Gunther von Hagens tarafından `plastinasyon` denilen yöntem ile çürümez hale getirilen insan ve hayvan bedenleri artık Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) bünyesinde özel tekniklerle dünyada örnek bilimsel çalışmalar olarak yapılabilecek.
Alman anatomist Dr. Gunther von Hagens tarafından `plastinasyon` denilen bir yöntem ile çürümez hale getirilen eserleri dünya da ilgiyle izlenirken, Türk bilim adamları, bilim dünyasının yakından takip ettiği çalışmaların Türkiye`de yapılması için kolları sıvadı. İnsan ve hayvan bedenlerinin mumyalama dışında özel ilaçlarla `plastinasyon` denilen bir yöntemle, bedenin veya organların kokusuz, ölümden önceki gibi canlı, parlak diri et görüntüsüne kavuşturulması gibi özellikleri kapsayan çalışma OMÜVeteriner Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Murat Erdem Gültiken tarafından uygulandı.
İsviçre Zürih Üniversitesi`nde, OMÜ ve YÖK onayıyla gönderilen Doç. Dr. Murat Erdem Gültiken, 3 ay süren bir eğitim çalışmasının ardından dünyaca ünlü `plastinasyon` sistemini üzerinde çalışma yaparak Türkiye`ye döndü. Bir ineğin kalbi, köpeğin ayak kısmı ve çeşitli beyin parçalarının plastinasyon haline getirilmesiyle Türkiye`nin ender plastinasyon parçaları arasında yerini aldı. Özellikle tıp ve veteriner fakültelerinde ilaçlanmış kadavralara alternatif olacak ve müzelerde halkın bedenlerini tanıyarakbilinçlenmesi için sergilenebilecek çalışma, Türk üniversitelerinde ender ve özellikli çalışmalar arasında yerini aldı. OMÜ Veteriner Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Murat Erdem Gültiken, başta insan bedeni olmak üzere, insan hayatının bir parçası olan hayvanların ölüm sonrası bozulmadan saklanması dürtüsünün insanlık tarihi boyunca ilgi çeken bir konu olduğunu, mumyalama ile başlayan koruma çalışmalarının günümüzde yerini formaldehit, kriyoprezervasyon ve en sonunda plastinasyon gibi tekniklere bıraktığını söyledi. 30 yıl önce Dr. Gunther von Hagens`in geliştirdiği plastinasyon tekniği ile hazırlanmış kadavraların özellikle tıp, veteriner ve diş hekimliği eğitiminde görsel ve üç boyutlu materyallerin çok büyük öneme sahip olduğu ifade eden Murat Erdem Gültiken, maliyetli olan plastinasyon yönteminin, sürdürülemeyen birkaç küçük denemenin dışında Türkiye`de yaygınlaşamadığını kaydetti. Dünyada 500`ün üzerinde laboratuvarda kullanılan plastinasyon tekniğinin Türkiye`de yaygınlaşmasının önemli olduğunu ifade eden Doç. Dr. Gültiken, "Özellikle öğrencilerimiz insan ve hayvan bedenin bu yöntemle daha iyi tanıyabilir. Diğer yöntemlerde kimyasal ilaçlar, koku gibi birçok unsur çalışmaları sınırlamaktadır. Bu sistemde hiçbir ilaç unsuru konu bulunmamaktadır. Ayrıca müze kurularak vatandaşların da kendi bedenlerini daha iyi tanımaları sağlanıp, sağlıklarına özen göstermeleri benimsetilebilir.Bu sistem 4 basamaktan oluşmaktadır. İlk klasik tespit yöntemleri kullanıyoruz, ikinci basamakta su ve kimyasal maddeleri dokudan uzaklaştırıyoruz, üçüncü basacak özel bir silikon malzemeyi dokuya enjekte ediyoruz, son basamak ise sertleştirme basamağıdır. Kadavralara ve organlarına nihai şekil verilerek silikonun sertleşmesi sağlanıyor, plastik model hazır hale geliyor. Tabi bu yönteminde çeşitleri var. En önemli özelliklerden biride renklendirme. Bedenleri orjinal renginin sağlanması da ayrı bir becerigerektiriyor. Renklendirmeyi yapan ender bilim adamları arasına girdik. Bir plastinasyon enstitüsü kurarak Türkiye`de bu çalışmaları geliştirmek, çeşitli teknikler üzerinde çalışmak, araştırmalar yapmak ve yaygınlaştırmak istiyoruz. Üniversitelerin kadavra ihtiyaçları da karşılanabilir" dedi
Gültiken, İsviçre`de aldığı eğitimin ardından ilk çalışmaların hazır olduğunu, yeni çalışmaların ise oluşturulacak birim veya desteklerle yapılabileceğini kaydetti.
(özel Haber) İnsan ve Hayvan Kadavraları Plastiğe Dönüştürülüyor
Alman anatomist Dr.