'Piknik Sonrasi Kene Kontrolünü Ihmal Etmeyin'
Kirim Kongo Kanamali Atesi virüsünün endemik oldugu bölgelerde piknik yapan kisilere mutlaka üzerlerinde kene olup olmadigini kontrol etmesi önerisinde bulunan Enfeksiyon Hastaliklari ve Mikrobiyoloji Uzmani Prof. Dr. Mehmet Parlak, “Kirim Kongo Kanamali Atesi, keneler tarafindan tasinan bir virüsle olusan ve ölümlere neden olabilen bir enfeksiyon hastaligidir. Kene tutunmasindan veya bu hastaliktan korunmak için yapilmasi gereken en önemli islem ise hasta insan ve hayvanlarin vücut sivilari ile temasin engellenmesidir. Bunun için en iyi yol eldiven ve maske kullanilmasidir. Önlük ve gözlük kullanimi da çok önemlidir” dedi.
Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Enfeksiyon Hastaliklari ve Mikrobiyoloji Uzmani Prof. Dr. Mehmet Parlak, yaz aylarinda sik karsilasilan kene isiriklarinin neden oldugu enfeksiyonlar hakkinda açiklamalarda bulundu.
Kirim Kongo Kanamali Atesi hakkinda bilgi veren Prof. Dr. Parlak, “Kirim Kongo Kanamali Atesi (KKKA), keneler tarafindan tasinan bir virüsle olusan, ölümlere neden olabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulasan) karakterli bir enfeksiyon hastaligidir. Kene artropot kisminda yer alan bir canli olup hastaligin biyolojik vektörüdür. Hayatina çaliliklarda hayvanlar üzerinde beslenerek devam eder, nadir durumlarda insana yürümektedir” diye konustu.
“Her kene tutunmasi hastalik demek degil”
Her kene tutunmasinin hastalik olacagi anlamina gelmedigine deginen Prof. Dr. Parlak, su bilgileri paylasti:
“Etken varsa hastalik olusmaktadir. Yeterli sayida virüs varligi hastaligi bulastirabilmektedir. Kene tutunma noktasi belli belirsiz olabilir ancak eger bas kismi deriye gömülmüsse o zaman daha net görülebilir. Dünyada 400 kene türü vardir. Ancak Kirim Kongo Hemorajik Atesi ile ilgili bulasmada rol alanlar 30 kene türüdür. Kene isiriginda alinan virüs miktari ne kadar yüksekse ölüm orani o kadar yüksektir. Kene isirigi fark edildiginde acil olarak bir saglik kurumuna basvurulmalidir. Kene deriye girmisse müdahalenin çok dikkatli yapilmasi gerekiyor. Çünkü canli ne kadar rahatsiz edilirse mevcut virüsün hemen hepsini oraya bosaltmaktadir. Virüs miktari 10 milyar üzerinde ise ölüm orani yükselmekte tedaviye cevap azalmaktadir. Normal ölüm yüzdesi yüzde 5 civarindadir.”
“Çikarma isleminde doktora basvurulmali”
Kene çikartma isleminin oldukça önemli ve riskli oldugunu vurgulayan Prof. Dr. Parlak, “Kene deride ise bir pense, cimbiz, ip ya da bir yaprak ile (çiplak el ile müdahale edilmemelidir, alkol kolonya, gaz yagi, sigara, kibrit çöpü kullanilmamali, bulasmayi arttirir) çikarilmalidir. Çivi çikarir gibi saga sola hareket ederek ve uygun bir sekilde bas kismini kopartmadan çikarilmalidir. Çikaracak kisi saglik personeli degilse ve bu konuda deneyimi yoksa doktora ya da saglik personeline müracaat etmelidir” seklinde konustu.
“Ates ve halsizlik görülebilir”
Kene isiriginin belirtilerini hatirlatan Prof. Dr. Parlak, “Kene tutunmasinin belirtileri isirdigi yerde dogal olarak kasinti yapmasidir. Ancak etkeni yani virüsü inokule etmisse klinik belirtiler ortaya çikmaktadir. Ates, halsizlik, istahsizlik, kas agrisi, bas agrisi, bulanti, kusma, ishal ve agir vakalarda kanama gibi bulgular görülmektedir” açiklamasinda bulundu.
“Keçi, koyun ve domuz daha sik bulastiriyor”
Kene isirigi ile ilgili sadece kirim kongonun degil, birçok hastaligin bulasabilecegini dile getiren Prof. Dr. Parlak, “Bunlar içerisinde en önemlisi kirim kongodur. Dolayisiyla bu hastaligin teshisi klinik ve laboratuvar ile yapilmaktadir. Özellikle hasta kirim kongo bulunan endemik bir yere gitmisse, bu bölgelerde yasiyorsa kirim kongodan ölen bir hayvan ile ya da bir insan ile temas etmisse tani koymamiza destek olabilir. Kirim kongolu hastanin (insan veya hayvan) vücut salgilari ile temas etmisse meslek olarak veteriner hekimse, hayvan bakicisi ise veya hayvancilik yapiyorsa bu risk akla gelmelidir. Avci, asker veya saglik personeli ise yukaridaki semptomlar hastada mevcutsa ya da birkaçi mevcutsa kanamalari var ise ve bunlarin gelistigi süre kisa ise aklimiza ilk gelecek olan hastalik KKKA’dir. En çok bulastiran hayvanlar keçi, koyun, sigir ve domuzdur. Laboratuvar yöntemleri ile tanisi konulabilir” dedi.
“Piknik esnasinda dikkat edilmeli”
Kene isirigindan korunmak için dikkat edilmesi gerekenlerden bahseden Prof. Dr. Parlak, sunlari söyledi:
“Kene tutunmasindan veya bu hastaliktan korunmak için yapilmasi gereken en önemli islem hasta insan ve hayvanlarin sivilariyla temasin engellenmesidir. Bunun için en iyi yol, eldiven ve maske kullanilmasidir. Önlük ve gözlük kullanimi da çok önemlidir. Çaliliklarda, yüksek otlu yerlerde ve kirim kongonun endemik oldugu bölgelerde piknik yapilmissa, piknik sonrasi mutlaka üzerlerinde kene olup olmadigi kontrol edilmelidir. Endemik oldugu bölgelerde çiftçilerin çalisirken pantolonlarini çorabin içine koymasi veya çizmenin üzerine geçirilerek gergin olacak sekilde kenenin giremeyecegi sekilde ayarlamasi veya repellent dedigimiz kene kovucular sürmesi veya kenelerle kimyasal olarak mücadele etmeleri gerekmektedir. Keneleri yiyen kanatlilar da avlanarak tüketilmemelidir.”
Tedavi süreci
Tedavi yollarini anlatan Prof. Dr. Parlak, “Destek tedavisi, tedavisinin temelini olusturur. Bunun yaninda hastanin sivi, elektrolitlerinin ve kan degerlerinin izlenmesi gerekmektedir. Gerekirse taze donmus plazma ve trombosit süspansiyonu verilebilir. Mevcut ilaçlar kullanilmakla beraber hastanin kaderini degistirmemektedir. Birçok hastalikta oldugu gibi KKKA’nin endemik oldugu bölgelerde çalisan doktorlar bunu çok çabuk tanirlar. Laboratuvar ve anamnez ile kisa sürede tani ve tedavisini gerçeklestirebilirler. 10 günü geçen hastalarda iyilesme kaçinilmazdir. Kene tutunan kisiler, kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, istahsizlik, ates, kas agrisi, bas agrisi, bulanti, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya birkaçinin ortaya çikmasi halinde derhal en yakin saglik kurulusuna müracaat etmelidirler” ifadelerini kullandi.