Polisler, Kamerayı Koyamadan Kaçmışlar

Eski CHP Genel Başkanı Baykal ile eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayımlanmasıyla ilgili 171 sanığın yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi İstihbaratçı eski polis N.S, savunmasında, Çankaya'da bir adrese usulsüz olarak kamera yerleştirilmek istendiği sırada iş yeri sahibince basılmaları üzerine koşarak kaçtıklarını söyledi

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayımlanmasıyla ilgili Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 171 sanığın yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan tutuksuz sanık emekli polis N.S, isnat edilen suç tarihi olan 2008 yılı temmuz ayında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığında görev yaptığını belirtti.

Teknik Operasyon Şubesi Müdür Vekili Yunus Yazar'dan yıllık izin istediğini, onun da kızarak yıllık iznini onayladığını ancak görev olması halinde de çağıracağını söylediğini anlatan N.S, Yazar'ın söylediği gibi izindeyken arayıp çağırdığını söyledi.

"Senelik iznimi bozup iş yerime gittim. Emre uymak zorundaydım. Direk Yunus Yazar müdürün makam odasına çıktım. 'Organize şubenin işi var, Hakan Kırdağ ile görüş, ne gerekiyorsa yapın.' dedi." ifadesini kullanan N.S, konuyla ilgili onay alınıp alınmadığını sorduğunda da "Tabii var ki seni çağırdık." yanıtını aldığını savundu.

N.S, organize şubedeki Kırdağ ile görüşürken, kendisine bir Mercedes kaçakçısına operasyon yapılacağını söylediğini aktardı.

Kırdağ'ın, mahkeme kararı bulunduğunu da belirttiğini dile getiren N.S, o gün müsait olmadığı için Yusuf Ziya Yağmur'un adresine yönelik bir işlem yapmadıklarını, görevin iptal edildiğini anlattı. N.S, şöyle konuştu:

"Ertesi gün Kırdağ arayıp daireye çağırdı, akşam 18.30 civarı. 01.45 civarı Kırdağ yine arayıp İlker Usta ile dairenin nizamiye girişine gelmemizi söyledi. Nizamiye önünde 15-20 kişilik personel vardı. Bize, dairenin yaklaşık 150 metre karşısındaki hedef operasyon binası gösterildi. Binaya doğru hareket ettik. Binanın önünde çevre güvenliğinden sorumlu personelleri gördüm. Aracı cami avlusuna çektik. İlker Usta ile takım çantalarımızı alıp bilinen yere geldim. Bizden önce içeri girmişler. Televizyona kamera koyulması istendi. Kırdağ ve yanındaki 'başkomiserim' diye hitap ettikleri kişiye dönüp televizyon ince, olmaz dedim. 'Aç da bir bakalım.' dedi. Bu sırada bir anda koşturmaca oldu. Organize şube 'hedef geliyor' deyince bıraktık. Polislerin kaçtığını gördüm. Bir şeylerin ters gittiğini fark ettim. Çünkü ilk kez polis kaçıyordu."

İlker Usta ile teknik çalışmaya ilişkin malzeme bulunan çantalarını toparlayıp kaçmaya çalıştıklarını belirten N.S, bina dışındaki iki kişinin "Kaçmayın, durun." diye bağırdığını söyledi.

- "Sen anlamazsın, koş"

N.S, güvenlik için duran polislerin de kaçmış olduğunu belirterek, cami avlusuna park ettikleri araca koşarken, yanındaki başkomiser diyerek hitap edilen kişiye "Abi biz niye kaçıyoruz? Kaçakçı olan onlar" dediğini, onun da "Sen anlamazsın, koş." karşılığını verdiğini savundu. N.S, şöyle devam etti:

"Cami avlusuna park ettiğimiz arabaya, kovalayan şahıslar taş atarlar diye binmedim. Koşarak kaçarken başkomiser bir anda kayboldu. Hızlı adımlarla camiden aşağı yürümeye başladım. Bir ışığın altında yere koyduğum çantanın üzerinde oturdum. Çünkü kaçmamı gerektirecek bir şey yapmamıştım. İki vatandaş yanıma geldi. 'Yat yere, aç o çantayı.' dediler. 'Kimsin?' dedim. 'Astsubayım.' dedi. 'Şimdi polis geliyor.' dedim. 'Polis burada.' diye konuştu. Yanındaki kişi polis kimliğini gösterince kulağına eğilip kendimi tanıttım ve şahsı götürmesini istedim. O da astsubaya 'Abi burada seninle ilgili bir şey yok, dönelim.' dedi. O sırada telefonum çaldı. Arayan Kırdağ idi. 'Abi neredesin?' diye sordu. Bulunduğum yeri tarif ettikten sonra Yıldız Karakolu'ndaki görevli polislerle ve İstihbarat Dairede Şube Müdürü Yüksel Aktepe ile geldi. Aktepe beni makam aracına bindirdi."

Bu konuyla ilgili hiçbir yerde konuşmaması konusunda defalarca ikaz aldığını iddia eden N.S, bundan sonra teknik çalışmalarda görevlendirilmediğini iddia etti.

N.S, sonraki süreçte Van'a tayin edildiğini, bir süre sonra da emekli olduğunu anlattı.

"Kırdağ benim yalan söylediğimi söylüyor. Ben, alakasız bir insana iftira atacak kadar alçak ve şerefsiz değilim." diyen N.S, Yunus Yazar ve diğer sorumlulardan şikayetçi olduğunu söyledi.

N.S, müşteki Yusuf Ziya Yağmur'u da tanımadığını, bilerek kanunsuz bir emri yerine getirme girişiminde bulunmadığını savundu.

- Eski başkan yardımcısı da savunma yaptı

Duruşmada, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı ve MİT de daire başkanlığı yaptığını belirten tutuksuz sanık H.Ö. de ifade verdi.

MİT'e 1 Şubat 2012'de geçtiğini ve 16 Nisan 2016'da emekli olduğunu anlatan H.Ö, 29 yıllık meslek hayatının 21 yılını İstihbarat Daire Başkanlığında geçirdiğini anlattı.

H.Ö, bir şahıs hakkında dinleme ve İstanbul'a görevlendirilen teknik ekiple ilgili kararda imzası olmasına yönelik suçlama bulunulduğunu ifade ederek, "Gerek MİT'teki, gerek daire başkanlığındaki görevim sırasında hukuka aykırı bir şey yapmadım." dedi.

H.Ö, FETÖ üyeliğini ve isnat edilen diğer suçlamaları kabul etmediğini belirterek, beraatini istedi.

Tutuksuz sanık eski polis memurları İ.N, M.U, M.K, N.Ş'nin de savunmasını yaptığı duruşma, yarına ertelendi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile