Menteş köyünde yaşayan Süleyman Levent, yüzyıllardır devam eden bir geleneği yaşatmak ve ekmek parası için bir çok insanın inmek bir tarafa, bakmaya bile cesaret edemediği 40 metre yükseklikteki kuyu diye tabir edilen yere inerek sırtında kar kütlesi çıkarıyor. Çıkardığı karı kendisine ait kahvehanede bardakları doldurup üzerine vişne reçelinden elde ettiği şurubu döktükten sonra 1 TL’ye satan Levent, ekmek parasını da bu şekilde kazanıyor. Kimi zaman at, kimi zaman katır ile ama çoğunlukta motosiklet ile 17 kilometrelik zorluk bir yolculuktan sonra bin 600 metre rakımlı Akdağ’da ki Kocayayla’ya çıkan Levent, sonrasında ise kuyuya yürümek için tepelerdeki yaklaşık 8 kilometrelik zorluk bir patika yolculuğu yapıyor. Levent, dağdaki patika yoldan dinlene dinlene kuyuya ulaşırken sonrasında ise en büyük zahmet ve tehlikenin bir arada olduğu kuyuya iniyor. Bir çok insanın yüksekliğinden ve engebeli yapısından dolayı bakmaya dahi cesaret edemeyeceği kuyuya büyük bir ustalık ve kıvraklıkla inmeyi başaran Levent daha sonra yanındaki kürek ve testere ile işe koyuluyor.
Zorlu bir o kadarda zahmetli
Levent, rakımın fazla olması ve sıcaklığın geceleri sıfırın altına düştüğü bölgede biriken karı yılların getirdiği tecrübe ve büyük bir ustalıkla temizledikten testere ile sonra küp şeklinde kesiyor. Ardından kestiği kar kütlesinin erimemesi için 2 kat beze saran Levent, son işlem olarak ise karı keçeden yapılan çuvala koyuyor. Keçe çuvalındaki karı iple sırtına bağlayan Levent, profesyonel dağcıların dahi halat gibi ekipmanlar olmadığında çıkmakta zorluk çekeceği kuyudan yaklaşık 15 dakika süren bir uğraş sonrasında çıkarıyor. Zorlu bir o kadarda tehlikeli olan bir uğraş sonrasında kuyudan karı çıkarmayı başaran Levent, yine kar çuvalını sırtına alarak köye götürmek için yaylanın yolunu tutuyor.
“16 kilometre yol yürüyoruz”
Karı çıkardığı kuyunun başındaki İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı iş ile ilgili bilgiler veren Levent, yaptıkları işin adının doğal kar çıkarmak olduğunu ifade etti.
Vatandaşa hizmet için bu işi yaptıklarını aktaran Levent, “Doğal karı buradan götürüp vişne suyu ve şekerle karıştırıp halkımıza hizmet ediyoruz. Tabi birazda kendimiz para kazanıyoruz bu işten. Menteş köyünden genelde at ile çıkıyoruz orman yolundan ve 1,5 saat sürüyor buraya gelmemiz. Buraya geliyoruz karı kesip poşet, çuvalla sırtımıza sarıyor ve köyümüze götürüyoruz. Çoluğumuz çocuğumuz, anne ve baba herkes bunu içiyor. Bunun zararlı hiçbir şeyi yok. 16 kilometre yol yürüyoruz. Girdiğimiz kuyunun derinliği en az 40 metre. Karı sırtımıza ip ile sıkıca bağlıyoruz ve yavaş yavaş panik yapmadan yukarıya çıkarıyoruz. Eğer panik yağarsan kendi canından olursun. Böyle kazalar hiç olmadı çünkü çok tedbirli çıkmaya çalışıyoruz. Bizim köyün halkının büyük bir çoğunluğu inmez oraya gelir bakar ve geri gider inmezler aşağıya” diye konuştu.
“Herkes bu tadı tatmalı”
Büyük bir zahmetle çıkarılan kar kütlesi köye getirildikten sonra önceden hazırlanan vişne şerbeti ile bardak içerisinde karıştırılarak müşterilere, vatandaşlara servis ediliyor. Vatandaşları içip, yedikleri kar şerbetini ise bir nevi doğal dondurma olarak nitelendiriyorlar. Tadının çok güzel olduğunu söyleyen vatandaşlar kar şerbetini herkese önerdiklerini ve herkesin bu tadı tatmasını önermeyi de ihmal etmediler.
Kar Şerbetinin Öyküsü
Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesine bağlı Menteş köyünde yaşayan Süleyman Levent isimli vatandaş, yüzyıllardan bu yana devam eden “kar şerbeti” geleneğini yaşatmak için sıcak yaz aylarında gün aşırı olarak Akdağ’daki yaklaşık 40 metrelik kuyuya inerek sırtında doğal kar çıkarıyor.