Adı Paylaşılamayan Çerçi

Adı Paylaşılamayan Çerçi

Adana’da 1910 yılında Suphi Nadir Çerçi’nin babası Yusuf Çerçi tarafından kurulan ve şifalı bitkiler, baharat, asit, gıda ve kumaş boyası, sıvı deterjan ile sanayide kullanılan kimyevi maddeler satan aktar Çerçi Yusuf’un marka tescil belgesi olmasına rağmen aynı caddede yan yana aynı isimde 5 aktar bulunuyor. Çerçi Yusuf’un şuanki sahipleri 1994 yılından beri markalarının tescilli olduğunu fakat tescildeki emtia sorunundan dolayı isim haklarını koruyamadıklarını söyledi.

Seyhan ilçesi Saydam Caddesi’ndeki Mısır Çarşısı’nda 1910 yılında Suphi Nadir Çerçi’nin babası Yusuf Çerçi tarafından kurulan Çerçi Yusuf’un, marka tescil belgesinin olmasına rağmen adı paylaşılamıyor. İşletmenin şu anki sahibi Zarif Özbiçer’in ortağı ve oğlu Özgün Özbiçer, "Çerçi Yusuf" isminin diğer esnaf tarafından kullanılmasının haksız rekabet doğurduğunu söyledi.



Özbiçer, "İşletmemiz 1 asırı geçmiş dükkandır. Çerçilik aslında bir meslek değildir. Çerçilik, eskiden köylerde at üstünde nohut satan, nohuta karşı başka bir şey alan, başka şeylerle değiş tokuş yaparak geçimini sağlayan kişilerdir. Çerçi Yusuf, dediğim gibi Yusuf Çerçi’nin ismidir. İsmimiz olduğu için, tanınmış olduğumuz için sahtelerimiz çoğalıyor. İsmin başına "Has" koyuyorlar, "Uğur" koyuyorlar, "Seyfi" koyuyorlar. Benzetme yapıyorlar. Gerçekten çok rahatsız oluyoruz" dedi.

"Sahte çerçiler leke sürüyor"

Sahte Çerçi Yusuf’ların kendi markalarına leke sürdüğünü de ifade eden Özbiçer, "Biz müşteriye yanlış bilgi vermemeye çalışıyoruz. Yılların verdiği bir tecrübe var onu kullanmaya çalışıyoruz. Ama başka dükkana gittiklerinde para kazanmak amacıyla olmadık şeyler verebiliyorlar. Olmamış bitkiyi vermeye çalışıyorlar. İnsan bilmediği için muhtaç olduğu için doktor bulamadığı için geliyorlar bizden yardım bekliyorlar. Onlardan yararlanıyorlar. Bu da bizim ismimizi lekeliyor açıkçası. Baharat aldıkları zaman bizde direkt kendi çektiğimiz birinci sınıf baharatlardır. İnsanın bize güvenip aldığı baharatlardır. Bunu alıp eve götürdüğü zaman başka bir şey çıkarsa bizim ismimiz lekeleniyor onların lekelenmiyor" diye konuştu.

22 yıllık tescilli marka

1994 yılından bugüne markalarının tescilli olduğunu belirten Özgün Özbiçer şunları söyledi:

"Halamın kocasının babası burayı kurmuştur, daha sonra halamın kocası ve babam devir almış burayı. Ondan sonra bugüne kadar buraya getirmiştir. Şuan babam ve ben devam ediyoruz işletmeye. 1994 yılından beri markamız tescilli ama tescilde biraz açıklıklar var. Tescildeki açıklıklarımızda tescilin emtiasından kaynaklanıyor. Bizim emtiamız 34’üncü sınıfa kadar. 35’inci sınıf emtia çıktığında ismimizi kullanan kişiler o sınıf emtiayı bizden önce aldığı için ismimizin önüne ek koyup işletme açabiliyorlar. Biz de sadece dava açabiliyoruz. Bu davalar da uzun sürüyor."

"Davalar 5 seneye yakın sürüyor"

Davaların uzun yıllar sürdüğünü bu yüzden de sahte çerçilerin rahatlıkla yeni yerler açtığını söyleyen Özbiçer, "Davalar bayağıdır sürüyor maalesef. Kazandığımız tazminat fazla bir şey olmayınca insanlar rahatlıkla ismimizle işletme açıyor, sonra kapatıyor tekrardan açıyorlar. Davalar da hemen bitmediği 5 seneye yakın sürdüğü için ismimize karşı böyle bir tecavüz var" şeklinde konuştu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile