Pompeo İle Mattis Kaşıkçı Oturumunda Senatoyu Bilgilendirecek

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin bugün Senatoda yapılması planlanan oturumda, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile Savunma Bakanı James Mattis'in, senatörlere bilgi vereceği kaydedildi. Oturuma ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Direktörü Gina Haspel'in katılmayacak olması ise tartışmalara neden oldu.

Senatoda bugün yapılması planlanan Kaşıkçı oturumunda, Donald Trump yönetimi elindeki bilgileri ve değerlendirmelerini senatörlerle ilk kez doğrudan paylaşacak.

Kongre kaynaklarına dayandırılan haberlere göre, söz konusu oturuma, Trump yönetimi adına ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile Savunma Bakanı Mattis katılacak.

- Haspel'in katılımı öngörülmüyor

Kaşıkçı cinayetine ilişkin Trump'ın görevlendirmesiyle İstanbul'a giderek, cinayet hakkındaki bilgi ve belgeleri alan CIA Direktörü Haspel'in ise henüz oturuma katılacağına yönelik hiçbir işaretin olmadığı kaydedildi.

Amerikan medyasında yer alan haberlerde, Haspel'in oturuma katılmasının Beyaz Saray tarafından istenmediği ve bu sebeple CIA Direktörünün senatörlerin karşısına çıkmayacağı öne sürüldü.

Konuya ilişkin bir soruyu yanıtlayan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Beyaz Saray'ın Haspel'i engellediği iddialarının gerçeği yansıtmadığını savundu. Konuya dair diğer sorulara yanıt vermekten kaçınan Bolton, Trump'ın Kaşıkçı cinayeti hakkındaki önceki açıklamalarının aynen geçerli olduğunu ifade etti.

Söz konusu oturumda, Kaşıkçı cinayetinin yanı sıra ABD-Suudi Arabistan ilişkileri ve Yemen'deki insani krize ilişkin son durumun ele alınması bekleniyor.

Cumhuriyetçi senatör Bob Corker, dünkü açıklamasında, çarşamba günü Pompeo ile Mattis'i dinleyeceklerini, ayrıca Haspel'in de oturuma katılmasını umduğunu belirtmişti.

Daha önce medyaya yansıyan haberlerde, Haspel'in, Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin ses kaydını dinlediği ortaya konmuştu.

Ayrıca Amerikan medyası, isimleri açıklanmayan bazı yetkililere dayandırılan haberlerde, CIA'in, cinayet talimatının, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'dan gittiği sonucuna vardığını iddia etmişti.