İddianamede, Türkiye aleyhinde DTK ile ortak çalışan diplomatik bir grubun olduğu ve bu grubun Suriye lehine faaliyet yürüttüğünün tespit edildiği aktarılarak, DTK ile bu grup arasında irtibat sağlayan kişinin ABD vatandaşı olduğunun belirlendiği kaydedildi. Bu şahsın, PYD terör örgütüne yardım gönderilmesi için DTK'da faaliyetlerde bulunduğuna da işaret edilen iddianamede, belediye personellerinin kendi üzerlerine ilaç yazdırtarak bu ilaçları PYD terör örgütüne STK ve dernekler aracılığı ile gönderdiği ileri sürüldü. DTK'nın Suriye birliği adı altında bir grupla görüşmeler içerisinde olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği iddianamede, Demirbaş'ın şüphelinin bu konudaki görüşmelerinde şifreli konuştuğunun tespit edildiği kaydedildi.

TERÖR ÖRGÜTÜNÜN FİNANSINA KURYELİK YAPMIŞ
İddianamede, Emniyet Müdürlüğüne yapılan ihbar üzerine, 10 Aralık 2010'da yakalanan bir kişinin bilgisayarında inceleme yapıldığı ve incelemede Demirbaş'ın yurt dışından Türkiye'de faaliyet yürüten terör örgütü mensuplarına verilmek üzere 45 bin 200 Euro getirdiğinin anlaşıldığı, Demirbaş'ın terör örgütünün finansmanına kuryelik yaptığının tespit edildiğini bildirilerek, paranın şüpheliye aktarıldığı tarih ile şüphelinin yurt dışına çıkış ve dönüş zaman aralığının uyuştuğu kaydedildi. Demirbaş'ın silahlı terör örgütü yöneticisi olmak suçunu işlediğinin anlaşıldığına da dikkat çekilen iddianamede, alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına karar verilmesi talep edildi.
İddianame, sunulduğu 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilerek, Demirbaş hakkında, “Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” suçlamasıyla 22,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Demirbaş'ın yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.



















