Prof. Dr. Oya Akgönenç, SP Başakşehir İlçe Teşkilatının organize ettiği "Ekonomi ve Dış Politika" konulu toplantıda vatandaşlara hitap etti. Şu anda Türkiye sermayesinin yüzde 80'lik bölümünün yüzde 20'nin elinde geri kalan yüzde 20'lik dilimin de nüfusun yüzde 80'i arasında paylaşıldığını belirten Akgönenç, "Türkiye borçlular cemiyeti haline geldi." dedi.
Akgönenç, yeşil kartlı sayısının 10 milyonu aştığı, açlık sınırının 965, asgari ücretin 570 lira olduğu bir ülkenin ileriye yönelik tek avantajının işleri düzene sokacak daha eğitimli genç nüfusu olduğunu vurguladı.
EKONOMİK RAKAMLARIN NASIL BELİRLENDİĞİ BELLİ DEĞİL
Türkiye'nin büyüme rakamının hangi esasa göre hazırlandığının bilinemediğine dikkat çeken SP yöneticisi, "Kayıt dışına rağmen neye göre iyi neye göre kötüyüz. Gösterilen ile gerçek resim birbirinden çok farklı. Ama büyüme rakamlarına baktığınız da krizdeki Yunanistan yüzde 3.9, İspanya 1.4, ABD 2.3, Türkiye ise yüzde 9.56 rakamını gösteriyor. Oysa ki, işsizlik, münferit ve kolektif borçlara giden paralarla borçlular cemiyeti haline gelmişiz. Kredi kartları ve bankacılığı besleyen bir sistem insanları esir almış. En hassas noktadan ilmeği boynumuza takmışlar." dedi.
OSMANLI MALİYESİ BOZULUNCA ÇÖKTÜ
Genel Başkan Yardımcısı Oya Akgönenç, Osmanlı İmparatorluğu'nun ödeyemeyeceğinden fazla borç aldığı için mali disiplinin bozulması sonucu çöktüğüne işaret ederek, benzer çanların şimdi de çaldığını savundu.
Akgönenç, "İkinci Dünya Savaşı'na fakirlikten giremedik. Osmanlı'nın elinde Birinci Dünya Savaşı'ndan kalan silahlar vardı. Halkı doyuramıyordu. İşsizlik ayrı bir aldığı için Marshall yardımlarına başladı. Yardımlarla bizi kendisine esir etti. Sonra tek partili ardından çok partili döneme geçildi. BM, Dünya Bankası, IMF'nin müşterisi olduk. Bölgesel anlaşmalar yaptık. İlk defa 1959'da AB'ye müracaat ettik. Bir yıl sonra da 1960 darbesi oldu. 1960-2000 yılları arasında neredeyse her 8-9 yılda bir darbe, postmodern darbe, e-muhrıtalarla ülke karıştırıldı. Türkiye'nin resmine bakarken bütün faktörlerin değerlendirilmesi lazım. O zaman gerçekleri görebiliriz." izahını yaptı.
TÜRKİYE, 2050'DE ZİRVEYE ÇIKACAK
Oya Akgönenç, ülkede yaşanan olumlu olumsuz gelişmelere rağmen, ABD'deki kurum ve kuruluşların ortak hazırladığı bir raporda, 2025-2050 yılları arasında kaçınılmaz olarak yükselecek ilk üç ülke arasında İran ve Brezilya ile birlikte Türkiye'nin bulunduğuna işaret etti. Yine ABD'nin 2050 yıl raporunda Türkiye'nin dünyadaki üst 10 ülke arasında olacağının kaydedildiğini belirtti.
Türk halkının, düzgün çalışan hükümetler kurulması için TBMM'ye doğru insanları göndermesi gerektiğinin altını çizen Akgönenç, "Söylendiği gibi Türkiye doğuyla batıyı birbirine bağlayan stratejik bir köprü falan değil. Biz doğu-batı, Kafkaslar ve Balkanları bir araya getiren bir merkeziz. Hükümet başta olmak üzere hepimiz bu önemi bilerek başka ülkelerin değil kendi menfaatlerimizi düşünerek çabalamalıyız." diye konuştu.
Kıbrıs'taki seçimlere de değinen Akgönenç, ABD, AB ve Türkiye hükümetinin tüm desteğine rağmen Kıbrıs halkının gerçekleri görerek Mehmet Ali Talat yerine Derviş Eroğlu'nu seçtiğini sözlerine ekledi.