Manisa’nın Yunusemre ilçesindeki 8 Eylül Kemal-Neşem Dömekeli İlkokulu, kuruluşunun 150’nci yıldönümünü okulun 1886 yılında kurulduğu yerde bulunan Arma Otel’de kutladı. 1886 yılında Rum Kız Okulu olarak 5 derslikli bir binada eğitimin başladığı okulun eski arşiv belgelerinin de sergilendiği kutlama programına Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Eski Çevre Bakanı Rıza Akçalı, Yunusemre Kaymakamı Yüksel Topal, Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Recep Dernekbaş, AK Parti İl Başkanı Zülfikar Gürcan, okulun eski ve yeni öğretmenleri, eski mezunlar ve öğrenciler katıldı.
Okul Müdürü Dilek Çalık ve İl Milli Eğitim Müdürü Recep Dernekbaş’ın konuşmalarının ardından kürsüye gelen okulun mezunlarından eski Çevre Bakanı Rıza Akçalı, şöyle konuştu: “150 yılı bulmuş bir okulun öğrencisi olmak, buradan mezun olmuş bulunmak, biraz duygu yüklü biraz heyecan dolu bir konuşmayı gerektiriyor. Benim öğretmenim Mesude Palamutlu, Allah uzun ömür vermiş, 93 yaşında. Kendisi hiç evlenmedi hayatı boyunca. Kendini tamamen öğrencilerine vakfetti, tamamen onların eğitimiyle ilgilenmiş bir değerli insan. Kendisini bir kere daha buradan saygıyla anmak istiyorum. Zihnim okuduğumuz yıllara gidiyor. Sadece bilgi eğitimi değildi aldığımız, duygu eğitimi vardı. Hayatı orada öğreniyorduk, davranışları orada öğreniyorduk. Hayat nasıl karşılanır, büyüklerle ilişkilerimiz nasıl olur, küçüklerle ilişkilerimiz nasıl olur bunların hepsini okullarda öğreniyorduk. Bunların hepsi bizler için birer artıydı.”
OSMANLI ARŞİVLERİ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, “Bu okul 150’nci yılında bir sergi yapıyor. Düşünenler güzel düşünmüş. Vefalı olmak güzeldir” dedi.
Türk milletinin arşive çok düşkün bir millet olmadığına dikkat çeken Özdağ, şunları söyledi:
“Geçmişte arşive çok önem veren bir millettik Osmanlı döneminde. Yazıya önem veriyorduk. Fakat son 300 yıl içinde fakirliğin, çöküşün, yıkılışın getirdiği nedenlerle arşiv biriktirmenin kıymetini çok bilmedik. Osmanlı’ya ait milyonlarca eser kayboldu. Yüz milyonlarca eser, atalarımız Osmanlıca yazdı, Farsça yazdı, Arapça yazdı, Türkçe yazdılar. Bu eserler her alanda vardı. Bu eserleri kaybettik. Bu eserlerin bir kısmının çok cüzi paralarla vagonlarla Bulgarlara sattık. Bir kısmını belki de rejimin ilk kurulduğu dönemlerde, böyle olur zaten yeni bir rejim kurulurken mutlaka eskiyle kavga eder. Belki kavga sebebiyle elimizdeki o kitapları kaybettik. Öne çıkartmak istemedik. Ardından yıllar sonra bir Özal geldi, devlet arşivlerini açtı. Osmanlı Türkçesini bilenler o arşivleri takip etti. Arşivleri incelediler, tercüme ettiler. Bugün de Türkiye’de 10 milyona yakın arşivimiz tercüme edilmiş durumda ama nicesi de kayboldu, nicesi de tercüme edilmeyi bekliyor. Çürütmemek için onlara gayret sarf ediyoruz.”
TARİHE NOT DÜŞÜYORUZ
150 yıl önce bir okul açmanın ve o okulun anısını yaşatmanın önemli bir olay olduğunu dile getiren Özdağ, şunları söyledi:
“Biz tarihe not düşmek mecburiyetindeyiz. Bize diyorlar ki 92 yıllık bir cumhuriyet. Kara kuvvetlerinin kuruluş yıldönümünü kutlarken de ‘2 bin 400’üncü yılını kutluyoruz’ diyoruz. Gülhane Tıp Akademisinin 164’üncü yılını kutluyoruz. Demek ki bizim devletimiz 92 yıllık bir devlet değil. Cumhuriyetimiz 92 yıllık bir cumhuriyet, devletimiz genç bir devlet olabilir ama köklerimiz çok eski. 5 bin yıllık bir yazılı tarihimiz var bizim ve 5 bin yıllık bir tarihin çocukları olarak da biz tarihe hep not düştük. Tarihte hep iz bıraktık biz. O nedenle cumhuriyet yeni kurulsa da Osmanlı ve Selçuklu ne kadar bizimse cumhuriyet de o kadar bizim. Cumhuriyet ne kadar bizimse Osmanlı ve Selçuklu da bizim hatta Büyük Hun İmparatorluğu da bizim. Her zaman söylerim ebedi devlet yoktur dünyada ama ebedi olarak devlet iradesi olan milletler vardır. O da Türk milletidir. Bir devleti yıkılır hemen yanı başına yeni bir devleti kurulur. Anadolu coğrafyasında da bunu yaptık.”
OKULLARI ÇOĞALTMAK MECBURİYETİNDEYİZ
Okulları çoğaltmak zorunda olduğumuzu anlatan Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Okullarda kaliteyi artırma mecburiyetindeyiz. Bir yandan sayı bir diğer yandan kalite çok önemli. Artık Türkiye eğitimli bir ülke olmaya başladı.
Cumhuriyet kurulduğunda çok az okulumuz vardı. Geçmişte büyük bir imparatorluğumuz vardı. O imparatorluk bilgiyle birlikte dünyaya hakim olmuş, 10 milyon metrekarelik topraklarda medeniyet nedir herkese öğretmiş bir imparatorluktu ama cumhuriyet kurulduktan sonra insan kaynaklarımızı kaybettik. Fiziki imkanları iyi olmayan okullar vardı. Onlar da bile bilgiye önem verdik. Bugün Türkiye’de devlet ve özel olmak üzere 194 üniversite var. Hemen her ilimizde fen lisesi var. Manisa’da 5 tane. Burada dehalar yetişiyor. Bir yandan 4+4+4 eğitim sistemi ile kalite ve yetenekle zekayı bir araya getiriyoruz. İlkokulu bitirir bitirmez çocuklarımız yeteneğine ve zekasına göre okullarını seçiyor, TEOG sınavlarıyla birlikte liselerini seçiyorlar. Meslek lisesine mi gidecek, sanat lisesine mi gidecek, fen lisesine mi gidecek, sosyal bilimler lisesine mi gidecek onları belirliyorlar."
Bugün 800 bin civarında bir öğretmen, içerisindeki diğer personelle birlikte yaklaşık 1 milyonluk çok büyük bir kitle olduğunu anlatan Özdağ, şunları söyledi: "17 milyon ilkokulu, ortaokul ve lise öğrencimiz var. 4 buçuk milyon kişi üniversitede okuyor. Eğitimde ortalamamız ortaokul 4. Keşke lise olabilse, keşke üniversite olsa, bunu yapabilsek. Maalesef bu noktada çok büyük adım atamadık. Bir yandan savaştan çıkmıştık, ardından ülkemizde coğrafyamızda olağanüstü dönem yaşadık 92 yıllık cumhuriyet döneminde. Bu olağanüstü dönemlerde eğitime vereceğimiz imkanları maalesef elimizden alıp götürdü. Şimdi ise normalleşme ile beraber Türkiye’de artık bir yandan devlet, bir yandan hayırseverler okul yapıyor. Manisa’da da gerek valimizin gerek dünden bugüne bu bölgede ticaret yapanlar, hayırseverler, çiftçilik yapanlar, esnaflık yapanlar artık okul açıyor. Her yerde okullarımız var. Manisa’da daha zengin ve daha özgür eğitimli bir hale getirmek hepimizin görevidir.”
KÖK NE KADAR SAĞLAMSA GELECEK DE O KADAR SAĞLAM OLUR
Manisa Valisi Erdoğan Bektaş da, köklerimize çok önem vermemiz gerektiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:
"Kök ne kadar sağlam olursa gelecek de o kadar sağlam olur. Bunu bir şekilde başarmalıyız. Bugün buradaysak bir geçmişimiz var. Yani 150 yıl bir okul. Dile kolay 150 yıl, bir buçuk asır. İnşallah daha nice 150 yıllara diyelim. Okulumuzun bir bloğu yenilenmişti. 2002-2003 yıllarında hayırseverlerimiz Neşen ve Kemal Dömekeli tarafından. O da aramızda. Bu nasıl bir gurur, nasıl bir övünç değil mi? Ömür sürdükçe sürüyor yüzyıllarca devam edecek bir hayır. Geçen yıl Kızılay Genel Başkanımız bir program için buraya gelmişti. Kızılay’ın Manisa’da mal varlığı oldukça fazla. ‘Bizim en acil işimiz nedir?’ dediler biz de dedik ki 8 Eylül İlkokulunu yenilememiz gerekiyor’. Sağ olsun kırmadılar. Karar çıktı, projeler hazırlandı, eski binayı yıktık inşaata hazır hale getirdik. İnşallah yakında Kızılay ihalesini yapacak. 24 derslikli bir okul olacak. Çok daha güzel bir ortamda çocuklarımızı geleceğe hazırlamış olacağız. Bu çerçevede bu sergi çok önemli. Geçmiş, bugün ve gelecek. Geleceğe hep beraber yürüyeceğiz inşallah. Katkısı olan, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
Konuşmaların ardından Manisa Valisi Erdoğan Bektaş’a, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’a, İl Milli Eğitim Müdürü Recep Dernekbaş ve Yunusemre Kaymakamı Yüksel Topal’a katılımlarından dolayı belge takdim edildi. Okulun eski mezunlarından biri olan Eski Çevre Bakanı Rıza Akçalı’ya da okulda eğitim gördüğü 1960-1961 eğitim öğretim yılına ait derslerden aldığı sınav sonuçlarının olduğu belge takdim edildi.
Okulun eski arşivlerinden ve fotoğraflarından oluşan sergi ise kurdele kesiminin ardından açıldı. Kesilen 150’nci yıl pastasının ardından sergiyi gezen protokol üyeleri hem evrakları hem de fotoğrafları dikkatlice inceledi.
Özdağ Açıklaması 'Osmanlı Arşivleri Çürümesin Diye Uğraşıyoruz'
Manisa’nın Yunusemre ilçesindeki 8 Eylül Kemal-Neşem Dömekeli İlkokulunun 150’nci kuruluş yıldönümü, okulun ilk kurulduğu yerde bulunan Arma Otel’de kutlandı. Törene katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Osmanlı arşivlerinin durumuna dikkat çekerek, “Bugün Türkiye’de 10 milyona yakın arşivimiz tercüme edilmiş durumda ama nicesi de kayboldu, nicesi de tercüme edilmeyi bekliyor. Onları çürütmemek için gayret sarf ediyoruz” dedi.