Komisyonda, Gezi Parkı ile başlayan ve daha sonra diğer illere de yayılan eylemler de gündeme geldi.
AK Parti Burdur Milletvekili Hami Yıldırım, yakıp yıkmanın, tahrip etmenin, kameraları, trafik işaretlerini, binaları ateşe vermenin ne çevre duyarlılığı ne de kentli ne yaya haklarıyla ilgisi olduğunu söyledi.
Yıldırım, bunun şiddet, vandalizm olduğunu, dünyanın her yerinde de böyle adlandırıldığını belirtti.
Gezi Parkı'nı, gerginlik aracı olarak kullanma yaklaşımından uzak durmaları gerektiğini dile getiren Yıldırım, başlangıça hak olarak gördüğü eylemin, bugün geldiği noktada hiçbir şekilde hak oluşturmadığını, teröre hizmet ettiğini, kendisinin terör olduğunu kaydetti.
CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı, yurt dışı gezisi dönüşünde, partililerin havaalanında kendisini karşılayacağına yönelik haberleri anımsatarak, bunun ülkeyi gereceğini söyledi.
AK Parti Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak ise "Başbakan'ı karşılamak niye gersin?" diye sordu.
-"Keşke o zaman da ağaç kıyımlarına dikkat çekilseydi"
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat ise "Güneydoğu'da 1980'li yıllarda filizlenen terör, 1990'lı yıllarda bilinçsizce ve paldır kültür yapılan köy boşaltmaları, köy yakmaları ve orman yangılarıyla devam etti. Benim evladımın da içinde bulunduğu, 40 bin cana mal oldu. Gezi Parkı için gösterilen hassasiyet,-gençleri çok da anlayışla karşıladım- keşke o zaman da gösterilseydi, Güneydoğu'da yapılan bu kıyımlar da gözönüne alınsaydı, ağaç kıyımlarına dikkat çekilseydi. Belki o zaman terör bu kadar geniş ortama yayılmayacaktı, belki ülkemiz bu kadar büyük acılar yaşamayacaktı" diye konuştu.
-"Kendimizi inkar etmek olur"
CHP Samsun Milletvekili İhsan Kalkavan, tasarıyla, ormanların yağmalanacağını, yerine binaların yapılacağını savundu.
Tasarıyla, ormanların talanına, hatta kıyımına gidileceğini ileri süren Kalkavan, "Bizler az sayıda kalan ağaçları korumaya çalışırken, sizler tüketmeye çalışıyorsunuz" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan, rantın büyüdüğü ve kimler tarafından bunun paylaşıldığını bilmedikleri bir ortam yaratıldığını öne sürerek, "Bu ortamı, bu yağmayı hazırlamak için mi bu kanunlar çıkıyor?" diye sordu.
Yüksek yapılaşmanın, ileride büyük şehirlerin varoşları olacağını ifade eden Eyidoğan, şehirlerin akciğerlerini yok edecek yapılaşmaların olmaması gerektiğini kaydetti.
CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, aceleye getirilerek anayasa ve mevzuatlara aykırı yapılan yasaların ya yargıdan döndüğünü ya da değiştirilmek zorunda kalındığını söyledi.
Sapan,"Madem bu yasalar yetersiz, parça parça o yasaların, bu yasaların içine sokularak, gizleyerek yapmak yerine bütün yasaları adam gibi yapalım" diye konuştu.
AK Parti Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker, Türkiyede yoğun şekilde ağaçlandırmanın olduğunu ifade ederek, "Şehirlerde 10 yıl önceki yeşil oranı ile bugünkü arasında fark yok diyorsanız, o zaman bu konuyu tartışmaya gerek yok. Bu kendimizi inkar etmeyle eş değer olur. Geçmişte bu ülke gerçekten katledilmiş" görüşünü dile getirdi.
Konuşmalardan sonra komisyon, tasarının 7, 13, 24, 27, 29 ve 30. maddelerini görüştü. AK Parti'li milletvekilleri ile komisyonun CHP'li üyeleri, tasarının 7. maddesinin metinden çıkarılmasına yönelik ayrı ayrı önerge verdi.
Komisyon, özel orman alanlarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın uygun görüşü ile onaylanan imar planlarına uygun olarak hazırlanan avan veya kentsel tasarım projesine göre inşaat yapılabileceği; bu alanlarda yapılacak binaların taban alanları toplamının, genel kamu hizmetlerine yönelik izinler hariç, izne konu özel orman alanının yüzde 6'sını, bina yüksekliği ise binanın oturduğu alanın en düşük zemin kotundan itibaren 9,5 metreyi geçemeyeceğine ilişkin 7. maddenin tasarıdan çıkarılmasını benimsedi.
Orman Kanunu Değişiyor
TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu, Orman Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'nı tali komisyon olarak görüştü ve özel orman alanlarındaki yapılaşma oranını yeniden düzenleyen maddenin, tasarıdan çıkarılmasını önerdi.