Özgür-der’den Bdp’li Tutuklu Vekiller İle İlgili Açıklama
Özgür-Der Diyarbakır temsilciliği, tutuklu bulunan Barış ve Demokrasi Partili (BDP) milletvekillerinin durumu ile ilgili açıklama yaptı.
Özgür-Der Diyarbakır temsilcisi Murat Koç, Ergenekon davası kapsamında 5 Ağustos günü 34 yıl ceza alan ve dosyası Yargıtay’da karara bağlanmak için bekleyen CHP milletvekili Mustafa Balbay’ın uzun tutukluluk uygulaması nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvurunun 4 Aralık tarihinde kabul edildiğini ve bu karara istinaden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 9 Aralık’ta Balbay’ın tahliyesine karar verdiğini söyledi.
Koç, “Balbay’ın işlediği iddia edilen suçun ağırlığına rağmen bu kadar kısa sürede serbest kalması kamuoyunda rahatsızlık uyandırsa da bundan daha hafif iddialarla uzun süredir tutuklu bulunan BDP’li milletvekillerinin ve seçilmiş belediye başkanlarının, siyasetçilerin halen tutukluluk hallerinin devam etmesi izahı mümkün olmayan bir haksızlık ve çifte standarda yol açmaktadır. Diyarbakır Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri, Anayasa Mahkemesi’nin bu emsal kararını yok saymakta, keyfi bir tutumla BDP’li milletvekillerinin tahliye taleplerini reddetmektedir. Tutuklu beş BDP milletvekilinin Anayasa Mahkemesi’nin emsal teşkil eden, bağlayıcı olan bu kararına rağmen tahliye taleplerinin her defasında reddedilmesi açık bir ayrımcılığa ve hukuksuzluğa yol açmaktadır. Bu çifte standardın son bulması için başta hükümet yetkilileri olmak üzere birçok kesim tarafından çağrıda bulunulmasına rağmen mahkemeler inatla hukuksuzluğu sürdürmekte ve büyük bir haksızlığa yol açmaktadırlar” dedi.
28 Şubat darbesi ile ilgili başlatılan yargılamalar kapsamında kademeli biçimde gerçekleşen tahliyelerle bu davada tutuklu yargılanan kimsenin kalmamasının hukuksuzluğun bir sonucu olduğunu savunan Koç, “Son olarak aralarında Çevik Bir’in de bulunduğu 5 tutuklu sanığın da salıverilmesi, ülkeyi bin yıl boyunca içinden çıkılmaz bir hale sokması hedeflenen bir cürümün adeta yargı eliyle aklanması anlamına gelmektedir. Hükümet deviren, toplumun üzerinden panzer gibi geçen, sayısız yolsuzluğa yol açan, topluma düşmanlık eden 28 Şubat darbecilerinin ödüllendirilircesine salıverilmesini sağlayanların bu yolla siyaseti çıkmaza sürüklemeyi, mevcut iktidarla girişilen hesaplaşma nedeniyle iktidara had bildirmeyi amaçladıkları yorumları bu şekilde güçlenmektedir. Bu yönüyle Balbay’ı serbest bırakıp BDP’li vekilleri haksızca içerde tutmak benzer bir hesaplaşmanın çözüm süreci üzerinden derinleştiği şeklinde bir algıyı beslemektedir. Yargı adeta, siyasal alanda yaşanan çekişmenin kirli bir maşası görünümüne bürünmüş, mevcut hesaplaşmanın odağı pozisyonuna çekilmiştir. Kırılgan fiili bir zeminde ilerleyen çözüm sürecinin zarar görmesi, akamete uğraması için pusuda bekleyenlerin, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmeye, çözüme olan inancı zayıflatmaya yönelik her türlü provokasyonu işlemeye hazır olduklarını defalarca gördük. Gerek yargı eliyle, gerek muhtelif siyasal manevralarla gerekse de militarist yöntemlerle çözüm süreçleri her defasında sabote edildi. 28 Şubat darbecilerinin ve Mustafa Balbay gibi hükümeti devirme suçundan ceza alan birinin serbest kalıp BDP’li beş milletvekilinin halen hukuksuzca içerde tutulması da en başta barış sürecine zarar verir. Bir kez daha hatırlatmak gerekir ki; KCK operasyonları kapsamında tutuklanan seçilmiş belediye başkanları, sivil siyasiler, ağır hastalığı bulunan siyasi tutukluklular, tutuklu BDP’li milletvekilleri yargının insafsız ve acımasız uygulamaları nedeniyle uzun bir süredir açık bir hukuksuzluğa uğramaktadırlar. Hiçbir hukuki dayanağı olmayan bu fiili haksızlığın giderilmesi için yapılan çağrılar da maalesef karşılıksız kalmaktadır. BDP’li vekillerin akıbeti, Balbay’ın ve 28 Şubat darbecilerinin serbest kalması ile iyice kirlenen yargının insafına ve adaletine terk edilmemelidir. Başta hükümet olmak üzere bu durumdan rahatsız olan siyasiler derhal yasal bir değişiklikle bu mağduriyeti giderme yoluna gitmelidirler” diye konuştu.