Oyuncu Berrak Tüzünataç'ın Bireysel Başvurusu
Anayasa Mahkemesi, bir başka ünlü oyuncuyla balkonda çekilen görüntüleri haber yapılan oyuncu Berrak Tüzünataç'ın yaptığı bireysel başvuruda, Tüzünataç'ın 'maddi ve manevi varlığının korunması hakkı'nın ihlal edilmediğine karar verdi Karardan: 'Kişinin başkaları tarafından görülebileceğini bilerek mahrem alanda kalması gereken aktivitelerini balkona taşıması durumunda bunların başkalarınca görülebildiğinden şikayet etme hakkı söz konusu olamaz' 'Belirli hayran kitlesine sahip başvurucu ile Ş.G. arasında yaşananları muhabirin haber yapmaya değer görmesi anlaşılabilir bir durumdur. Görüntülerin kayıt altına alınması kişilik hakları yönünden hassasiyet taşısa da bunların, başvurucunun konutuna girilmeksizin, kamunun kullanımına açık alan sokaktan, herkesçe görülebilen bir yerden çekilmesi ve görüntüsü çekilenlerin sanatçı kişiliği dikkate alındığında basın özgürlüğünün sınırları içinde kaldığı değerlendirilmektedir'
Oyuncu Berrak Tüzünataç, "2010 yılında, evinin balkonundan yakınlaştırma yöntemi uygulanarak çekilen mahrem görüntü ve fotoğraflarının yayınlanması nedeniyle şeref ve itibarının zedelendiği" iddiasıyla haber yapan televizyon kanallarına dava açtı.
Açtığı davalar reddedilen Tüzünataç, bu kez "özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümünün karara bağladığı başvuru, Resmi Gazetede yayımlandı.
Yüksek Mahkeme, Tüzünataç'ın "maddi ve manevi varlığının korunması hakkı"nın ihlal edilmediğine karar verdi.
Kararda, başvurucuya ait görüntülerin, 6 katlı bir binanın en üst katında yer alan evinin terasında Ş.G. ile yakınlaştığı sırada çekildiği ve haber yapıldığı belirtildi.
Balkon veya terasın, üçüncü kişilerin rıza dışı girişine kapalı, konutun bir parçası olduğu ancak buna rağmen buralardaki yaşam faaliyetlerinin, dışarıdan görülebilmesi nedeniyle mahremiyetin sınırlı kalabileceği ve bunların belli ölçüde alenileşebileceği ifade edilen kararda, bu nedenle mahremiyetini korumak isteyenlerin balkondaki yaşam aktivitelerini buna göre sınırlamalarının bekleneceği anlatıldı.
Kararda, "Kişinin başkaları tarafından görülebileceğini bilerek mahrem alanda kalması gereken aktivitelerini balkona taşıması durumunda bunların başkalarınca görülebildiğinden şikayet etme hakkı söz konusu olamaz. Zira mahremiyetin korunması ve mahrem alana ilişkin hususların alenileşmesinin önlenmesi sorumluluğu öncelikle bireyin kendisine aittir." ifadeleri kullanıldı.
Başvurucunun toplumda tanınan bir televizyon ve dizi oyuncusu olduğu, sanatçıların özel hayatlarının toplumun belli kesiminin merakını cezbettiği kaydedilen kararda, bu yüzden sanatçıların özel yaşamlarının belli bir ölçüye kadar haber ve eleştiriye konu edilmesinin demokratik toplumda hoşgörüyle karşılanması gerektiği vurgulandı.
Kararda, şu tespitlere yer verildi:
"Belirli hayran kitlesine sahip başvurucu ile Ş.G. arasında yaşananları muhabirin haber yapmaya değer görmesi anlaşılabilir bir durumdur. Görüntülerin kayıt altına alınması kişilik hakları yönünden hassasiyet taşısa da bunların, başvurucunun konutuna girilmeksizin, kamunun kullanımına açık alan sokaktan, herkesçe görülebilen bir yerden çekilmiş olması ve görüntüsü çekilenlerin sanatçı kişiliği dikkate alındığında basın özgürlüğünün sınırları içinde kaldığı değerlendirilmektedir.
Öte yandan, görüntülerin içeriğine bakıldığında başvurucu ile Ş.G'nin yakınlaşmasından ibaret olduğu ve ilgililer açısından kabul edilemez derecede rahatsızlığa yol açabilecek unsurlar içermediği görülmektedir. Bu nedenlerle özel hayata saygı hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir."