıtımda eksikliğimiz vardır. Belki modelde, takı tasarımında eksikliğimiz vardır. Gelişen süreç içerisinde inşallah hak ettiği yeri bulacaktır" şeklinde konuştu.
Oltu Taşının Zorlu Yolculuğu
ERZURUM - YÜCEL VELİOĞLU - Erzurum'un Oltu ilçesindeki ocaklardan zor ve meşakkatli bir çalışmayla gün yüzüne çıkarılan Oltu taşı, kentteki maharetli ustaların ellerinde tespih ve anahtarlık ile kolye, yüzük ve küpe gibi takılara dönüştürülüyor.