Bağcılar Meydanı’ndaki Etkinlik Alanı’nda düzenlenen “Şefkat ve Merhamet Peygamberi” konulu programa misafir olan TV Programcısı Ömer Döngeloğlu, vehmin dünyaya tutulmak ve ahreti yok saymak anlamına geldiğini söyledi.
Konuşmasına vehmin dünyaya tutulmak ve ahreti yok saymak anlamına geldiğini ifade eden Döngeloğlu, herkesin mahallesindeki cami imamlarını yakından tanımaları gerektiğini ifade etti.
Umreye giderek konforlu otelde günlerini geçirenler olduğunu belirterek eleştiride bulunan Döngeloğlu, “Peygamber Efendimiz(s.a.v), zamanında Hudeybiye seferine çıkan Müslümanlar, bulabildikleri deveye binebiliyorlardı. Enes Bin Malik, bir saat aralıklarla buldukları deveye binerek cepheye gittiklerini aktarmıştır. Hazreti Osman, Peygamber Efendimiz’in çağrıcısına kulak vererek, elindeki tüm develeri bağışlamıştır” diye konuştu.
Döngeloğlu, bunun üzerine Peygamber Efedimiz’in (s.a.v), Hazreti Osman’a, “Sanmam ki bugünden sonra senin defterine günah adına bir şey yazılsın” dediğini kaydetti.
Döngeloğlu, ayrıca Hazreti Ebubekir’in konuyla ilgili olarak gökten Kur’an Ayeti inmeden önce kölelerini azat ettiğini de anlattı.
“DÜNYA DELİSİ OLMAYALIM”
Müslümanların eşyalarını dikkatli kullanmaları ve israftan kaçınmaları gerektiğini de ifade eden Döngeloğlu, alışveriş mağazalarında saatlerce gezinerek ihtiyaç fazlası eşya alınmaması uyarısında bulundu. Döngeloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ne olur, dünya delisi olmayalım. Bir gün Hazreti Fatıma Anamız, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) huzuruna gülümseyerek geliyor. Kızının yüzünün gülmesi üzerine ‘Yavrum niçin sevinçlisin, yüzün çok gülüyor? Kızım, seni sevindiren beni de sevindirir, seni üzen beni de üzer, diyor. Bu sırada elini uzatan Hazreti Fatıma, parmağındaki irice altın yüzüğü gösteriyor. Efendimiz şaşırdı, ‘yavrum nereden buldun?’ diye sorunca Fatıma Anamız, ‘Ali getirdi Ya Resulullah. Ganimetler içindeymiş. Eve getirdi bana hediye etti. Peygamberimiz (s.a.v), ‘kızım keşke onu takmasaydın. Biz ehlibeytiz, senin yaptığın Müslümanlara yol olur. Bu yüzüğü sende görenler altın yarışına sebep olur. Deyince evden sessizce ayrılan Fatıma Anamız, bir kuyumcuya girdi ve yüzüğü sattı. Avucu gümüş para ile dolu yürürken, pazarda perişan vaziyette bir adam ile çocukları fark etti. Adam, ‘Ben bir Yahudi’nin kölesiyim. Sahibim acıdı bıraktı. Bugün 10 bin lira bulup götürürsem ailemle birlikte hür olacağız. Bana borç verin sonra öderim’, diyor ağlıyordu. Hazreti Fatıma da elindeki parayı olduğu gibi adamın avucuna bıraktı.”
“BİZİ ZORLAMAYIN”
Televizyonlarda ve toplantılarda güzel sözler söylediklerini ve söz sihirbazlığı yaptıklarını ifade eden Döngeloğlu, insanların kendilerini çok farklı görmemeleri uyarısında da bulunarak, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz laf cambazı ve işin ustası olmuşuz. Güzel konuşuyoruz, bu sebeple bazen sevinçle gözyaşı döküyorum. Ancak, biliniz ki, güzel söz söylemek takva değil, Allah (c.c) tarafından nasip edilen birer kabiliyettir. Tepenizde yeni putlar oluşturmayın, Bizi çok zorlarsanız tavuktan kurban kestirdik, seneye balıktan da kurban kestiririz.”
Ömer Döngeloğlu Açıklaması 'Tepenizde Yeni Putlar Oluşturmayın'
İlahiyatçı Ömer Döngeloğlu, Bağcılar Belediyesi Etkinlik Alanı’nda düzenlenen “Şefkat ve Merhamet Peygamberi” konulu söyleşide kendisini ilgiyle dinleyen davetlilere Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) yaşamından örnekler sundu. Güzel konuşmanın Allah’ın (c.c) verdiği yetenek olduğunu ifade eden Döngeloğlu, davetlilere seslenerek, “Güzel konuşmak takva değildir, sakın tepenizde yeni putlar oluşturmayın” dedi.