Ömer Çelik: Emre itaatsizlik anlamına gelir

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün verdiği resepsiyona katılmayan Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarını

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün verdiği resepsiyona katılmayan Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarını emre itaatsizlikle suçladı. Çelik, TSK'nın hangi kapıdan girileceğinin, hangi kapıdan çıkılacağının taktik bir takım değerlendirmelerini yapmak yerine dünya standartlarında güvenlik stratejilerine kafa yorması gerektiğini kaydetti.

Çelik, AK Parti MYK gelişinde yaptığı açıklamada, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla verdiği resepsiyona katılmamasıyla ilgili soruyu cevapladı.

Çelik, "Başkomutanın bir davetine silahlı kuvvetlerin katılmaması gibi bir tercih söz konusu olamaz. Başkomutanının eşiyle ilgili, eşinin kılık kıyafetiyle ilgili bir değerlendirme yapmak hiç bir meşru kurumun haddine düşmez. Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuyla ilgili bir resepsiyon vermiştir. Bunun esasında siyasetin bile tartışma konusu olmaması gerekir. Maalesef soğuk savaş yıllarının ideolojisini taşıyan bir takım siyasi partilerin bakış açıları yüzünden Türkiye hala bu tartışmaları yaşıyor. Türkiye'nin sosyolojik gerçekleri ile barışamayan, Türkiye'nin sosyolojik gerçekleriyle kavga etmek üzere kendini kurgulamış bir takım siyasi partiler yüzünden Türkiye bu tartışmaları yaşıyor. Ama devletin bir resmi kurumunun yanlış biçimde tanımlanmış bir kamusal alan tanımı, ideolojik biçimde tanımlanmış bir kamu alanı tanımı üzerinden taraf olup sayın Cumhurbaşkanının davetine tavır alması gibi bir durum söz konusu olamaz. Son gazetelere yansıyanlar, Hanım efendinin gelip gelmemesi meselesine, davete katılıp katılmamasına göre bir takım protokol şemalarının ortaya konulması fevkalade yanlıştır. Başkomutanın davetine silahlı kuvetler gibi teamülleri güçlü bir kurumun teamüller üzerinden kendini kurgulamaya önem veren kurumun katılmaması demek, benim gözümde emre itaatsizlikle eş değerdir." dedi.

"Bu tavıra karşı yaptırım olacak mı?" yönündeki soruya ise Çelik, şu cevabı verdi: "Mesele yaptırım meselesi değil. Mesele, Türkiye'nin kurumlarının bu standartları yakalaması meselesidir. Türkiye'nin renkleriyle barışmak, dünyanın gerçekleriyle, evrensel standartlarla barışma meselesidir. Kendisini dar bir ideolojik asabiyetin, kapalı toplum ideolojisinin içine hapsetmemelidir. Türkiye'nin geleceği açısından, Türkiye'nin kurumlarının Türkiye'yi çok daha ileri taşıma amacı açısından bu gereklidir."

"DÜNYA STANDARTLARINDAN STRATEJİLERİNE KAFA YORMALARI GEREKİR"

Basın organlarında 'Siber terörizm tehdidine karşı Türkiye hazır mıdır?' diye haber çıktığını ve haberde 'Silahlı kuvvetler tehdide hazır değil' dendiğini hatırlatan Çelik, "Ben, bunu, TSK'nın yalanlamasını beklerdim. Türkiye'nin önemli kurumu, Dünya'nın üçüncü büyük ordusu siber teröre karşı nasıl hazırlıklı olmaz. Yani bir başörtülü hanım efendi davete girdiği zaman nasıl davranılacağı, hangi kapıdan çıkılacağı, hangi kapıdan girileceğinin taktik bir takım değerlendirmelerini yapmak yerine dünya standartlarında güvenlik stratejilerine kafa yorması gerekir." diye konuştu.

İtaatsizlikle ilgili bir işlem yapılıp yapılmayacağı yönündeki soruya ise Çelik, şu cevabı verdi: "Ben bunu hukuki bir gerekçeye dayandırarak söylemiyorum. Ortaya çıkan mesajın ne kadar derin bir fay kırığı yarattığını ortaya koymak için söylüyorum. Cumhurbaşkanı Başkomutan mıdır? Cumhurbaşkanının davetine katılmama hakkı var mıdır. Yoktur. Cumhurbaşkanı, başkomutan, çağırdı mı gidilir. Belli bir tartışma üzerinden onun davetine katılmamak ne anlama gelir. İşte o söylediğim anlama gelir. Bunun, bizim siyasi tarihimizde tanımlanacağı, yerleştirileceği yer bu tanımın yanıdır." dedi.

TSK'nın 'başörtülü kim varsa oradan ayrılın talimatı gönderdiği belirtiliyor" yönündeki basın mensuplarının hatırlatmasına ise Çelik, şöyle cevap verdi: "Aynı konu Adana'da da yaşandı. Siz düşünebiliyor musunuz. Cumhuriyet bayramı kutlanırken, bir hanımefendi, cumhuriyet bayramı kutlamalarına o coşkuya, neşeye katılmak istiyor. Cumhurun bir üyesi cumhuriyet bayramı kutlamalarına katılmak istiyor. Burada tutuyor askerler, Adana'da salonu terk ediyor. Böyle bir şeye hakları yok. Cumhuriyet, askerlerin özel mülkiyeti değildir. Cumhuriyet milletin malıdır. Cumhuriyet milletin ta kendisidir."

"SEVİYE SIFIRIN ALTINA İNDİ"

CHP tarafından açılan sergiyle ilgili olarak ise Çelik, "Hukuki girişimi bilmem ama o CHP'nin seviyesini göstermiştir. Eğer mizah bile denilemeyecek kadar ahlaki açıdan, siyasi açıdan artık seviye sıfırın altına inmiştir." dedi.

EKSİ'YE ELEŞTİRİ

Diğer yandan, Ömer Çelik, Başbakan Erdoğan ve bakanların Oktay Ekşi hakkında dava açmalarıyla ilgili olarak, "O ifadeyi kullanan bir kişiye dünyanın hiçbir yerinde yazarlık payesi verilmez. Dolayısıyla da hukuki açıdan da ahlaki açıdan da mahkum edilmesi gereken bir tavır göstermiştir. Kamuoyunun önüne çıkıp çok gür bir sesle özür dilemesi gerekir. Ama o da yetmez. Tabi ki hukuki girişim de yapılacaktır. O ifade, akıl sağlığı yerinde olan birinin kullanacağı bir ifade değildir." diye konuştu.

'Davaların devamı gelecek mi?" sorusuna ise Çelik, "Davaların devamının gelmesi gerekir. Hukukçu arkadaşlar onu parti adına nasıl kurguladılar onu bilemiyorum. Tabiî ki bunu hukuki olarak bir kenarda bırakmamız söz konusu değil." diye cevap verdi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile