PKK'nın Uyuşturucu Ticaretine Barış Pınarı Harekatı'yla Darbe Vuruluyor

Polis Akademisi Başkanlığı Dr. Öğretim Üyesi Esra Çetinöz: 'PKK'ya karşı mücadele aynı zamanda uyuşturucuya karşı mücadele. Şu anda güneyde yapılan Barış Pınarı Harekatı, sadece sınır güvenliği için değil, uyuşturucuya karşı verilen mücadele için de bir adım' 'Madde bağımlıları bir süre sonra uyuşturucu satıcısı çarkının bir parçası haline geliyor. O yüzden sürekli büyüyen bir kitle var. Ne kadar polisiye tedbirler alınsa da eğitimle bunu desteklersek bu döngüyü belli bir ölçüde kırabilmemiz mümkün' 'Uyuşturucuyla mücadele konusunda Cumhurbaşkanlığına bağlı bir ofis kurulması önerisi var. Bu işin içinde birçok kurum var ve bunların koordinasyon içinde hareket etmesi gerekiyor'

ORHAN ONUR GEMİCİ - Polis Akademisi Başkanlığı Dr. Öğretim Üyesi Esra Çetinöz, "PKK'ya karşı mücadele aynı zamanda uyuşturucuya karşı mücadele. Şu anda güneyde yapılan Barış Pınarı Harekatı, sadece sınır güvenliği için değil, uyuşturucuya karşı verilen mücadele için de bir adım." dedi.

Akademi tarafından 6-8 Aralık 2018'de Antalya'da düzenlenen "Türkiye'de ve Dünyada Uyuşturucu ile Mücadele" başlıklı uluslararası konferansta ele alınan konular rapor haline getirildi.

Dr. Öğretim Üyesi Çetinöz imzasını taşıyan raporda, konferansa katılan bilim insanlarının "Türkiye'de uyuşturucuyla mücadele çalışmaları, uyuşturucu tedariki, kaçakçılığı ve terör örgütlerinin finansmanı, medya ve sosyal medya, hukuk ve uygulama, uluslararası iş birliği, uyuşturucu kullanımını önlemeye ve tedaviye yönelik yaklaşım ve politikalar ile Türkiye ve dünyada madde bağlantılı ölümler" konularına ilişkin tespit ve önerileri yer aldı.

Çetinöz, AA muhabirine rapora ilişkin yaptığı açıklamada, özellikle son yıllarda Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok ülkenin uyuşturucuyla mücadele için özel kurullar oluşturmaya başladıklarını söyledi.

Bu kurulların eylem planları hazırladıklarını belirten Çetinöz, Türkiye'de bu işin içinde birçok bakanlık ve sivil toplum kuruluşunun yer aldığını dile getirdi.

Bu alanda faaliyet yürüten paydaşların çalışmalarına raporda yer verdiklerini anlatan Çetinöz, Milli Eğitim Bakanlığınca 2017'de uyuşturucuyla mücadele alanında 10 milyon öğrenci, 600 binin üzerinde öğretmen ve iki milyon veliye eğitim verildiğini ifade etti.

Çetinöz, elde edilen verilerin, Türkiye'de uyuşturucu kaçakçılığı bakımından mücadele edilmesi gereken başlıca terör örgütü olarak PKK'yı gösterdiğini ve bu alandaki mücadelenin daha çok PKK'ya yönelik yapılması gerektiğini kaydetti.

- "PKK, Türkiye iç pazarının tümünü ele geçirme stratejisini benimsedi"

PKK'nın uyuşturucu ticareti stratejisine ilişkin Çetinöz, "Avrupa'daki uyuşturucu kaçakçılığının çok büyük bir kısmını PKK yönetiyordu ama orada alınan çeşitli önlemlerle yönettiği pazar küçülen PKK, Türkiye iç pazarının tümünü ele geçirme stratejisini benimsedi. Bu anlamda 'Özellikle İstanbul, hedef ve en büyük pazar.' diyebiliriz yapılan araştırmalara göre. Bu konuda İstanbul Emniyet Müdürlüğünün çok ciddi çalışmaları oldu." diye konuştu.

Yurt içi ve dışında yürütülen operasyonların uyuşturucuyla mücadeleye katkısına değinen Çetinöz, özellikle Suriye'de yürütülen operasyonlarda PKK/PYD/YPG'nin uyuşturucu hap üretimi yaptığı imalathanelerin imha edildiğine dikkati çekti.

Çetinöz, Afganistan'da afyon üretiminin yüzde 30 arttığına işaret ederek, dünya genelinde madde bağlantılı ölümlerin çoğunlukla afyon ve türevi maddelerden kaynaklandığını, bu pazarın büyük bir kesiminin de terör örgütü El-Kaide'nin kontrolünde olduğunu söyledi.

Terör örgütlerinin yanı sıra organize suç örgütlerinin de uyuşturucu ticareti faaliyetinde bulunduğuna dikkati çeken Çetinöz, suç örgütlerinin gelirlerinin 3'te biri ila 5'te birini sadece uyuşturucudan elde ettiklerini vurguladı.

- Rap müziğin gençler üzerindeki etkisi

Medya ve sosyal medyanın, uyuşturucu kullanımını özendirmedeki etkisine değinen Çetinöz, şunları kaydetti:

"Orada yapılan yayınların niteliği gerçekten çok önemli. Raporda bu yayınların niteliğinin ne olmasıyla ilgili birtakım yapıcı önerilere de yer veriyoruz. Hatta ilginç bazı başlıklar da vardı konferansta sunulan. Mesela medyatik ünlülerin, gençlerin uyuşturucu kullanımına etkileri nasıl? Sonrasında rap şarkıların uyuşturucu kullanımını teşvik etmesi, yönlendirmesiyle ilgili çok ciddi içerikleri var. Yapılan birkaç araştırmayla rap müziği dinleyen özellikle 15 ile 18 yaş arasındaki genç kitlenin uyuşturucu madde kullanma, davranış sorunları, depresyon gibi bozukluklarının, bu müziği dinlemeyen gençlere oranla daha fazla olduğu ortaya çıkmış durumda.

Bunu sadece sosyal medyayla da sınırlı tutmamak gerekiyor. En çok karşılaştığımız şeylerden bir tanesi de uyuşturucuyla ilgili haberlerin sunum tarzı. Bununla ilgili birçok çalışma yapılmasına rağmen halen medyada bu konuda istediğimiz başarıya ulaşamadığımızı görüyoruz. Halen özendirici bir dil kullanıldığını görüyoruz. Bu işten çok para kazanılabileceği ya da bu maddeyi kullanmanın çok keyifli olabileceği gibi ifadelerin kullanılmasının insanlar üzerinde etkili olduğunu görüyoruz. Bu konudaki içeriğin düzeltilmesi gerekiyor. Bununla ilgili bağımsız bir kurulun oluşturulup bu konuyu gözlemleyip gerekirse medyaya geri bildirim verecek ve onların daha iyi çalışmasını sağlayacak bir sistem kurulmasıyla ilgili öneri var."

"Sapkın bir davranışı sürekli normalize edecek yayınlar yapıldığında insanlar bunu bir süre sonra normal karşılamaya başlıyor." diyen Çetinöz, bunun da insanların bu davranışa yönelmelerini kolaylaştırdığını söyledi.

Çetinöz, terör ve organize suç örgütlerinin ilk hedefinin, insanların, bir kere de olsa uyuşturucuyu denemelerini sağlamak olduğuna dikkati çekerek, bunun daha sonra bağımlılığa doğru gittiğini ifade etti.

Uyuşturucuların, toplumdaki algının aksine kolay ulaşılabilir olmadığını vurgulayan Çetinöz, "Uyuştucuyla mücadelenin temelinde önleme çalışmaları yatıyor. Önleme çalışmalarının temelinde ise insanlara eğitim vermek ve insanların maddeye ulaşmasını engellemeye çalışmak var." dedi.

- "Bağımlılar da uyuşturucu satıcısı çarkının bir parçası haline geliyor"

Çetinöz, "torbacı" denilen uyuşturucu satıcılarına yönelik operasyonların arttığını belirtti.

"Uyuşturucu bağımlısı olmuş kişi, işini ve sosyal hayattaki konumunu kaybettiği için üzerinde ekonomik baskı oluşuyor." ifadesini kullanan Çetinöz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tekrar madde bulabilmek için bu suçu işlemeye başlıyor. Yani madde bağımlıları da bir süre sonra uyuşturucu satıcısı çarkının bir parçası haline geliyor. O yüzden sürekli büyüyen bir kitle var. Bu gerçekten çok ciddi bir sıkıntı. Ne kadar polisiye tedbir alınsa da eğitimle biz bunu desteklersek bu döngüyü belli bir ölçüde kırabilmemiz mümkün. Bu konudaki çalışmalar da meyve veriyor gibi geliyor bana. Şuradan yola çıkarak söylüyorum, 2017'deki madde bağlantılı ölüm sayısı 941 kişiydi, 2018'de 588'e ve 2019'un 10 ayında 182'ye düştü."

Uyuşturucuyla mücadelede uluslararası iş birliği çalışmalarına değinen Çetinöz, veri toplama alanında Avrupa Birliği'ne uyumla ilgili ciddi projeler üretildiğini, bu sistemin 2015'ten sonra gelişmesiyle Türkiye'nin sağlıklı veri ağına kavuştuğunu dile getirdi.

Çetinöz, uyuşturucu bağımlılarının tedavisinde ilerlemelerin olduğunu belirterek, yaklaşık 200 merkezde bu hizmetin verilebildiğini söyledi.

Bu alanda son 4 senedeki yatılı hastaların sayısında artış olmamasının sevindirici olduğunu kaydeden Çetinöz, bunun, uyuşturucu kullanan kişi sayısında artış olmadığına işaret olarak kabul edilebileceğini anlattı.

- Cumhurbaşkanlığına bağlı ofis kurulması önerisi

Uyuşturucuyla mücadele için raporda getirilen önerilere değinen Çetinöz, şu ifadeleri kullandı:

"Raporda en çok vurguladığımız, PKK'ya karşı mücadele aynı zamanda uyuşturucuya karşı mücadele. Şu anda güneyde yapılan harekat, sadece sınır güvenliği için değil, uyuşturucuya karşı verilen mücadele için de bir adım. Yapılan araştırmalara göre kripto paralar, uyuşturucu ticaretinde çok kullanılıyor. Her ülkenin hukuki uygulamalarını bu kripto paralarla mücadele edecek şekilde güncellemesi gerekiyor ama tek bir ülkenin bununla mücadele etmesi mümkün değil. Küresel bir problem olduğu için bu alanda kullanılan kripto paralara karşı ülkelerin iş birliği yapması gerekiyor. 'Dark web' dediğimiz alanda uyuşturucu satışı artmış durumda. Orada da yine kripto paraların çok kullanıldığını görüyoruz. Belki bu alanda yapılan kaçakçılık kısıtlı olabilir ama giderek her sene büyüdüğünü görüyoruz.

Uyuşturucuyla mücadele konusunda Cumhurbaşkanlığına bağlı bir ofis kurulması önerisi var. Onun gerekçesi de şu, bu işin içinde birçok kurum var ve bunların koordinasyon içinde hareket etmesi gerekiyor. 2015'ten sonra koordineli olarak gidiyor çalışmalar ama bazen kurumların birbirinden haberi olmayabiliyor. Tek merkezden daha sağlıklı ve koordineli şekilde yönetilebilmesi için böyle bir ofisin kurulması da yine bilim insanlarının getirdiği önerilerden bir tanesi."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile