(özel) Yök Başkanı ‘70 Bin’ Rakamını Az Buldu

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, “ Bu sayı yeni Türkiye’ye yetmez” dedi.


YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya Türkiye yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılmasına ışık tutacak nitelikte hazırladığı "Büyüme, Kalite, Uluslararasılaşma: Türkiye Yükseköğretimi İçin Bir Yol Haritası" başlıklı rapora ilişkin İHA’ya özel açıklamalarda bulundu. Son 30 yılının analizinin yapıldığı raporun çözümleme niteliği taşıdığını açıklayan YÖK Başkanı Çetinsaya Türkiye’nin 2000 sonrasında ekonomide yakaladığı istikrarı eğitim-öğretimde de yakalaması gerektiğini söyledi.

Türk eğitim sistemini markalaştırma ve kurumsallaştırma çalışmalarının öncelikli hedefleri arasında yer aldığını açıklayan YÖK Başkanı Çetinsaya, “Türkiye’nin yoğunlaşması gereken üç temel stratejik alandan biri de uluslararasılaşmadır. Uluslararasılaşma her şeyden önce Türkiye’nin dünyadaki konumuyla irtibatlı bir konu. Sonuçta iktisadi büyüklüğü ile ilk 20’de olan bir ülkeden bahsediyoruz. Yükseköğretimde de aynı performansı göstermemiz lazım. Şu anda bütün dünyada 4 milyon uluslararası öğrenci var ve önümüzdeki dönemde bu sayının 8 milyona çıkması öngörülüyor. Türkiye’nin payı ise yüzde 1 civarında. Bu kesinlikle Türkiye’nin hak ettiği bir oran değil. Son dönemde çabamızın büyük bir kısmını buna harcıyoruz. Önümüzdeki dönemde de harcamaya devam edeceğiz. Nitekim bu konuda markalaşma ve kurumsallaşmaya gittik. Study in Turkey markası ile bir proje başlattık. Şimdi bütün fuarlarda Türkiye üniversiteleri bu marka ile temsil ediliyor. Ortak bir web sitemiz var (www.studyinturkey.gov.tr) ve çok verimli sonuçlar alıyoruz. 2011 yılında 30 bin uluslararası öğrencivar iken şu an 55 bin öğrenci bulunuyor. Açık öğretim fakülteleri buna dâhil ettiğimiz zaman ise sayı 70 bine çıkıyor ama bu sayı yeni Türkiye’ye yetmez” dedi.

OECD ORTALAMASI İÇİN ÜÇ KAT DOKTORA MEZUNU
OECD ortalamasına ulaşmak için doktora mezunları sayısını üç katına çıkarmanın gerekliliğini belirten YÖK Başkanı Çetinsaya şu değerlendirmelerde bulundu: “ Öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayılarına baktığımızda dünya ortalamalarının üstündeyiz. Ancak aynı durum öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı için geçerli değil. Eğer Türkiye yükseköğretiminin 2006 sonrasında yakaladığı başarıyı devam ettirmek istiyorsak özellikle doktoralı öğretim elemanı sayısını arttırmamız lazım. Bunun için de daha çok doktora yaptırmamız, daha çok öğretim üyesi kadrosu tahsis etmemiz gerekiyor. Hesaplara göre de öğretim elemanı kadrolarının iki katına, doktora mezunları sayısının ise üç katına çıkarılması gerekmektedir. Önümüzdeki 10 yıl içinde de buna göre politikalar üretmemiz bir zorunluluk. Elbirliğiyle bunu başarmalıyız.”