Araştırmacı ve Öğretmen Mustafa Gezici, kendi çabalarıyla temin ettiği çeşitli belgeler ve fotoğraflarla bunu kanıtladı. Araştırmacı Mustafa Gezici, Hicaz Demiryolunun Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1880’li yıllarda II. Abdülhamid tarafından ortaya atıldığını belirterek, “Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in bir hadisi şerifi vardır. ‘Kim benim kabrimi ziyaret ederse, şefaatim ona vacip olur’ der. Bu hadisi şeriften yola çıkılarak, İstanbul’dan başlayan Hicaz Demiryolu, Irak, Suriye, Kudüs, Libya ve Suudi Arabistan topraklarına ulaştırılmaya çalışılmıştır” dedi.
İSTANBUL’DAN MEKKE’YE TRENLE ULAŞILMAK İSTENDİ Hicaz Demiryolunun İstanbul ile kutsal topraklar arasındaki ulaşımı ve Mekke ile Medine’ye giden hacıların bu güzergahta güvenliklerini sağlamak olduğunun amaçlandığını açıklayan Gezici, şöyle konuştu: “Hicaz Demiryolu inşaatında 2666 kagir köprü ve menfez, yedi demir köprü, dokuz tünel, 96 istasyon, yedi gölet, 37 su deposu, iki hastane ve üç atölye yapılmıştır. Bu proje II. Abdülhamid Han’ın benim eski rüyam diye başladığı bir projedir. O dönem Alman Büyükelçisi derki: 'Aklı başında olan hiçbir kimse bu projeyi yapamaz veya dikkate almaz' Kendi ülkesine gönderdiği raporda bunu söyler.” 1664 KİLOMETRE TREN YOLU YAPILDI 1 Eylül 1900’de başlayan projenin 1908’de 8 yıl gibi kısa bir süre zarfında bin 664 kilometreye ulaştıktan sonra Osmanlı İmparatorluğu tekrar canlandı şeklinde Avrupa’da bir telaşın oluştuğunu belirten Gecizi, şunları söyledi: “İşte bu görünen makbuzlar Kastamonu ve civarından toplanan yardım makbuzlarıdır. Kurban derileri fiilen hicaz demir yoluna toplanmıştır. İlk önce açılan istasyonlarda büyük bir tezahüratla karşılanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu, bu işi yapamaz, başaramaz dendi. Buna rağmen normal şartlarda 1 yılda 150 kilometre demiryolu yapılırken, Peygamber efendimizin hadisi şerifi ile bu 288 kilometreyi bulmuş. Zaten Abdülhamid de bunu söylemiştir. Biz buna başlayalım Allah ve Resulü bizim yardımcımızdır demiştir ve gerçektende öyle olmuştur.” HİCAZ DEMİRYOLU, 1. DÜNYA SAVAŞININ ÇIKMA SEBEPLERİNDEN 1.Dünya Savaşının çıkma sebeplerinden birisi olarak bu yolun göründüğünü anlatan Gezici, sözlerine şöyle devam etti: “O çöl şartlarında o sıcaklarda yılda 288 kilometreye ulaşmış ve bu yol 1908’den 1918’e kadar 10 yıl kullanılmış. Askerlerin oralara gönderilmesinde, asilerin isyanında Fahrettin Paşanın mukaddes emanetler diye kurduğu Topkapı Sarayında bilinen eserlerin gönderilmesinde 40 bin kişi tahliye edilmiştir. Sadece Medine-i Münevvere'den bu yolla bu gün bile bir kısmı kullanılmaktadır. Rayların genişliği 1 metre 5 santimetredir.” Hicaz Demiryolu ile ilgili Kastamonu’da sergi açmanın bazı eski antikacıları dolaştığında hâla bu makbuzları sakladığını gördüğünü vurgulayan Gezici, “Bende bu antikacılardan bir kaç tane makbuz satın aldım. Buradan yola çıkarak çalışmaya başladım. Bir İngiliz yazar ‘Biz hayal edemedik, onlar gerçekleştirdi’ der. İşte bu kadar büyük bir projedir. Hâla önemini yitirmemiştir” dedi.
HİCAZ DEMİRYOLUNUN TOPLAM MALİYETİ 4 TRİLYON TL Hicaz Demiryolu projesinin 4 trilyon TL’ye malolduğunu anlatan Gezici, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama bu paralar Osmanlı topraklarından Hindistan’dan birçok ülkeden yardım gelmiş. Mesela Hindistan, bu proje için o zamanın parasıyla 40 bin lira yardım yapmış. Böyle bütün Müslüman ülkeler yardım göndermiş. Padişah ise bizzat 50 bin lira ile bu projeyi başlatmış. Kastamonu’dan ise çok sayıda yardım gitmiş. Makbuzlara bakıldığında en çok yardımı Kastamonulular yapmış. Mesela burada görülen şu 3 kuruşluk makbuzda Kastamonu’nun Kuzyaka nahiyesinin Kurdeşe köyünden Mehmet isimli birisi yardım etmiş. Buradaki 1 kuruşluk yardımda Gölköye bağlı Sarıömerden Yanukzadelerin bağışıdır” Gezici, çok yüklü bağış yapanlara madalya verildiğini belirterek şunları söyledi: "Nikel, gümüş ve altın gibi. Elimizde gümüş bir madalya var. 1908 yılı itibariyle proje kapsamında 3 bin kilometre daha düşünülmüş. İstanbul’da başlıyor, Medine’ye, Medine Münevvereden Mekke’ye kadar devam ediyor. Ülkemizde ise İstanbul’dan İzmit ve Konya yolunu izliyor. Buradan Şam’a daha sonra Kudüs, Medine-i Münevvere ve son olarak Mekke’yi kapsıyor.” 1840’lı yıllara kadar hac ibadetlerinin atla yapıldığına işaret eden Gezici, şöyle konuştu: “Hacca 6 ayda ulaşılırmış. Yani 6 ay gidiş, 6 ayda geliş oluyor. Yaklaşık bir yılınız hacca gitmekle sıhhatli olmanızla alakalıdır. 40 yaşını 50 yaşını geçen hacca gidemezmiş. Neden çünkü hacca varıncaya kadar 4 at değiştirilirmiş. Bir de o kadar eşkıya var o bölgede bugünkü terörist dediğimiz eşkıyalar yol kesiyor, hacı soyuyorlar ve hacı soymak bedeviler için bir meslek haline gelmiş artık. Şam ile Medine-i Münevvere arası 40 günde gidilirdi kervanla. Bu yol trenle 3 güne inmiştir. Artık hacca gitmek çocuk oyuncağı denilmiş o dönem için trenle. Trenlerinde üstlerine çadır kuruluyor. Semaverden çay içiliyor. 1700’lü, 1800’lü yıllarda mezar taşlarında hacı diye yazdığında o mezar taşının yanından geçerken insanlar Kabe-i muazzamanın hürmetine Peygamber efendimizin hürmetine mutlaka dururlarmış, saygı duyarlarmış” HİCAZ DEMİRYOLUNA İNGİLİZLAR KARŞI ÇIKTI İngilizlerin Ortadoğu’da istediği gibi hareket edemediğini kaydeden Gezici, şunları söyledi: “Bugün bile İngilizler Ortadoğu’da hakim değil. Bugün Amerikalılar, yani o günün İngilizleri Irak’ı kopartmak, Suudi Arabistan’ı küçük devletleri kurarak kendi istedikleri gibi yönlendirmek amacındadır. Eğer oraya halife uzanabilirse oranın güvenliğini sağlayabilirse insanlara hizmet ederse böyle bir şey mümkün olmayacaktı. Osmanlı İmparatorluğu, hiçbir zaman sınırları içerisindeki halka zulmetmemiştir. Hiçbir Osmanlı böyle bir zulme razı olmaz. Ama bugün görüyoruz. Suriye’deki hadiseyi, Irak’taki hadiseyi, Libya’daki hadiseyi, Hicaz demiryolunun önemi bir kat daha fazla anlaşılmış oluyor. Ahmet Rıfat Paşa var derki: ‘Ulaşamadığın yer senin değildir’ Çok doğru bir sözdür. İşte padişah ulaşmak istemiş ve ulaşmıştır. Kimsenin hayalinden bile geçiremediği hadiseyi Abdulhamid Han yapmıştır. Diğer devletlerin hayalinden geçiremediği projeleri senin yapman önemli. İmparatorluğun amacıda budur. Tarihte çok devletler kurulmuştur. Ama imparatorluk sayısı bir elin parmağını geçmez. Bu yüzden burada İngilizler, Hicaz Demiryoluna karşı çıkmış. Ama bir yere kadar başaramamışlardır.” Hicaz Demiryolu ile ilgili geçen yıllarda bir takım konuların görüşüldüğünü fakat henüz adım atılmadığını anlatan Gezici, sözlerine şöyle devam etti: “Hicaz demiryolunun yeniden canlandırılması isteniyor. Bundan 10 yıl önce Medine-i Münevvere’deki tren yolu onarıldı. Onarılması gerekiyordu. 2008’deki umre münasebetiyle gittiğim Mekke’de bir tez gördüm. Hicaz demiryolu projesi diye. Suudi Arabistan'dan Zeynep isminde bir bayan yapmış. Diyor ki: 'Hicaz demiryolu hakkında yüksek lisans tezi. Tezin en sonunu şöyle bağlamış. ‘Dedelerimin yaptığı bu demiryolu, torunları tamir etmek zorundadır' diye bitirmiş. Bize böyle bir görev yüklenmiş. Tabii ki bu görevi yerine getirmemiz lazım. Bizim Irak'la, Suriye ile Suudi Arabistan ile Filistin ile hiçbir alıp veremediğimiz olamaz. Onlarda Müslüman bizde Müslümanız. Bütün müminler kardeştir. İşte bu bizim kardeşliğe devam etmemiz lazım. Eğer bu kurala uymazsak, bu ayeti kerimenin gereğini yapmazsak, fitne fesat, diğer devletler bundan yararlanır. Hem paramızı kullanır, hem de bizi kullanırlar. Kullanma tarihimiz geçince de bir kenara atarlar. Bugün Libya’da olduğu gibi, Suriye’de olduğu gibi, Irak’ta olduğu gibi. Sadece Irak’taki Saddam Hüseyin hadisesi bir örnektir. Kaddafi olayı buna bir örnektir. Müslümanın kullanılmaması gerekiyor. Aklını çalıştırmalı kullanılmamalıdır” HİCAZ DEMİRYOLU, DÜNYADA TEK BORÇSUZ YAPILAN DEMİRYOLUDUR Hicaz Demiryolunun dünyada şuana kadar yapılan bütün demiryollarından farklı bir şekilde borçsuz yapıldığına dikkat çeken Gezici, bu konuda Alman Yazar Robert Hicards tarafından hazırlanan ve ülkesine gönderilen rapordan şöyle örnek verdi: “Hamidiye Hicaz Demiryolunda, dünyada belkide borçsuz, faiz ödemesi olmayan ve tamamlandığında kara geçmiş tek demiryoludur. Bu itiraftır ki asıl fazilet hasmını takdir etmektir’ der.” BELEDİYENİN DESTEKLERİYLE SERGİ AÇILACAK “Ecdatta peygamber sevgisi çok fazladır” diyen Gezici, şunları dile getirdi: “Bu münasebetle Kastamonu Belediyesi bize destek oldu. Bizde Hicaz Demiryolu sergisini açmayı planladık. Serginin açılışı, 10 Ağustos 2012 Cuma günü saat 14.30’da yapılacak. Hicaz Demiryolları ile ilgili bazı orijinal belgelerin ilk kez halkla buluşturulacağımız sergi Belediye hizmet binasında 10-17 Ağustos tarihleri arasında ziyarete açık olacak. Sergimize bütün devlet erkanını bekliyoruz. Kastamonu’da peygamber sevgisi ve Kabe-i muazzamanın sevgisi çok fazladır. Umduğumuzdan daha fazla serginin gezileceğini umut ediyoruz. Ramazan münasebetiyle bunu düşündük”
Osmanlı'dan Günümüze Hicaz Demiryolu
Osmanlı Devleti’nin son dönemindeki en büyük projelerden biri olan ve 1900 ile 1908 yılları arasındaki 8 yıllık dönemde Şam ile Medine arasında inşa ettirilerek hizmete geçirilen Hicaz Demiryoluna en büyük desteği Kastamonu’nun verdiği ortaya çıktı.