Onlar da Silivri’ye girecek

BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Merkez Yürütme Kurulu toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

KCK operasyonlarının partilerinin seçim öncesi tasviyesine yönelik olduğunu ileri süren Demirtaş, bu oprasyonların kararlarını alanların da, Ergenekon sanıkları gibi bir gün Silivri Cezaevi 'ne gireceğini iddia etti.

“KCK operasyonlarının planlı olduğunu” savunan Demirtaş, şöyle konuştu:

“İçinde Başbakan'ın danışmanı olan milletvekili, cemaat temsilcisi, medya temsilcisi, MİT temsilcisi, emniyet yetkilisi ve savcıların bulunduğu gizli toplantılar yapıldığını biliyoruz. Kimlerin, nasıl tutuklanacağı, medyanın bunları nasıl işleyeceği, savcıların nasıl davranacağı bu tür gizli toplantılarla karar veriliyor. Bu toplantıların tutunakları şu veya bu şekilde ortaya çıkacaktır.

Bugün Ergenekoncular darbe hazırlığı yapmaktan yargılanıyorlarsa işte AKP'nin üst düzey yetkilileri ve bu kesimler de aynen onun gibi yargılanacaktır. Toplantı tutanakları bize de ulaşıyor. Sanmasınlar ki bütün olup bitenler gizli kalıyor ve gizli kalacak. KCK operasyonlarının talimatlarının nasıl hazırlandığı, bu gizli toplantıların hücre şeklinde örgütlenmiş gizli toplantıların kararlarında mevcuttur.”

'KCK operasyonlarına karşı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da örgütlenerek cevap vereceklerini ' belirten Demirtaş, “BDP'yi tasfiye etmeye çalışanlara karşı, BDP'yi daha fazla örgütleyerek karşılık vereceğiz. Milyonlarca insan partimizin yanında yeralmak için ve partimizde görev almak için hazırdır. Bu operasyonları yapanlar tasfiye olacak ama BDP asla ama asla geri adım atmayacak” dedi.

Selim Sadak 'ın bağımsız belediye başkanı olmasından sonra 5 kez gözaltına alındığını hatırlatan Demirtaş, partilerine yönelik yerel seçimler öncesi bir tasfiye operasyonu başlatıldığını söyledi.

Selahattin Demirtaş, “Ama gün gelecek sandık kurulacak, AKP'nin enkazı bu sandıklardan çıkacak” dedi.

Açlık grevlerinin ardından Kürt sorununun çözümü için olumlu hava oluştuğunu dile getiren Demirtaş, “Ama Başbakan, milliyetçi oylarını kaybetmemek için MHP ile yapmış olduğu ittifakı dağıtmamak için cumhurbaşkanlığına milliyetçi oylarla hazırlandığı için akabinde hemen dokunulmazlık tartışmasını başlatmış, askeri operasyonları hızlandırmıştır” diye konuştu.

Dokunulmazlıklar konusuna da değinen Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelin kürsü dokunulmazlığı hariç bir tek anayasa maddesi değişikliği ile dokunulmazlık maddesini hemen değiştirelim. Biz buna hazırız. Bütçe görüşmelerinden sonra bu değişikliği yapalım. Bütün milletvekillerinin dokunulmazlığı kalksın. Başbakan 'ın cesareti varsa, dokunulmazlık konusunda samimiyse bundan daha iyi bir teklif var mı? Biz de yargılanalım, onlar da. Beraber hakimin karşısına çıkalım. Bir bakalım ne değişiyor, hep beraber görelim.”

Demirtaş şunları söyledi: “İmralı'da koşullar oluşturulmadığı müddetçe nasıl müzakere yürütülebilir? Dört duvar arasına koyduğunuz bir kişiyle, başbakanın bizzat görüşülebilir dediği bir kişiyle eğer sağlıklı bir müzakere yürütülecekse avukatlarının gidemediği, ailesinin gidemediği, başkalarının gidemediği, iletişim imkanlarının kısıtlı olduğu bir ortamda müzakere nasıl yürütülebilir. Biz bunu orada ifade ettik. Bütün bunları çarpıtmak bir acizliktir. İnsan barıştan korkmamalı. Barış ürkütücü değildir, barış çağrıları neden AKP'yi ürkütüyor. Özellikle bazı bakanları bu kadar neden tedirgin etmiş anlamış değiliz? Biz barış deyince bazı bakanlar, saklanacak yer arıyor, far görmüş tavşan gibi donup kalıyorlar. Özellikle bakanlar bu konuda çok provakatif davranıp, sürecin önünü tıkayacak açıklamalar yapıyorlar. Onlar da suç işliyor. Bir gün gelir onları da hakim karşısında görürüz.

Türkiye kamuoyu barış istiyor. Hükümet bu barış telebini duymak zorundadır. Her şeyden önce dokunmak, temas etmek çok önemlidir. Biz sayın Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı ile çok rahat görüşebiliyoruz, diyalog kurabiliyoruz. Ama bu ülkenin başbakanı 6 yıldır sadece bir defa partimizle resmi görüşme yapmıştır. Başbakan 'la görüşmek büyük bir lütüfmuş gibi algılanıyor. Başbakan ile görüşenlerin cennet tapuları hazırmış gibi algılanıyor.”

AK Parti Diyarbakır İl Başkanı 'nın istifasını da değerlendiren Demirtaş, “Başkan istifa etmemiş, görevden alınmıştır. AKP'nin il başkanı, Diyarbakır'daki gerçeği anlamış, ona göre tespit yapmış bir siyasetçidir. Kendi partisinde bile Kürt sorununu başka bir şekilde anlatmaya çalışan, tahammül göstermeyen bir Başbakan Kürt sorununu nasıl çözebilir? Sayın Advan'ı tanıyorum. İyi bir hukukçudur. Merak ettiğim şudur; Şu saatten sonra acaba hangi Kürtler il başkanlığı için yarışacak?” diye konuştu.