Unilever DÜnya Başkanı Paul Polman, basın mensuplarıyla biraraya geldiği toplantıda önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye ekonomisi ve yapılan yatırımlarla ilgili açıklamalarda bulunan Polman, Türkiye ekonomisinin geçmiş dönemlere göre çok daha sağlam ve güçlü olduğunu belirtti.
Polman, bu dönem yaşanan ekonomik zorlukların da başarıyla atlatılacağına inandıklarını söyledi.
Unilever açısından değerlendirildiğinde Türkiye pazarının, dünya geneli ortalamasının çok üzerinde çift haneli rakamlarda büyüdüğünü dile getiren Polman, “Avrupa’da bu büyüme daha da sınırlıyken, Türkiye özellikle büyüme anlamında başı çeken ülkelerin başında geliyor. Son 8-9 yılda Türkiye’deki işimizi ikiye katladık. Bunun sürmemesi için bir neden göremiyoruz.Büyümeyi sürdürebilmemiz ve hem iç pazarda, hem de dış pazarlarda artan talebi karşılayabilmemiz için, kapasitemizi sürekli artırmamız ve tedarik zincirimizi mükemmelleştirmemiz gerekiyor. Bunun için de sürekli yatırım yapıyoruz. Konya’da 95 milyon euro yatırımla ilk olarak 2013 yılında dondurma fabrikamızı faaliyete geçirmiştik. Konya yerel yönetiminden büyük destek gördük ve kişisel ve ev bakımı ürünleri üreten fabrikamızı da tedarikçilerimizle birlikte toplam 350 milyon euroya ulaşan bir yatırımla Konya’ya taşımaya karar verdik. Bu ölçekte bir yatırım kararı almanın, bizim büyüklüğümüzdeki global bir firma için bile çok kolay olmadığını tahmin edersiniz. Böylesine büyük bir yatırımın kararını öyle iki dakikada alamazsınız. Bu yatırım hakkında Unilever Türkiye yöneticileriyle ilk konuşmamızı 4-5 yıl önce yaptığımızı hatırlıyorum. Biz, tüm stratejilerimizi uzun vadeli yaparız ve hiçbir planımıza kısa vadeli olarak bakmayız" dedi.
"Türkiye’ye bakış açımız kısa vadeli olamaz"
Polman, Unilever olarak dünyanın 190 ülkesinde faaliyet gösterdiklerini, dünyada herhangi bir dönemde herhangi bir ülke ya da bölgede işlerin iyi gitmeyebileceğini söyleyerek "Aynı dönemde bir başkasında ise iyi olabiliyor. Biz yatırımlar ve satış/pazarlama anlamında global bir portföy yönetiyoruz. Türkiye’de ticari faaliyetlerimiz 100 yıldan bu yana sürüyor. Dolayısıyla Türkiye’ye bakış açımız da kısa vadeli olamaz.Sadece son 10 yıl içinde Türkiye’ye yatırımımız, 450 milyon eurosu fabrika yatırımı, 150 milyon kadar da marka ve pazarlama yatırımı olmak üzere toplam 600 milyon euroya ulaştı. Yeni Konya Tedarik Köyü yatırımımızla birlikte bin 300 - bin 500 kişilik yeni yarattık. Bu istihdamı, ek hizmet alımları ve çevresinde yaratılan ekonomi olarak değerlendirdiğinizde en az 20 ile çarpabilirsiniz. Bu da Konya için yaratılan 30 bin kişilik bir istihdam ekosistemi anlamına gelir" diye konuştu.
Türkiye’ye bir önceki işinde 2000 yılında geldiğinde, büyük bir ekonomik kriz yaşandığını anımsatan Polman, "Krizden çıkmayı başardınız. Bugün çok daha sağlam ve güçlü bir ekonominiz var. Bu dönem yaşanan ekonomik zorlukları da başarıyla atlatacağınıza inancımız tam.Türkiye’de 100 yıldan bu yana ticari varlığını sürdüren, ilk fabrika yatırımını 1952’de yapan, son 10 yıllık yatırımı da 600 milyon euroya ulaşan bir küresel şirket olarak, diğer uluslararası şirketlere Türkiye’nin yatırım ve iş yapmak için harika bir ülke olduğunu anlatıyoruz. Biz, Türkiye’nin iyi gününde de kötü gününde de dostuyuz. Zira, asıl güvenin ve sadakatin, olumsuzlukların ve zorlukların yaşandığı, ekonominin iyi olmadığı zamanlarda geliştiğine ve güçlendiğine inanıyoruz. Biz zor zamanlarında Türk tüketicisinin hep yanında olduk. Şirketimizi ve markalarımızı da bugünkü olduğu noktalara tüketicilerimizin taşıdığının bilincindeyiz ve bunun için minnettarız. Bu ülke insanı için yatırım yapıyoruz, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Biz Türkiye’yi artık ’gelişmekte olan ülke’ kategorisinde tanımlamıyoruz"
Türkiye’yi artık ’gelişmekte olan ülke’ kategorisinde tanımladıklarının altını çizen Polman, "Türkiye artık bir orta gelir ülkesi. Bu açıdan da birçok fırsatları bünyesinde barındırıyor. Bölgenizdeki jeopolitik sıkıntılara rağmen, gelecek için son derece avantajlı bir konumdasınız. Avrupa ekonomisinde iyileşme yavaş da olsa gerçekleşiyor; bu durum Türkiye’ye yarayacaktır. Afrika pazarlarına erişim konusunda herkesten bir adım öndesiniz. Geçmişten günümüzde hem ülke içindeki hem de uluslararası bütün parametreler değerlendirildiğinde, Türkiye’de olmamak, Türkiye’de yatırım yapmamak diye bir şey söz konusu değil" dedi.
"Cari açığın kontrol altına alınması Türkiye açısından çok önemli"
Türk ekonomisinin önümüzdeki dönem için taşıdığı en önemli risklerden birinin döviz bazlı cari açık olduğunu dile getiren Polman, ABD Merkez Bankası’nın olası faiz artırımlarının, TL’nin değer kaybına yönelik bir baskı oluşturabileceğini ve bunun da cari açığın yönetilmesini zorlaştırabileceğini söyledi.
Polman şunları kaydetti: "Oysa cari açığın kontrol altına alınması Türkiye açısından çok önemli. Cari açığınız olduğu için, cari açığı kapatmak adına ihracat yapabilecek uluslararası yatırımı çekmeniz her zamankinden çok daha büyük bir önem taşıyor. İhracatınızı sürekli geliştirmenin en önemli katma değerlerinden biri de size dünya pazarlarında kendinize yer edinmeniz için rekabetçilik kasınızı güçlendirmesi. Zira herhangi bir üründe siz rekabetçi olamazsanız, başkaları sizin yerinize o ihracatı yapar".
Polman Açıklaması 'Türkiye'nin Geçmiş Dönemlere Göre Sağlam Ve Güçlü Bir Ekonomisi Var'
Unilever Dünya Başkanı Paul Polman, “Türkiye’nin bugün çok daha sağlam ve güçlü bir ekonomisi var. Bu dönem yaşanan ekonomik zorlukların da başarıyla atlatılacağına inancımız tam” dedi.