'Özgürlük ve Esaret Arasındaki İnce Çizgi Açıklaması

Rabia Platformu Sözcüsü gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, Batı ülkelerinin, kendi çıkarları için Ortadoğu'yu dizayn ettiğini belirterek, "Bugün 22 tane Arap ülkesi var. Bu ülkelerin halklarının tarihi, rengi, dilleri, kültürleri yani her şeyleri aynı. Buna rağmen ayrı ülkenin vatandaşı olmak zorunda kaldılar" dedi.

Adapazarı Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Özgürlük ve Esaret Arasındaki İnce Çizgi: Rabia" başlıklı konferansta konuşan Dilipak, son 300 yılda İslam coğrafyasında büyük bir trajedinin yaşandığını anlattı.
Dünya gelirlerinin yarısının sadece ABD'ye gittiğine işaret eden Dilipak, "Kalan bölümün yarısı da Avrupa ülkelerine, oradan kalan bölümün yarısı Çin, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelere gidiyor. Geri kalan da dünyanın diğer bölümüne gidiyor. Bütün İslam ülkelerinin, toplam gayri safi milli hasılası, Almanya kadar değil. Böyle bir serveti, uluslararası çeteler sayesinde kan ve gözyaşı dökerek yaptılar" diye konuştu.

Dilipak, Batı ülkelerinin bu gelir dağılımını korumak istediğini dile getirdi.
Bu nedenle sömürülen ülkelerde kan ve gözyaşı aktığını vurgulayan Dilipak, "Son yüzyılımız içinde Batı, çıkarlarını koruyabilmek için ülkeleri dizayn etti. Bugün 22 tane Arap ülkesi var. Bu ülkelerin halklarının tarihi, rengi, dilleri, kültürleri yani her şeyleri aynı. Buna rağmen ayrı ülkenin vatandaşı olmak zorunda kaldılar. Bu ülkeleri halklar kurmadı, sınırları onlar çizmedi, o rejimleri de istemediler. Dünyayı soyan irade, kendi çıkarlarına tehdit oluşturmasın diye Arap coğrafyasını böyle parçaladı" ifadelerini kullandı.
- "Türkiye'ye karşı öfkeliler"
Dilipak, Batı ülkelerinin Türkiye üzerinden kendi çıkarları doğrultusunda yeni bir din anlayışı yaymaya çalıştığını ancak bunda başarısız olduğunu söyledi.

Dilipak, "Batı, çıkarlarını korumak için her şeyi göze alıyor. Bugün yeniden bu savaş ve terör makinesi devreye girdi. burada odaklanılan ülke sizin. Türkiye'yi bir şekilde ele geçirip Müslüman algısını dönüştürdükten sonra kendi önlerindeki en büyük engelleri aşmak istediler. Bu çaba, ilk başlarda başarılı olmadı ve yeni yöntemler aradılar" diye konuştu.

Son proje de ılımlı İslam ile yeni bir din algısının piyasaya sürülmek istendiğini ifade eden Dilipak, şunları kaydetti:
"Türkiye, bu yeni operasyonun ana merkezi olacaktı. Yeni ve Batı ile uyumlu İslam'ın pilot ülkesi olarak Türkiye seçildi. Bunu AK Parti üzerinden yapmak istediler ama hesapları yine tutmadı. Tam aksine önemli olayların ardından Türkiye, İslam ümmetinin birliği için yeni bir lokomotif güç oldu. Bu yüzden Türkiye'ye karşı öfkeliler çünkü ellerinden kaçırdılar.
10 yıl önce Türkiye, IMF'ten borç alabilmek için 3 ay lobi yapıyordu. Bugün IMF'ye 7 milyar dolar borç verdik. Halk Bankası'na yapılan operasyon da Türkiye'ye olan bu para girişini engellemek ve ülkedeki sermayeyi kaçırarak IMF'ye yeniden muhtaç olmamız için yapıldı. IMF'ye muhtaç olarak 110 ülkede yardım faaliyeti düzenlememizin önüne geçmek istiyorlar. Bu son operasyonlar, iktidarı teslim alma operasyonuydu."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile