Öztürk: Yassıada`da Yargılananlar Suçluydu, Asılmaları Onları Kahraman Yaptı

Dursun Çiçek`in ıslak imzasının yer aldığı belgenin ofisinde yapılan aramada ele geçirilen sanık Avukat Serdar Öztürk, "Buradaki yargılamaları Yassıada yargılamalarına benzetiyorlar.

Yassıada`da suçlar sabitti. Ancak asılmaları bana göre yanlıştı. Çünkü asıldılar, kahraman oldular." diye konuştu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen internet andıcı davasının 42. duruşmasında eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Korgeneral Mehmet Eröz, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, emekli Albay Dursun Çiçek ve Mehmet Deniz Yıldırım,ın da aralarında bulunduğu 15 tutuklu sanık hazır bulundu. 5 tutuksuz sanığın yer aldığı davada tutuksuz yargılanan Hasan Ataman Yıldırım, İkinci Ergenekon davasından tutuklu bulunduğu için tutuklu sanık bölümüne alındı.
Hakkında yakalama kararı bulunan firari sanıklar Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler, Tümgeneral Mustafa Bakıcı ve kırmızı bülten ile aranan Bedrettin Dalan ile 6 tutuksuz sanık ise duruşmaya gelmedi. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, taleplerin alınacak olması nedeni ile tutuklu sanık Hulusi Gülbahar`ın savunmasına ara verdiklerini açıkladı.

Başkan Özese, "Sanık ve avukat sayısını dikkate alarak konuşma süresi 15 dakikadır. Bu süreye uygun talepte bulunun." uyarısında bulundu. Tutuklu sanıklardan Dursun Çiçek, sanık bölümünde oturduğu yerden yazılı talebini okudu. Örgüt suçlaması için suçlanan kişilerin eylemlerinin sürekli, bilinçli ve sistemli olması gerektiğini belirten Çiçek, savunmalarında bu iddiaların hukuki olmadığını ispat ettiklerini iddia etti. Örgüt üyesi olarak suçlanan kişilerin de örgüte kendi bilinçleri ile katılmaları gerektiğini savunan Çiçek, "Buraya bir bakın. Kimi kendi isteği dışında atandığını söylüyor, kimi de üçlü kararname ile atandığını söyledi. O zaman onlar da örgüt yöneticisi olarak getirilsinler buraya." dedi. Tutuklu sanıkların, "Kuvvetli suç şüphesi, suçun katolog suçlardan olması ve sanıkların delilleri karartma ihtimalleri bulunduğu" gibi bahanelerle tutuklu yargılandıklarını söyleyen Çiçek, kendilerini tutuklu yargılayanları önce Allah`a, daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti kurumlarına havale ediyorum." ifadesini kullandı.

Tutuklu sanık Avukat Serdar Öztürk ise, cezaevinde bilgisayar kullanma sürelerinin önce bir saatten yarım saate, ardından da 15 dakikaya indirildiğini ifade ederek bilgisayar kullanmalarının kasıtlı olarak kısıtlandığını iddia etti. Bu durumun da savunma hakkının kısıtlanması anlamına geldiğini öne süren Öztürk, "İstanbul TEM polisleri, sanıklar lehine değerlendirme yapmasınlar diye bizim talebimiz sonucu dava konusu belgeyi inceleyenler üzerinde baskı kurdular. Bunu defalarca kez dile getirdik. Bu baskılarını bertaraf edebilmek için ODTÜ ve Jandarma Kriminal dahil toplam 4 ayrı kuruma bu belgenin aynı anda gönderilerek üzerinde parmak izi incelemesi yaptırılmasını talep ediyoruz." dedi.

Soruşturma aşamasına kadar avukat kimliği ile davrandığını söyleyen Serdar Öztürk, lehe olan delillerin toplanmadığını iddia ederek bu aşamadan sonra soruşturmanın ruhuna göre davranmaya başladığını belirtti.

Yargılandıkları davaların Yassıada yargılamasına benzetildiğini söyleyen Serdar Öztürk, "Burada delillerin sahte olduğunu, neden bu suçlamanın yapılamayacağını delilleriyle size sunduk. Oysa Yassıada`da suçlamaların birçoğu doğruydu. Bizim yargılanmamız yılları buldu ama Yassıada`da yargılama 9 ay sürdü. Radyodan da naklen yayınlandı. Yargılama sonunda suçlamaların doğru olduğu ortaya çıksa da asılmaları bana göre doğru değildi. Çünkü asılmaları onları kahraman yaptı." ifadelerini kullandı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile