Bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere geldiği Diyarbakır’da İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Ensarioğlu, hükümetin barış sürecinde attığı adımları desteklediğini aktararak, bu sürece herkesin destek olması gerektiğini kaydetti.
Barışı isteyen herkesin bu sürece destek vermesi gerektiğine inandığını ifade eden Ensarioğlu, sürecin sekteye uğratılmaması gerektiğini dile getirdi. Ensarioğlu, “Başbakanın barış sürecindeki tavrını doğru buluyorum. BDP sürece daha fazla aktif edilmeli. Hükümetin, Kürt çözümü konusunda attığı adımlar oldukça cesur hareket olarak değerlendiriyorum. Barış adına olumlu bir hareket. Barışı isteyen herkesin destek olması gerekmektedir. Bu durumu destekleyip, sekteye uğratmamak gerekir. Çünkü insanlarda hayal kırıklığı olur. İnsanlar artık barışın gelmesini istiyor. Başbakan da kartları açık oynadı ki bana göre gayet doğru da yaptı. Barışın gelmemesi birçok umudu kırar. Cesur bu adımı destekliyor ve alkışlıyorum. Muhalefetin de destek olması gerekiyor. Olası bir aksi durumda herkes kaybeder. Barış uğruna İmralı ile görüşülmesini de destekliyorum” dedi.
2009 yılında Öcalan’ın muhatap olarak alınması gerektiğini söylediğini hatırlatan Ensarioğlu, o gün söylediklerinin bugün uygulandığını belirtti.
Devletin kontrolünde olan bir mahkumla görüşülmesini desteklediğini aktaran Ensarioğlu, Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) oy oranını yükseltmek uğruna barıştan yana olmadığını öne sürdü. Ensarioğlu, "Bu süreçte MHP taraf olmayı bırakıp, barıştan yana olmalıdır. Oy oranını yükseltmek uğruna taraf olmayı seçtiklerini düşünüyorum. Diğer partiler samimi olursa sorun yine çözülür. MHP’nin bu sürecin içerisinde olmasını isterdim. Barışa katkı sağlamasını isterdim. BDP bana göre sıkıntıdadır. Takip ettiğim kadarıyla, Öcalan ile yapılan görüşmelerin, BDP’li yöneticilere tam anlamıyla aktarılmadığı ifade ediliyor. BDP bu konu hakkında tam bilgi sahibi değil diyebilirim. Ben bu sürece BDP’nin daha fazla aktif edilmesini, görüşmelere katılmasını düşünüyorum. Neticede BDP büyük bir kitlenin, Kürtlerin temsilcidir. 35 - 36 vekil ile var olan bir partidir. Gözardı etmek olmaz. Ve ben bu süreçten umutluyum. Aksi durumdaki düşünmek dahi istemiyorum felaket olur. Bugün baktığımızda herkes elini taşın altına koyuyor. Hükümet bir adım atıyor, Diyarbakır’daki cenazeler sorunsuz geçiyor. Şehit anneleri dahi bu süreci kabul edip, destekliyoruz diyorsa bugün herkese bu sürece destek olmak düşer" diye konuştu.
Fransa'da PKK’lı 3 kadının öldürülmesinin süreçle alakalı olmadığına inandığını belirten Ensarioğlu, bu olayın arkasının aydınlatılması gerektiğini söyledi.
Ensarioğlu, "Şu anda ne yorum yaparsak farklı algılanabilir o yüzden fazla bir yorum yapmak da istemiyorum. Ancak bu olayın arkasının aydınlatılması gerekiyor. Profesyonel bir operasyon yapılıyor. 3 kişiye on kurşun sıkılıyor. Bu olayın sorumluları ortaya çıkmazsa, çıkarılmazsa bir muamma olarak kalacaktır" şeklinde konuştu.
3 PKK’lı kadın için taziyeye giden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün barış sürecinde doğru bir iş yaptığını savunan Ensarioğlu, Aygün’ün bu davranışını desteklediğini bildirdi. "DİYARBAKIR MEGA KÖY HALİNİ ALMIŞTIR" Bir Diyarbakırlı olarak, hükümet ve belediye tarafından herhangi bir yatırımın yapılmamasına üzüldüğünü belirten Ensarioğlu, devletin yaptığı yol, su, elektriğin konuşulmaması gerektiğini söyledi.
Ensarioğlu, “Diyarbakır’a ne yazık ki bir yatırım yapılmıyor. Köy, su, elektrik, okul bu tür işlemler artık hizmet değil, mecburiyettir. 2013 yılında bir hükümet sana yol yaptım diyorsa komiktir. Hükümetin yatırımının olmaması kadar belediyenin de bir yatırımı yok. En son Ahmet Bilgin dönemindeki hizmetlerdir. O dönemde daha hızlı işler yapılıyordu. Diyarbakır’ın aldığı bütçeyi de biliyorum. Daha iyi değerlendirilmelidir. Diyarbakır adeta ‘Mega Köy’ halini almıştır. Diyarbakır’a gelen insanlar maddi olarak tükenmiş olarak geliyor. Durumu biraz olanlar hemen İçel, Adana’ya gidiyor. Çok daha iyi olanlar ise İzmir ve İstanbul’a yerleşiyor. Buradan açık olarak belirtiyorum ki, hükümet de, belediye de Diyarbakır’a hizmet etmiyor. Vekilleri ve belediye başkanlarını da eleştiriyorum" dedi
Özel sektörün girmediği yerlerde devletin aktif olması gerektiğini ifade eden Salim Ensarioğlu, Başbakan’ın Gaziantep ile Diyarbakır’ı kıyaslamasına değindi. Ensarioğlu, "Doğru teşhisler var da iş adamları buraya yatırım yapmıyor. Diyarbakırlı iş adamları bile vergisini İstanbul, Ankara’da ödüyor. Antep ile mukayeseyi kabul etmiyorum. Diyarbakır’da 1 milyon 700 bin dönüm arazi sulanıyor. Devlet burada ciddi anlamda bir atılım yapmadı. Tekstil, sanayi, gibi alanlarda Diyarbakır geri bırakıldı. İş adamları yönlendirilmedi. Devlet bazı yatırımını kendisi de yapmalıdır. Bazı kurumların kapatılması bölgede ciddi sıkıntı yaratabiliyor. Batıda ömrünü tamamlayan kurumlar burada hala aktif olabilirdi. Et Balık gibi daha önce Sümerbank gibi yerler kapatılmıştır. Doğu ve Güneydoğu’da güvenlik sağlanmıyorsa, kar oranı sağlanmıyorsa var olan açığı devlet kapatmalıdır” şeklinde konuştu.
"DERİN DEVLET BİTMEDİ" Türkiye’nin hukuk devleti olma yolunda ilerlediğinin altını çizen Ensarioğlu, derin devlet olgusunun bitmediğini kaydetti.
Asker ve paşaların yargılanmasının hukuk adına sevindirici bir olay olduğunu kaydeden Ensarioğlu şunları söyledi: “Ben şu anda tutuklu olan herkesin suçlu olduğunu iddia edemem. Ama demokrasi açısından çok güzel bir gelişmedir. Ayakta alkışlanacak bir gelişmedir. Yalnız derin devlet dediğimiz olay ne yazık ki bitmemiştir. Başbakan bile bugün bunu ifade edebiliyor. Demokrasi hareketini destekliyorum. Eskiye baktığımızda özellikle bölgemizde sivil araçlarla kaçırılan insanların peşinden hiç kimse gidemezken bugün en ufak bir olay dahi gündem olabiliyor. Bu da demokraside ilerlediğimizi gösteriyor. Ancak yine tekrar ediyorum bölgeye istenilen yatırım yapılmamıştır. Benim şahsi düşüncem şudur, özel sektör bu bölgeye çeşitli nedenlerden dolayı gelemiyorsa, hükümet ve devlet kendisi yatırım yapmalıdır.”
(özel Haber) Ensarioğlu’ndan Barış Sürecine Destek
Eski Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu, hükümetin barış sürecinde attığı adımların olumlu adımlar olduğunu belirterek, Barış ve Demokrasi Partisi’nin de (BDP) sürece dahil edilmesi gerektiğini söyledi.