ABD'li yazar Bobby Ghosh, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Mısır'daki konuşmasını "yalan ve çelişkilerle dolu" şeklinde nitelendirdi.
Uluslararası ilişkiler üzerine yazılarıyla tanınan, Bloomberg Yayın Kurulu Üyesi Ghosh, "Pompeo Araplara bir doz Trump sinizmi verdi" başlıklı yazısında ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun Orta Doğu turu kapsamında Mısır'a yaptığı ziyaretteki konuşmasına eleştirilerde bulundu.
Bloomberg'in internet sitesinde yayımlanan yazıda Ghosh, Pompeo'nun konuşmasını şöyle değerlendirdi:
"Yalan ve çelişkilerle dolu ancak bu ABD'nin Orta Doğu politikasının üst düzey bir Amerikalı yetkili tarafından muhtemelen en dürüst ifadeleri."
- "Hiçbir kalbi kazanamayacak"
Ghosh, Dışişleri Bakanı'nın konuşmasında sıradan vatandaşların isteklerini görmezden geldiğine ve "diktatörlere övgüde bulunduğuna" dikkati çekerek, Pompeo'nun onu dinleyen Arap dünyasından hiçbir kalbi kazanmayacağını ve fikirlerini değiştiremeyeceğini ifade etti.
Arapların çoğunun Trump yönetiminin Orta Doğu politikasında önemli bir etkisi olmadığını düşündükleri için Pompeo'nun konuşmasına kulak asmadıklarını belirten Ghosh, onun yerine Jared Kushner gibi daha nüfuzlu biri tarafından yapılmış olsa bu konuşmaya daha fazla önem verileceğini vurguladı.
- "Araplar ABD değerlerini riyakar ve samimiyetsiz görüyor"
Pompeo'yu dinleyenlerin, konuşmasının Amerikan idaresinin bölgeye bakışını daha önce duyduklarından daha net şekilde yansıttığını gördüklerini kaydeden Ghosh, şöyle devam etti:
"Unutulmaması gerekir ki, ABD'nin bölgede bir 'iyi güç' olarak bulunduğu algısı vardı. Ancak Pompeo dinleyicilerine ABD değerlerini övmedi, ki Arapların çoğu ABD değerlerini riyakar ve samimiyetsiz görüyor."
Pompeo'nun, sıradan Arap toplumunun, ekonomik fırsatların azlığı, iyi yönetişim, sosyal adalet, yolsuzluk ve baskı konusundaki isteklerini görmezden geldiğine değinen Ghosh, sadece Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'ye, Mısır halkının enerjisini açığa çıkarmak, ekonomiyi serbest bırakmak ve özgür fikir alışverişine teşvik etmek konusunda çaresiz bir çağrı yapıldığına işaret etti.
- "Gerçek demokrasi zikredilmedi"
ABD'li yazar, demokrasi kelimesinin Pompeo'nun ağzından dikkate değer bir şekilde, yalnızca Irak için lafı gelmişken çıktığını ancak tek gerçek Arap demokrasisi olan Tunus'un hiç zikredilmediğine dikkati çekti.
Öte yandan, Ghosh, Pompeo'nun "terörle mücadelede kararlı bir ortak olduğu kadar dini özgürlüklerde de başı çektiği" iddiasıyla başta Sisi olmak üzere bölgenin diktatörlerini övdüğünü aktardı.
Pompeo'nun İran rejimi ve "ölümcül hırslarını" hedef almaya devam ettiğini ve ABD'nin "Suriye'den son İran askerini de çıkarmak için diplomasiye başvuracaklarını ve ortakları ile çalışacağını" açıkladığını ifade eden Ghosh, Trump yönetiminin DEAŞ'a karşı mücadeleyi sürdüreceğine söz verdiğini ve bunun çoğunlukla havadan yapılabileceğini savunduğunu yazdı.
- "Arapların büyük bölümü İran'ı uzak tehdit olarak görüyor"
Bu tezin dinleyicileri şaşırtmış olabileceğine işaret eden Bobby Ghosh, şunları kaydetti:
"Arapların büyük bölümü, liderlerinin aksine, İran'ı uzak bir tehdit olarak görüyor. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun büyük ölçüde hava gücüne dayalı bir operasyonla Husileri yenemediğini görünce doğal olarak ABD'nin DEAŞ'ı bu şekilde yenme kabiliyetini sorgulayacaklar."
Ancak yine de Trump yönetiminin dünya görüşünü bilmenin bir kıymeti olduğunu ve Pompeo'nun bunu sağladığını belirten Ghosh, "Arap dinleyiciler Trump yönetiminin neyi temsil ettiğinden çok neye karşı olduğunu duydular ki, bunlar İran, Obama'nın politikaları ve terörizm." ifadelerini kullandı.
'Pompeo'nun Konuşması Yalan Ve Çelişkilerle Dolu'
ABD'li yazar Bobby Ghosh: '(Pompeo'nun konuşması) Yalan ve çelişkilerle dolu ancak bu ABD'nin Orta Doğu politikasının üst düzey bir Amerikalı yetkili tarafından muhtemelen en dürüst ifadeleri' 'Pompeo dinleyicilerine ABD değerlerini övmedi, ki Arapların çoğu ABD değerlerini riyakar ve samimiyetsiz görüyor' 'Arapların büyük bölümü, liderlerinin aksine, İran'ı uzak bir tehdit olarak görüyor' 'Araplar Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun büyük ölçüde hava gücüne dayalı bir operasyonla Husileri yenemediğini görünce doğal olarak ABD'nin DEAŞ'ı bu şekilde yenme kabiliyetini sorgulayacaklar'.