Çocuğunuz Bunları Yapıyorsa Disleksi Olabilir

Çocuğunuz Bunları Yapıyorsa Disleksi Olabilir

Uzmanlar, her 10 çocuktan birinin disleksi olabileceğine dikkat çekti.

Sosyal hayatında herhangi bir problemi olmayan, normal, hatta normal üstü zekaya sahip çocukların okuma-yazma, matematik gibi akademik becerileri yapamaması olarak tarif edilen disleksi, dünyaca kabul gören bir hastalık olmasına rağmen Türkiye’de yeni yeni biliniyor. Belirtileri zeka geriliği veya anlama güçlüğü ile karıştırılan bu rahatsızlıkta en büyük görev ise ailelere düşüyor.

Ailelerin en iyi fark edebilecekleri belirtilerin okuma yazmaya, akademik çalışmalara olan isteksizlik, okurken ve yazarken bazı harfleri karıştırma, özellikle okul öncesi çocuklarda tersten yazmalar, soldan sağa değil sağdan sola yazı, dün-bugün-yarın kavramlarını karıştırmak gibi hususlar olduğunu ifade eden Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Psikolog ve Disleksi Uzmanı Emine Yurdakul, “Bunlar disleksi ile ilgili ailelerin kafasını karıştıran emarelerdir. Evvela çocuğun normal veya normal zekanın üstünde olması gerekir, bu çok önemlidir. Çünkü disleksi bazen zeka geriliği ile de karıştırılır. Önceki yıllarda, bir çocuk bir şeyi öğrenemiyorsa mutlaka zekasında problem var denirdi. Fakat son zamanlarda yapılan çalışmalar bunun böyle olmadığını gösterdi. Yani çocuğun zekası normalse, buna rağmen okuma yazmayı ve matematiği öğrenemeyebilir. Genelde çocuk psikiyatristleri disleksi teşhisi koyar. Teşhis koymak için bir zeka testi yapıyoruz, zekası normal veya normalin üzerindeyse hangi alanlarda güçlük yaşıyor, ona bakıyoruz. Çünkü disleksi geniş bir yelpazeye sahip” dedi.

Bazı çocukların özel dersler almasına, ailesinin çok ilgili olmasına, hatta zekasının normalin üstünde olmasına rağmen okuma yazmayı 10 yaşına kadar öğrenemediklerini söyleyen Yurdakul, bu gibi durumlarda çocuğa dışardan bakınca her şeyin normal gibi gördüğünü belirtti.

DİSLEKSİDE NELER YAPILMALI?

Bir çocuğa disleksi teşhisi konulduktan sonra onun güçlük yaşadığı alanları belirlemek gerektiğini belirten Yurdakul, “Bahsettiğimiz hastalık geniş bir yelpaze. Bazı çocuklar bütün zorlukları yaşarken, bazıları sadece okumayı sevmeyebilir. Yaptığımız ayrıntılı değerlendirmelerle çocuğun güçlük yaşadığı alanları belirleyip, ona uygun bir eğitim planı hazırlıyoruz. Bunları dengelemek ailenin de işi aslında. Bir tarafta dislektik bir çocuğunuz varsa, mutlaka eksik olan konuları desteklerken, bir taraftan da psikolojik olarak onu daha iyi bir noktaya taşımak lazım. Bir diğer önemli husus da, çocuğun iyi olduğu alanı keşfedip ona yönlendirmektir” şeklinde konuştu.

Yurdakul, ailelere disleksi konusunda şu tavsiyelerde bulundu:

“Eğer disleksi belirtileri görüyorlarsa, okula karşı isteksizlik, yeni öğrenmelerde gecikme, unutkanlık, okumaya başladığı yıllarda harf karıştırma (b-d, m-n gibi) gibi ve aile ya da öğretmen uyardığı halde hatalara ısrarla devam ediyorsa, mutlaka ailenin bu konuda dikkatli davranıp çok zaman kaybetmeden doktora müracaat etmesi lazım. Çünkü erken teşhis çok önemli. Yaşıtlarından geri kalmadan bir an önce tedaviye ve eğitime başlanması gerekir” diye konuştu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile