'Osmanlı Devleti'nin Kuruluşundaki Dinamikler' Konferansı

Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof

Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, temel dinamiklerinin sağlam olduğunu, kuruluşunun ardından 50 yılda süper güç haline gelen Osmanlı Devleti'nin, dünyanın en çetrefilli bölgesinde 150 en az senesi süper güç olmak üzere 622 yıl hüküm sürdüğünü söyledi.
Gaziantep Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu ve Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü işbirliğiyle İnşaat Mühendisliği Bölümü Konferans Salonu'nda, "Osmanlı Devleti'nin Kuruluşundaki Dinamikler" konulu konferans düzenlendi. Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil tarafından verilen konferansa, Gaziantep Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Koruk, öğretim üyeleri, davetliler ve öğrenciler katıldı.
Prof. Dr. Şimşirgil, Osmanlı tarihinin, bizim dünya tarihinde son derece önemli yeri olan devletimiz olduğunu belirtti. Şimşirgil, "Osmanlı, dünyanın en büyük devletlerinden bir tanesidir. En haşmetli, en kudretli kurmuş olduğumuz ve gerçekten dünya medeniyetlerine büyük katkıları olmuş, imza atmış büyük bir devlettir. Ancak Osmanlı tarihi, aynı zamanda bizim meşhur tarihçilerimizden Halil İnalcık beyin deyimiyle son 200 yıldır en yanlış değerlendirilmiş devletlerden bir tanesidir. Osmanlı Devleti çok
yanlış, yanlı veya garazkar bir bakışa uğramış bir devlet. Dolayısıyla da Osmanlı Devleti'ni çok iyi tanımak, öğrenmek, bilmek gerekiyor. Bu devlet lalettayin bir devlet değil, dünyada hiçbir hanedana nasip olmayan 622 sene, dünyada hiçbir hanedana nasip olmayan en uzun süre devam etmiş, uzun ömürlü devletimizdir. Hanedan devleti olarak bunun ikinci bir örneği yok" diye konuştu.
Kuruluşunun ardından 50 yılda süper güç haline gelen Osmanlı Devleti'nin dünyanın en çetrefilli bölgesinde 622 yıl hüküm sürdüğünü dile getiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, en az 150 senesinin de dünyanın süper gücü olarak faaliyet gösterdiğini vurguladı. Şimşirgil, bu devletin bu çetrefilli en zor bölgede nasıl bu şekilde hakimiyet sürdürebildiği, bugün en fazla insanları, araştırmacıları meşgul eden hadiselerden bir tanesidir. Sadece Türk değil, dünya ilim adamlarının en fazla araştırdıkları konu Osmanlı
Devleti oluyor. Devlet arşivlerimizi Türklerden daha fazla, Yahudiler, İngilizler, Amerikalılar ve diğer yabancılar inceliyor. Osmanlı Devleti'nin sırlarını araştırıyorlar" dedi.
Temellerin çok önemli olduğunu, temeli sağlam olmayan binaların en ufak sarsıntıda yıkıldığına işaret eden Prof Dr. Şimşirgil, Osmanlı Devleti'nin temelinin fevkalade sağlam yapıya sahip bulunduğunu gösterdiğini vurguladı. Milletleri millet yapan özelliklerin başında tarih şuurunun geldiğini ifade eden Şimşirgil, "Tarihini unutan milletleri, tarihin çöp sepetine attığını görüyoruz. O sebeple tarihimizi doğru kaynaklardan çok iyi araştırıp, inceleyerek öğrenmek zorundayız. Osmanlı Devleti'nin temel
dinamiklerini Osman Gazi'nin oğlu Orhan Gazi'ye nasihatinden çıkarabiliyoruz. Ben bunu 7 maddede topladım ve bu 7 madde Osmanlı Devleti'nin anayasasıdır. Nasihat, ecdadımızın en büyük mirasıdır. Bugün biz kıymetini bilmeyiz, dinlemeyiz. 70 Yaşına gelmiş insanların tecrübelerinden istifade etsek güzel değil mi? Osman Gazi, nasihatinde yerine iyi yetişmiş bir evlat bıraktığını, rahat bir şekilde gözlerini kapatabileceğini söylüyor. Birinci vazife yerine iyi bir kişi yetiştirmek. Yerine iyi bir adam bırakmak
lazımdır. Yerimize en iyi insanı yetiştirmeliyiz. Bugün üniversitede biz hocalar yerimize en iyi insanlar yetiştirmeliyiz. Kendi oğlumu, damadımı değil, hak edeni getirmelidir. Hak edenin elinden tutmalıdır. Bizlerin bu vatan borçlarımızı iyi insan yetiştirerek yerine getirmeliyiz. Osmanlı Devleti'nin ilk 12 padişahı neredeyse dahi denilecek adamlar. Her birisi mükemmel yetiştiriliyor. Dört yaşında eğitimi başlıyor, 11 yaşında sancak beyi oluyor. Yedi sene son derece hızlandırılmış çok iyi bir eğitimden
geçiriliyorlar" ifadelerini kullandı.
Osmanlı Devleti'nin yanlış tanıtıldığını da vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, şöyle devam etti:
"Bize Osmanlı Devleti hep kılıç devleti, savaş devleti olarak anlatıldı. İlim hep ikinci planda kaldı. İncelediğimizde Osmanlı Devleti ilim devletiydi. İlim rütbesi, rütbelerin en yücesiydi. Osman Gazi, nasihatinde ilim adamlarına çok önem verilmesini vurguluyor. Dolayısıyla ilim konusu fevkalade önemli bir konudur. Osmanlı ilim adamlarına, alime, ilme çok önem verirdi. Bakın, Osman Gazi'nin yanında Şeyh Edebali, Orhan Gazi'nin yanında Dursun Fakih, Yıldırım Bayazıt Han'ın yanında Emir Sultan, 2.
Murat'ın yanında Molla Yegan, Fatih'in yanında Molla Hüsrev, Molla Güranı, Akşemsettin, Yavuz Sultan Selim'in yanında Kemal Paşazade, Zembilli Ali Efendi, Kanuni Sultan Süleyman'ın yanında dünyanın en büyük hukukçularından Ebu Suud Efenedi. Yani hepsi ilme ve alime gerçekten gereken değeri göstermişlerdir. Bunları istişare etmek, danışmak için yanında tutardı. Sizler de danışarak, istişare ederek iş yapın. İlim hayattır, cehalet ölümdür. Cahille asla tartışmayın. Tarih ilmi çok önemlidir. Tarihi iyi
bilmemiz lazım, herke faydası olan bir ilimdir".
Osmanlı Devleti'nin adalete de çok büyük önem verdiğinin altını çizen Prof. Dr. Şimşirgil, geciken adaleti zulüm sayan, bir haftada içinde bütün kararların çıktığı bir devlet olduğunu kaydetti.
Konferansın ardından Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Koruk, Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil'e sedef işlemeli hediye takdim etti. Prof. Dr. Şimşirgil, daha sonra kitaplarını imzaladı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile