Orman ve Su İşleri Bakan Yardımcısı Akman Açıklaması

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından Nevşehir Kapadokya Dedeman Otel'de bu yıl ikincisi düzenlenen "Uluslararası Nehir Havza Yönetimi Üst Düzey Sempozyumu"na katılan Akman, dünyada su tüketim artışının genel nüfus artışından yüksek olduğunu, bu durumun da su kaynaklarının sosyo ekonomik ve stratejik önemini artırdığını söyledi.

Yağış dağılımı düzensiz olan Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını belirten Akman, "Ülkemizde kişi başına yıllık tüketilebilir su bin 600 metreküp civarındadır. Su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar, uzun vadeli planlamalar yapılmayıp gerekli tedbirler alınmadığı takdirde yakın gelecekte su problemi yaşamaya aday bir ülke olabiliriz" şeklinde konuştu.

-Havzalar için koruma planı hazırlanıyor-

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılma yolunda Çevre Faslı'nı 21 Aralık 2009 tarihinde müzakere sürecinde açtığını anımsatan Akman, şunları kaydetti:

"Çevre Faslı içinde en yüksek yatırım gerektiren sektör su sektörüdür. AB komisyonu, ülkemizin su sektöründeki gelişmeleri takip ediyor. Bu durum ilerleme raporuna da önemli mesafe kaydedilen sektör olarak yansıtılmıştır. Ülke olarak su yönetimimizin temelini artık havza anlayışı oluşturuyor. Türkiye'de 25 nehir havzası bulunuyor. Havzaların yıllık akışları ortalama 180 milyar metreküp. Havzalarımız için koruma eylem planı hazırlanıyor. 11 havza planı hazırlandı, 5 tanesi güncelleniyor, 9 havza için de çalışmalar devam ediyor. Bunların da 2013 yılının sonuna doğru tamamlanması planlanıyor. Komşularımızla havza yönetiminde işbirliğimizi bütüncül bir yaklaşımla güçlendiriyoruz. Bu süreçte ülkemiz AB üyesi devletlerin tecrübelerinden yararlanmak istiyor."

-"Havzalardaki suyun öncelikle kalitesini koruyacağız"-

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı da Türkiye'de son 10 yılda su yönetimi anlayışının tamamen değiştiğini söyledi.

Türkiye'de nehir havzalarındaki su miktarının şu andaki durumunu da göz önüne alarak planlamaya ve yönetmeye çalışacaklarını kaydeden Kınacı, şöyle devam etti:

"Su havzalarını sadece su miktarı olarak değil kalite açısından da yöneteceğiz. Suyu öncelikle kalite olarak koruyacağız daha sonra da tahsisi yapılarak optimum kullanımını sağlayacağız. Bu tabi çok zor bir olay. Bunun için daha önce bu aşamaları tamamlamış olan ülkelerin deneyimine ihtiyacımız var. AB'nin de desteği ile değişik projeler gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye de devam ediyoruz."

Her havza için taşkın yönetim planları hazırlanmaya başlandığı bilgisini veren Kınacı, bütün havzalarda risk analizleri, taşkın risk haritaları çıkarılmaya başladığını daha sonra da zarar haritaları çıkartılacağını söyledi.

Kınacı, bu sayede her yönetimin elinde kararlarına baz teşkil edecek bir risk ve zarar haritası bulunacağını ve buna göre gerekli tedbirler alınacağını vurguladı.

Sempozyuma, Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş, İspanya'nın Ankara Büyükelçisi Cristobal Gonzalez-Aller Jurado, Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi Jan Paul Dirkse, Avrupa INBO Dönem Başkanı Prof. Dr. Ahmet Mete Saatçi, Uluslararası Su Ofisi Genel Müdürü Jean Francois Donzier de katıldı.

Muhabir: Murat Asil / Musa Özyürek

Yayıncı: Ersin Altınsoy