Çiftçi, pancar hasadını tamamlayıp yağış başlamadan yeni ekimini yapmak istiyor. Fakat şeker fabrikasına pancarını teslim etmek üzere kamyon ve traktörle gelen çiftçiler alımların yavaş ilerlediğini ifade ediyor.
Yozgat çiftçisi, ikinci bir yağışla ürününün tarlada kalacağı endişesi taşırken, diğer yandan pancar hasadı yapılan tarlasının yağışlar başlamadan ekimini yapmak istiyor.
ÇİFTÇİ ÇÖZÜM ÜRETİLMEMESİNE TEPKİLİ
Yozgat Şeker Fabrikası'nda alımların yavaş yürümesinden dolayı günlerce sıra beklediklerini belirten Gevrek Köyü çiftçilerinden Şahin Yiğit, "Alımların çok yavaş gitmesinden dolayı bizler günlerce burada bekliyoruz. Zaten fabrika alıma bir hafta geç başladı. Akşam saat 22.00 olunca alım yapılmıyor, yine pazar günü de alım yapılmıyor. Biz çiftçiler olarak çok mağduruz." dedi.
Alımların yavaş ilerlemesi yüzünden 3 kilometreye yakın araç kuyruğu olduğunu ifade eden Yiğit, "Fabrika alımları çok yavaş olduğu için burada sırada bekleyen araçlar 3 kilometre sıra kuyruğu oluşturuyor. Günlerce burada bekliyoruz, hatta bu sıra yüzünden kavgalar dahi oluyor. Fabrika yetkilileri bize hiç yardımcı olmuyor. Görüşmek istediğimizde fabrikanın güvenlik işçileri tarafından dışarı çıkartılıyoruz. Biz çiftçiler olarak yetkililerden siyasilerimizden yardım istiyoruz." diye konuştu.
ÇİFTÇİ: FABRİKA ÖZELLEŞTİRİLSİN
Günpınar Köyü'nden gelen Adem Arslan ise fabrikanın özelleştirilmesini istediğini belirterek, "Üç gündür burada soğukta bekliyoruz. Çok mağdur oluyoruz, sabahlara kadar burada üşüyoruz. Burada bizimle ilgilenen fabrikanın nizamiyesindeki güvenlikler hariç bizimle ilgilenen hiçbir görevli yok. Diğer illerdeki fabrikalar günün 24 saati alım yaparken, bizim fabrikamız akşam saat 22.00'yi gösterince alım yapmıyor. Bizler de burada yağmurda, çamurda, soğuklarda perişan oluyoruz." diye ifade etti.
Boğazcumafakılı Köyü'nden Sadık Doğançay isimli çiftçi de çok sıra beklemelerinden ve pancar fiyatlarından yakınarak, şöyle dedi: "Bu yıl iyi verim aldık. Ancak kotamız olmadığı için pancarımızı fabrikaya teslim edemiyoruz. Birkaç kişinin elinde yüksek miktarda kota bulunuyor. Hiç ekim yapmadan 60 kuruşa bizden alıp 100-110 kuruşa fabrikaya teslim ediyor. Bu insanlar pancar ekmediği halde kotaları neden ellerinde bekliyor."
"FABRİKA YETKİLİLERİ HİÇBİR ÇÖZÜM ÜRETMİYOR"
Çiftçi Bekir Doğan da tarım bakanı ve Yozgat milletvekillerine seslenerek, "Seçim günleri her gün çiftçinin yanına gelen milletvekillerimiz şimdi neredeler. Şu anda yan tarafımızda canlı hayvan pazarı açıldı. Milletvekilimiz orada, gelsinler çiftçinin burada yaşadığı rezilliği görsünler. Çiftçi soğukta günlerce çile çekiyor. Evine gidemiyor, traktörün, kamyonun üzerinde yatıyor. Kuyruk kilometrelerce uzadığı için trafik ekipleri sürekli baskı yapıyor. Fabrika yetkilileri ise hiçbir çözüm üretmiyor." diye tepki gösterdi.
TARIM İŞÇİLERİ EVLERİNE DÖNMEK İSTİYOR
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden gelen tarım işçileri de biran önce pancar söküm işini bitirip memleketlerine dönmek istiyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden Yozgat'a tarım alanlarında çalışmak için gelen işçilerin çocukları, pancar tarlalarında çamur ve soğuğa aldırmadan ailelerine yardım ediyor. Mart ve Nisan aylarından itibaren yaşadıkları bölgelerden Yozgat başta olmak üzere, İç Anadolu'nun çeşitli illerinde tarım alanlarında çalışmak için gelen işçiler, kış başlayıncaya kadar çalışmalarını sürdürüyor. Urfa'dan 9 çocuğu ile birlikte Yozgat'ın Sorgun ilçesine gelen Kamil İdi isimli tarım işçisi, "Bu bölgelere gelerek pancar işinde çalışıyoruz. Urfa'da çalışabileceğimiz bir iş imkanımız yok. O yüzden buralara ailemle birlikte gelerek çalışıyoruz. Bu yıl ben çocuklarımla geldim. Bizim yaklaşık 20 gün kadar işimiz kaldı. İnşallah bitince memleketimize döneceğiz." şeklinde konuştu.
Pancar tarlasını, dönüm hesabı olarak aldıklarını ifade eden İdi, pancar söküm işinin dönümünü 70 liradan yaptıklarını ifade etti. Yozgat'ta çalıştıkları süre içerisinde şu ana kadar 5-6 bin lira para kazandığını belirten İdi, "Bu paranın çoğunu da burada harcadık. Çünkü 9 çocuğum var eşim ve benle birlikte 11 nüfusumuz var. Geçim kolay değil, ekmek kolay kazanılmıyor, o yüzden ben memleketimden çıkıp buralara geldim." diye konuştu.
"AĞALIK SİSTEMİNE KESİNLİKLE KARŞIYIZ"
Ağalık sistemine kesinlikle karşı olduğunu söyleyen Kamil İdi, "Bizim oralarda ağalık sistemi hala devam ediyor. Biz buna kesinlikle karşıyız. Bir kişinin onlarca köyü ve en az 10 bin dönüm arazisi var. Bu aslında bizler için büyük bir sorun, biz kendi tarlamızı, kendi memleketimizde çalışmayı daha çok isteriz." diye konuştu.
Kamil İdi'nin eşi Mülkiye İdi ise pancar tarlasında çalışmanın çok zor olduğunu belirtti. Mülkiye İdi şunları ifade etti: "Sabah erkenden pancar sökümüne başlıyoruz. Yağmurda, çamurda çalışmak daha zor oluyor. Tarlada çalıştıktan sonra çadırda yemek hazırlıyorum. Pancar tarlasında çalıştığım kadar bir de çocuklarımın yemeğiyle uğraşıyorum."
İdi ailesinin en büyük çocuğu Hamdiye İdi (16) ise hem ailesine yardım etmek hem de aile bütçesine katkı sağlamak için çalıştığını belirterek, "Pancar tarlasında çalışmak çok zor. Aileme burada yardım ediyorum. Ben okula hiç gitmedim. Okuma yazma bilmiyorum." diye konuştu.
Çocuklar da kışın soğuğuna aldırmadan sabahın erken saatinde pancar sökmeye başlıyor. Kamil İdi'nin çocuklarından Hamdiye İdi 16, Adile 13, Abdulhamit 13, Zeynep 11, İbrahim 8, Leyla 7, Mahmut 5, Enes 3, Yusuf 2 yaşında. Onlar için ne yaklaşan Kurban Bayramı ne de tatil gündemde yok. Sadece buradaki işlerinin bitirip biran önce memleketlerine dönmek istiyorlar.
