Pkk`nın Yaraladığı Polis Memuruna Vefasızlık

4 Eylül günü halı sahada futbol oynayan polislere yapılan saldırıda komiser Cem Kerman ile kendisini saha kenarında izleyen eşi Dilay Turan Kerman şehit olmuş, aralarında Şehit Mehmet Yalçın`ın da bulunduğu sekiz polis memuru yaralanmıştı.Olayın ardından Elazığ Araştırma Hastanesi`nde tedavi altına alınan Şehit Mehmet Yalçın`ın ailesi, kendilerine devletin ilgisiz kalmasından yakındı

Türkiye Harp Malülü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Manisa Şube Başkanı Ümit Taydaş ve yönetim kurulu üyeleri, Yalçın`ın Alaşehir`in Gümüşçay köyünde yaşayan ailesini ziyaret etti. Bu ziyaret sırasında aile, yaşadıkları üzücü olayları paylaştılar

1988 yılında oğlu Mehmet Yalçın`ı şehit veren ve bu ismi torununa koyan babaanne Cemile Yalçın (68), oğlu Şehit Mehmet Yalçın ve torunu gazi Şehit Mehmet Yalçın`ın fotoğraflarına sarılarak, "Atatürk`ün bize emanet ettiği vatanımızı asla vermeyeceğiz" dedi.

1988 yılında Batman`da oğlu Mehmet Yalçın`ı şehit verdiğini anlatanbabaanne Cemile Yalçın, şöyle konuştu: "11 Temmuz günü şehit olan oğlumun ardından 10 gün sonra Mehmet`im doğdu. Zamanın Manisa Valisi Rafet Üçelli bana, `Bak Allah senden bir Mehmet`i aldı bir Mehmet verdi. Bunun adı Şehit Mehmet Yalçın olacak` dedi. Hatta nüfus memuru `Şehit` isminin verilemeyeceğini söylemesine rağmen vali bu ismi verdirtti. Bugün bu torunum Tunceli`de ağır yaralanmış ama bir devlet yetkilisi henüz kapımızı çalmadı. Devletten bir şey istemiyoruz yeter ki bize sahip çıksınlar." Görüşme sırasında torunu Şehit Mehmet Yalçın ile telefon görüşmesi yapan babaanne, torununa "Oğlum bize sahip çıkan olmadı. Dernek başkanı ziyaretimize geldi" derken gözyaşlarına boğuldu. Hasta yatağından telefonla yardım isteyen torun Mehmet Yalçın da, Başkan Ümit Taydaş`tan kendisine gazilik beratının çıkarılmasında yardımcı olmasını istedi. POLİS EVİ KONAKLAMA ÜCRETİ ALMIŞ Yeğeni Şehit Mehmet Yalçın`ı ziyaret etmek üzere gittikleri Elazığ`da başlarından geçen ilginç bir olayı anlatan Cemile Yalçın, sözlerine şöyle devam etti: "Ağabeyim Ali Yalçın`la birlikte Elazığ`da hastanede yatan yeğenim Şehit Mehmet Yalçın`ın yanına gittik. Bizi polisler karşıladılar ve polis evinde yerimizin ayrıldığını söylediler. O günün gecesi polis evinde konakladık. Sabah ayrılırken bizden 37 TL konaklama ücreti aldılar. Sonra da kahvaltı yapabileceğimizi söylediler. `Ben de `yatak parası bukadar alıyorsanız, kahvaltıya paramız yetmez` dedim ve oradan ayrıldık. Sanki biz oraya kendi isteğimizle gitmişiz gibi alınan yatak parası çok zorumuza gitti. Teröristler yeğenimin ağzından kan geldiğini görünce yanından öldü diyerek geçip gitmişler." Dedesi Habip Yalçın da, "Torunum, komiserinin ve eşinin vurulduğunu görünce komiserini kurumak için onun üzerine atılmış. Kendisini siper etmiş. O esnada torunum da kolundan ve bacağından yaralanmış" dedi. Anne Döne Yalçın ise, oğlunu kendi gözüyle görmek istediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Allah`ım oğlumu bana bağışladı, şükürler olsun. Olay günü Alaşehir`den bir komiser telefon edip `Senin oğlan da olay yerindeymiş. Bir telefon edip araştırın` dedi. Eşim oğlumu aradı telefonunu açmadı. Sonra Tunceli Emniyet Müdürlüğü`nü aradık onlar söylediler. Oğlumla iki günde bir görüşüyorum. Allah`ım oğlumu bağışladı, sesini duyabiliyorum bu bana yeter." Türkiye Harp Malülü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Manisa Şubesi Başkanı Ümit Taydaş yaptığı açıklamada, "Şehit babamız Habip Yalçın bizim üyemizdir. Bizi telefonla arayınca buraya geldik. Artık Türkiye`de hangi safhaya gelindiği görülmektedir. Bu şehitten, gaziye kadar böyledir. Bizim devletimizden istediğimiz; artık köşkte, orada burada bir araya gelip, `büyük önlemler alıyoruz` deyip, `çözüm üretiyoruz` gibi yaklaşımların yetersiz olduğunu görüyoruz" dedi

ARTIK TERÖR BİTSİN Somut adımlar beklediklerini anlatan Taydaş, sözlerine şöyle devam etti: "Terörün bitmesini istiyoruz. Etkileyici, şehit ve gazi ailelerimizin kanayan yarasını biraz olsun durdurucu bir yaklaşımla olaya radikal çözüm üretecek tedbir alınmasını bekliyoruz. Ama ne yazık ki bunu göremiyoruz. Sanki şehidimiz, gazimiz çoğaldıkça, devletimizin bu insanlara bakış açısı eskisi gibi değil, daha uzak duruyorlar. Onlarla beraber olmuyorlar. Bakın burada oğlunu şehit vermiş, sonra torunu gazi olmuş bir aile var amadevlet yetkililerinden hiç birisinin buraya gelmemesi, geçmiş olsun dememesi, yanlarında olmaması çok üzücü bir olay. Böyle durumlarda buraya gelinmiyorsa, diğer durumlarda beklememizin bir anlamı da yersiz. Devletimizin şehit, gazi ve yakınlarına sahip çıkmasını istiyoruz." Öte yandan Alaşehir Kaymakamı Musa Uslan, yaralanan polisin ailesini İzmir`e götürüp uçakla Elazığ`a gönderdiklerini belirterek "Polisimiz devletin kontrolünde hastanede tedavi ediliyor. Babası şu an polisin yanında. Gelişmeleri takip ediyoruz" dedi.